Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3728 kez okundu.     6 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

YUSUF’un gülüşü
Ahmet Alp Atay

  Sayı: 64 - Nisan / Haziran 2010

Şehrin sokakları güzel ve düzenliydi. Yayaların gezebilmesi için iki araç yolunun arasına, iki yanı da ağaçlarla kaplı olan yollar inşa edilmiş. Bu ağaçlar hem uzun hem de sıklardı. Neredeyse yaya yolunun yanlarından geçen araçları görmek mümkün değildi. Bahar mevsimiydi ve ağaçların üzerine tünemiş kuşlar şakıyorlardı. İnsanlar etraflarına bakarak ve arkadaşlarıyla konuşarak bu güzel günün tadını çıkarmaya çalışıyorlardı.

Ilık bir meltem yüzüne vurdu Hakan'ın. İçinde kıpır kıpır duyguların varlığını derinden hissetti. Şehrin canlılığı bu havada daha da bir belirli olmuştu. Aklına talebeleriyle güzel bir piknik yapmak geldi. Hemen plânlayıp haber vermek lâzım ailelerine ve sonrada çıkmalı güzelim Tanrı dağlarının eteklerine. Hem geçen sene yaptıkları piknik hâlâ talebelerinin hafızalarında canlılığını koruyorken bu tam da vaktinde olacak. Akşamdan etleri güzelce sirke ve de kefirle terbiyelemek lâzım, diye düşündü. İleri de yolun üzerine kurulmuş çadırları gördü ve merakını celbettiği için oraya doğru yöneldi.

Yolun iki kenarına yerleştirilmiş çadırların içinde ressamlar kara kalemlerini beyaz kâğıda dokunduruyorlardı. Öyle güzel resimler çıkıyordu ki ortaya. Bazı insanlar oturmuş resimlerini çizdiriyorlar, bazıları ise daha önce çizilmiş portreleri seyrediyorlardı. O kadar çok at resmi çizilmişti ki, bu durum tam da ülkenin at sevgisini ortaya koyuyordu. Eski eğitim sistemlerinin de sayesinde sanata olan merak bütün ülkede vardı. Bu resim çizmede göründüğü kadar her evde bulunan piyanolara kadar belli oluyordu. Kendi talebelerinin çizimlerine bile yetiştiremiyordu çiziklediklerini.

Bu ülkeye geleli iki yıl olmuştu ama çoktan memleketi gibi hissediyordu. Bunda talebelerinin büyük payı vardı. Hele aileleri! Evlerine davetli olarak her gittiğinde karşılaştığı o ilgi ve misafirperverlik kendisini çok mahcup ederdi. Eve girer girmez misafiri 'dastarkon' dedikleri sofraya alırlardı ve kalkana kadar da ikramdan patlayacak hale getirirlerdi. Yeter de denemezdi ki bu güzel insanlara. Çünkü yemediği zaman beğenmedi zannedip üzülürlerdi. Hepsiyle de şimdi tek bir aile gibiydiler.

Bu düşüncelerle arşınlıyordu yolları. Cebindeki walkmanını çıkarıp içine Kur'ân kaseti yerleştirdi. Kulaklıklarını da taktı ve dinleyerek yürümeye devam etti. Kâinat kitabına bir de Kur'ân dinleyerek bakmak istemişti. Uzun yolu böyle daha rahat geçiyordu. 'Kur'ân okuyan kari 'hâlâ akledip düşünmez misiniz?' ayetini okurken acaba şu ana yolun sonunda zirvesinde karlarla eteğine kadar görünen dağı görseydi nasıl okurdu bu ayeti' diye düşündü.

Uzun yolu bitmiş, eve varmak üzereydi. Mahallede tanışık olduğu insanlara selâm verip ilerliyordu. Arkadaşlarıyla beraber oturduğu bina 9 katlıydı ve kendileri 8. kattaydılar. Apartman kapısını açtı ve içeriye girdi. Asansöre yöneldi ve düğmeye basıp çağırdı. Birazdan asansörün kapısı açılmıştı. İçeriye girmişti ki kapı kapanırken biri durdurdu. Bu kapı komşuları olan ailenin kızıydı. Selâm verip asansöre o da binmişti. Hakan utanarak inmek istemişti ama kızın kapıda duruyor olması buna engel olmuştu. Çıkacakları katın düğmesine basmışlardı. O kadar utanmış ve de sıkılmıştı ki, yüzünün yandığını hissediyordu. Biran önce bitseydi şu hal.

Asansör sanki her zamankinden daha yavaş hareket ediyordu. Başı yerde olmasına rağmen beraberindekinin ona baktığını fark edebiliyordu. Daha önce de ona evden çıkarken rast gelmişti ve her seferinde kızın gülümseyerek selâm vermesi karşısında yüzünü başka yöne çevirip selâmına karşılık vererek yürüyüp gitmişti. Hele bir seferinde bu bakışların biraz da farklı şeyler yüklü olduğunu mimiklerinden anlamıştı. O gün bugündür görmemeye çalışmıştı onu. Ama bugün mukadderat ikisini aynı asansöre koymuştu.

Asansörün hareketi iyice yavaşlamış gibiydi. İçerideki lâmbanın ışığı titriyordu ve sonunda tamamen söndü. Asansör sert bir hareketle durdu ve içeridekileri sarstı. Bir anda Hakan boynunda iki kol olduğunu fark etti. Sarsılmanın etkisinin bahanesiyle beraberindeki Hakan'ın boynuna sarıldı. Biran ne olduğunu anlayamayan Hakan da asansörün duvarına dayandı. Yüreği küt küt atıyordu. Bir an böyle geçti. Ellerini süremiyordu ona. Asansörün lâmbası titreyerek tekrar yandı. Durumu gözleriyle de görebiliyordu artık. Elini cebindeki walkmanına götürdü zorla. Dinlediği Kur'ân ayetlerinin sesini daha da açtı. Yusuf suresi okunuyordu. O iffetli Yusuf'un kıssası. Sesler kulağından yüreğine akıyordu. Dolduruyordu orayı. Başkasına yer kalmamıştı. Ellerini bir hışımla muhatabının omuzlarına değdirdi ve itti kendisinden onları.  Şaşkın bakışlarına kendi sert bakışlarıyla karşılık verdi.

Kat 8. Asansör kapıları açılmıştı. Bir duvarda Hakan bir duvarda da diğeri vardı. Hemen atıverdi kendini dışarıya. Anahtarı çıkarıp kapıyı açtı ve içeriye girdi. Kapıyı kapatırken bulunduğu tarafa bakan o gözleri gördü. Kapatmıştı kapıyı onların üstüne. Sürgülemişti hem kapıyı hem de yüreğini onlara.

Hakan, odasından sabaha kadar çıkmadı o gün. Kapısına gelen arkadaşları içeriden gelen hıçkırıkların anlamını bilemediler hiç. Ertesi gün ise ona bakanlar yüzünde tatlı bir tebessümün olduğunu gördüler. Ama içindeki saadetin sebebini melekler bile çevresinde dolaşırken bilemiyorlardı. Kimse tahmin edemedi o gece rüyasında Hz. Yusuf'un (as) ona nazar edip gülümsediğini. Kimse bilemedi artık Hz. Yusuf (as) ile dost olduklarını.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : emrah    25.01.2011
Yorum : ahmet beyin hikayeleri tadımlık oluyor herzaman. gene tadı damağımızda kaldı. kitabınızı da heyecanla bekliyoruz.




Ekleyen : hakan öztürkmen    02.08.2010
Yorum : Orta asya ya gidip de oralarda şu müslüman türk halkını temsil etmek işte ancak böyle babayiğitlerin karıdır. allah razı olsun yazandan ve ondan önce , yaşayandan..




Ekleyen : Erol kaplancan    30.07.2010
Yorum : konu orta asyada ki bir hizmet erinin başından geçmiş anlaşılan. kaleminize sağlık.




Ekleyen : zeynep karaaslan    29.07.2010
Yorum : çok güzel olmuş. allah razı olsun




Ekleyen : rukiye amanlı    29.07.2010
Yorum : ELLERİNİZE YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK.....




Ekleyen : ni ben kar    10.06.2010
Yorum : yusuf yüzlüler yusuf gülüşlü olurlar





 
YUSUF’un gülüşü... - Sayı 64
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15276656
 Bugün : 6743
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647434
 Bugün : 871
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim