Bayram Av. Ömer Türken Sayı:
46 - Ekim / Aralık 2005
Bayram, insanların toplumsal olarak duygusal bir yoğunlukla, neşe ve huzur buldukları özellikli ve anlamlı bir gündür. Bayram günlerinden bazılarını, insanlar büyük işler başardıkları günleri sevinç ve mutlulukla yad etmek için benimsemişlerdir. Bazı bayramlar ise inançları gereğince vardır ve insanlar inançları sebebi ile bu bayramları kutlarlar. İslâm dinine mensup biz Müslümanlar da ramazan ve kurban bayramlarını dinimiz gereğince kutlarız. Dinî bayramlar yüce Yaratıcı'nın biz kullarına bir lütfudur esasen. İş güç telâşına dalmış insanlar olarak, dünya meşgalesi ile uğraşmaktan yan komşumuz ile dahi sosyal ilişkilerimizin ne kadar zayıf olduğu hepimizin acı gerçeğidir. İşte dünya meşgalesi ile telâşlı bir şekilde koşturan ve yorulan insana Allah, sanki âdeta, Ey insan dur! Her şeyi bir yana koy şimdilik, önce kendin bugün mutlu ve huzurlu ol, sonra da içinde açan bu bahar çiçeklerini çevrene hissettir. Onlara bir bak, hal ve hatırlarını sor, güler yüzünle onların da gülmelerini sağla, toplumsal olarak sevinç ve neşe içerisinde mutlu ve huzurlu bir şekilde dinlenin, sakince bir mola verin bu günlerde diyor. Bu pencereden bakıldığında bayramlar gerçekten bir lütuftur aslında.
Bayram ziyaretleri esnasında insanımız, âdeta diline pelesenk olmuşçasına 'eski bayramlar' der ve içini çeker. İnsanlar gün geçtikçe eski bayramları daha da bir özler oldular. Eski bayramlardan alınan lezzetin şimdiki bayramlardan alınamadığı bir gerçek ki, 'eski bayramlar nerde?' gibi sorular, hemen her bayram sohbetlerimize konu olmaktadır. Eskiye özlem aslında insanın fıtratında vardır. Zira insan doğar, büyür ve ölür. Yaşlanma, tabir yerinde ise elden ayaktan düşme ve ölüm gerçeği insana ister istemez geçmişi özlettirecektir. Fakat eski bayramlara özlemin nedeni, geçmişe duyulan özlem mi yoksa bayram kelimesinin kafamızdaki portresinin değişmesi mi? Bu durum her insanın oturup kendi içerisinde muhasebe etmesi gereken bir durumdur.
İnsan tanıdığını ve bildiğini sever, tanımadığı ve bilmediği şeylere karşı ise uzaktan bakar, temkinle yaklaşır, hattâ ve hattâ düşman dahi olabilir. Hayatımızda bir takım değerlerimiz vardır. Bayramlarımız da bu değerlerimizden bir tanesidir. Bizler bu değerlerimizin yok olmaması, ilk günkü heyecan ve sıcaklığını koruması adına bayram değerimizi çok iyi tanımalı ve anlamalıyız, öyle anlamalıyız ki, arefesinden son gününe kadar bayram heyecanını en üst seviyede içimizde hissetmeliyiz ve çevremize de hissettirmeliyiz. Böylesine duygu ve coşku ile yaşanmış bir bayram eski bayramları elbetteki aratmayacaktır. Tabiî ki bunu yaşamının ön şartı da, bayramı tanımak ve anlamaktır.
Bayram sadece çocuklar için eğlenilecek birkaç gün değildir. Bayram, insanların tümünün huzur ve mutluluk bulduğu, sevinç ve neşe içerisinde yaşanması gereken, dargınların barıştığı, küçüklerin sevgi yağmuru altında sırılsıklam olduğu, büyüklerin ise hak ettikleri saygıya eriştikleri en nadide günlerden biri olması hasebi ile Yüce Yaratıcı'nın bizlere bahşettiği Lütuf Günleridir.
Diğer bir yönü ile de bayram, hayatımızın ve sosyal ilişkilerimizin ölçüsünü göstermekle birlikte, bu ölçüyü bizzat yaşatan Pilot Günler… Pilot günleri iyi anlamak ve bu günlerde iyi antrenman yapmak sosyal yaşantımızın bütününe yansıyacak ve sosyal yapının çehresini elbetteki değiştirecektir.
Bayramlar, toplumsal olarak yaşanması sebebi ile de, toplumun kendi kendisini gözden geçirmesi ve toplumsal yaşantının gerektirdiği doğrultuda, toplumun kendisini yenilemesidir aslında. Tabii ki bütün bunlar bayramın gerektiği gibi yaşanmasına bağlı neticelerdir.
Âdeta altın tepsi içerisinde bizlere sunulan bayram günlerini öyle bir yaşamalıyız ki, eski bayramlar demek yerine mevcut bayramı hakkıyla hissedelim. Gelin öyle bir bayram yaşayalım ki, kin, kibir, gurur, haset, bencillik, dedikoduculuk gibi, kişilerle ve toplumsal yaşantı ile bağdaşmayacak kötü hasletlerin bize yanaşamadığı; bunların yerine, saygı, sevgi, hoşgörü, kardeşlik, samimiyet, birlik ve beraberlik, kendinden çok başkalarını düşünme, yardımlaşma, gibi iyi huyların yer aldığı bir bayram olsun bu. Yüce Yaratıcı'nın lütfunu iliklerimize kadar hissedelim, pilot günleri iyi değerlendirerek hayatımızdaki sapmaları düzeltelim ve unutmayalım ki eski bayramlar, geçen günlerdi ve geri gelmeyecekler. O yüzden yaşadığımız bayramın hakkını verelim.
'Ah eski bayramlar!' demeden geçireceğimiz bir bayram ümidi ile bütün okuyucularımın bayramlarını, en içten dileklerimle tebrik ederim
|