Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4085 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kuram Dilinden Yorumlama Diline Ge?i?
Ian CRAIB

  Sayı: 61 - Ekim / Aralık 2009

Türkçe Söyleyen: Sinan AYHAN

Giriş: “Evin içinden Meseleler”

Kuram denilen şey, başımıza açılan bir dert midir; yoksa bizi dertten kurtarmak için önümüze tutulacak ışığın kaynağı mıdır..? Kuram sözcüğü, insanları korkutur bir nesne olmuştur çoğunlukla; üstelik bu korkunun gerekçeleri de ortada yoktur… Bu bağlamda birçok sosyoloji kuramı da, herhangi bir zekâ pırıltısından uzak, tavsamış veya bir anlam olmak için bütün temellerden yoksunmuş gibi gelir bize… Herkes hem sosyoloji konusundan, hem bu tür kuramlardan yaka silker; çünkü ortada bir heyecan yoktur… Oysa tam tersi, sosyoloji kuramı da, hayatın merkezinde olan ve bu merkezden unsurlar taşıyan bir dildir; bu dile hayatı işletmek adına en az hayattaki diğer meseleler kadar eğilmek gerekir… Çünkü sosyoloji denilen şey, evimizin içinden çizgiler taşır. Hayat yapan bir Şey: “Sosyoloji dilinde Kuram” Kuram çerçeveler; ama aynı zamanda içe doğru tafsilatlı bir şekilde düzenler de… Öyle şeyler yapar ki, en başta karmaşık sosyal oyunlardan kişileri çekip çıkarır; gelişmiş toplumların çehresini ortaya koyar ve bütün kesitlerini çıkarır; ama bu durum bile bir formülden öte bir tahlil inceliği gerektirir, aksi takdirde bize olayların sırrını vermez… Bu yüzden varlık yine kapalı bir kapta kalabilir…

Suç sadece yavan araştırma dillerine atılamaz; gün boyu karşılaşılan problemler nasıl eşelenir; bunu bilmek kupkuru bir araştırma dilinden çok, belli çekişmelere karşı bir ahlak, bir üstün strateji gerektirir… Yol göstericilik niteliği ancak bu merkezden çıkıp çevreyi örerse anlamlı olur. Neden sonuç ilişkisi, ne kadar yol gösterici bir bağ kurmuş olsa da bu yolculukta, bu yolculukta asıl iş sosyolojiyi içseleştirebileceğimiz bağlara düşer.

Bir oluşum karşısında, o oluşumu çözümleyen bir dil kurmak ve bunun dünya üzerinde sonuçlarıyla uyumlu bir kurguya varmak, sosyoloji kuramının asli meselesidir. Bu kuram bir elbise giymez, giyilmiş elbiseyi ve giyilmiş çıplakları ortaya koyar… Kuramın baskın olmaya veya pratik olmaya ihtiyacı da yoktur; ama kuram dediğin her halükârda, hayatı yapan işleyişi kolay anlaşılır hale sokarsa ancak, kuram vasfı taşımaya layık olur…

Düşünceyi tartan Kuram Dili Kuram, şeylerin içeriğini onun üzerinden öğrenebildiğimiz elit formlardır; bu formlar üzerinden ancak olaylar görünür ve anlaşılır olur; bu yüzden kuram bir dil öğrenmekle eşdeğer bir mesele sayılır… Düşünce denilen şey, genellikle kuramdan yola çıkar; aslında pratik işleyiş için bile ilk çıkış noktasının kuram olduğu söylenebilir… Kuram, sistematik işleyiş ve tavrın esasıdır; bu esasın taradığı şekilde olayları ahlak açısından ele alırız. Beklenmedik çekişmelerin, sıkışmaların veya kumpasların arasında olayların gidişatına vakıf olmayı hedefleriz. Büyükler ve çocuklar, çocuklar ve arkadaşlar arasındaki ilişkilerin gelişmesinde, ayrıntılarda önemli bir süreç işler ve bu süreçlere bağlı olarak çevrimizde olup biteni çözümlemek adına bazı açıklamalar yapmayı dener, durumu salim bir noktaya ulaştırmaya niyetleniriz… Hep tekrar edenler üzerinden bizdeki eğilim, kendimizden çok ya etrafımızdaki gelişmeleri, ya gözümüze kestirdiğimiz bazı kişileri suçlamaktır haksızca…

Sonuç: Organize bir Dünyanın Anlamı

Bütün mevcut “içe yönelik açıklamalar”, ister istemez karmaşık yapılardır; ama çelişkiye düşmeden dışarıda gelişene içerde gelişeni katarak bir yorum getirebilirsek, kuram diline bağlı bir iş yapabildiğimizi iddia edebiliriz…

Kuram, günlük hayatı dışlayamaz; bu sebeple kurama, kısaca deneyimlerin dilidir, diyebiliriz… O dil birinci olarak, eylemlerimizden, hiç yoksa hissettiklerimizden; geçmişimizin yoğurduğu katmanlardan, hepsinin ördüğü kıyas ağlarından türer, gelişir… İkinci olarak o dil, tecrübeden arınmış dış olayların açıklanmasına dair bazı genel düşüncelerle şekillendirilmiştir…

İster birinciye bağlı, ister ikinciye bağlı olsun; hepsinde esas kendimize dair bazı yapılar kurmak amacıdır… Bunun adı, “organize bir dünyada yaşama arzusu veya çekimi”dir; ki yoruma açılan bir düşünce evreninde, “paradigma” denen şey; dünyanın nasıl bir içerikte olduğuna dair bize yerel bir çerçeve veren şeydir… Bu kuram dili, deneylerle sınanmış uygulama şekillerine ve araçlarına bağlıdır… Tartışmaya açık kurallarla ilerlemektense, yorumlayıcı bir çözümleme eşiğinden ilk hareketin alınması her zaman daha iyidir; çünkü yorumlama gücü sayesinde görünmeyen gerçekliğin çizgisi biraz daha öteye çekilebilir…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kuram Dilinden Yorumlama ... - Sayı 61
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
İddiamıza arşivimiz delildir
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15730155
 Bugün : 1143
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656852
 Bugün : 52
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 58
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim