Derginiz 19 YAŞINDA Dergi Editörü Sayı:
65 - Temmuz / Eylül 2010
Köklü medeniyetimizin halkta tecelli eden ve nesilden nesile aktarılan yüzü bizim kuşağa yeteri kadar intikal edemedi. Kahramanlarımızı konu alan hikâyeleri, masalları, efsaneleri dededen, nineden, babadan, anneden dinlemek varken ancak okuma merakı olanlar kitap sayfalarından öğrendi. Bunda bizden önceki neslin geçmişle bağlarının koparılması, yetişme tarzı, köyden şehre göçle başlayan kültürüne yabancılaşma eğilimi, eğitim seviyesi etkili oldu, muhakkak.
Sınır tanımayan, uçsuz bucaksız çocuk hayalinin kahraman ihtiyacı bu yoldan giderilemeyince, zaten bütün boşlukları doldurmakta mahir kapitalist sistemin en sadık hizmetkârı Amerikan sineması devreye girdi ve rakibi olmayan bu alanda kendi sanal kahramanlarını dayatmakta pek de zorlanmadı.
Kendi içinde en masumu sayılabilecek ve bir zamanlar pazar sabahları heyecanla beklediğimiz western türü filmlerle başlayan bu süreçte, teknolojinin insanı hayrete düşüren gelişme hızıyla doğru orantılı olarak gelişen Amerikan sineması, nice sanal kahramanlar piyasa sürdü… Uçanı, kaçanı, hoplayanı, zıplayanından tutun, bir vuruşta kayaları tuz buz eden, tek başına bir orduyu alt eden sayısız hayalî kahramanlar…
Birilerinin âli menfaatlerine hizmet eden bu kahramanların filmlerini bizimle birlikte doğunun geri kalmış (!) bütün çocukları hayret ve dehşetle, soluksuz izledi. Onların giyimini, kuşamını, hayat tarzını takip ve taklit etmek marifet sayıldı…
Oysaki hikâyelerini, masallarını, efsanelerini dinleyemediğimiz bize ait kahramanların sinemalarını çekmeliydik. Ama maalesef sinemamız fakir delikanlıyla zengin kızı konu alan romantik filmlerin türlü versiyonlarını çekmekte gösterdiği nisbî başarıyı bu alanda sergileyemedi. Sergileyememekle kalmadı, kalkıştığı denemelerde de komik duruma düştü.
Meseleyi “bizim sinemamız kötü, onlarınki iyi” gibi basit bir düşünceyle sınırlamak, böyle bir neticeye varmak değil niyetim. Amacım, bu gerçeğin hepimizi saran ve bilinçaltımızda yer eden etkisini dile getirmek.
Amerikan sinemasının kendi değerlerini, çoğu zaman tarihî, ilmî gerçekleri bile hiçe sayarak yücelten filmlerinin, bizdeki ve bize benzer coğrafyalardaki etkilerini yok sayabilir miyiz? Bu filmlerin izleyen üzerinde en basit etkisinin onunkiyle kıyasladığı kendi benliğini, medeniyetini küçük görmek olduğunu kim inkâr edebilir!.. Az önce beyaz perdede samanyolunun en ücra köşesindeki yıldıza ışık hızıyla giden film kahramanını izleyen delikanlının biraz sonra köyüne gidecek bir vasıta bulamayışındaki tezat insana başka ne hissettirebilir ki!
Elinizdeki sayıya başta sinema olmak üzere bütün temsilî sanatları konu seçerken bunları düşünmeyi ve düşündürmeyi amaç edindik. Karagöz gibi temsilî sanatların atasını icat edenlerin her alanda olduğu gibi bu alanda da dünün, bugünün ve yarının muhasebesini yapması gerekir. Bize ait olmayan, sun’î bir kültürün ortaya döktüklerinin ağırlığı altında ezilmeden, zaten bizde varolanların üzerine inşa edileceklerin tefekkürünü yapmak bu işin ilk adımı olmalı.
Kardelen, kapağımızda da gördüğünüz üzere 19 yaşında. İnsan için bile yirmili yaşlar fizikî gelişimin tamamlanıp, fikrî yapının ana taşlarının, köşe başı taşlarının oturduğu zamanlara tekabül eder. Askerlik, evlilik, iş gibi hayata yön veren kararların alındığı zamanlar… Bir fikir dergisi için ne ifade ettiğini ise 19 yıl önce kaleme alınan “Çıkış Beyannamemiz” anlatıyor. Köşemizin sınırlarını zorlamamak adına ve daha önce de yayınlandığı için sadece küçük bir alıntıyla yetineceğimiz metnin tamamını meraklıları sitemizin “Hakkımızda” bölümünden bulup okuyabilirler:
“Ekolleşme istidadındaki bir kaç dergi, kurucularından sonra neşir hayatında görünmez oluyor. Bizimkinden daha geniş dergi mezarlığı olan bir ülke bileniniz var mı? Yine de bir araya gelen her toplulukta ilk akla gelen faaliyet -ne büyük bir fikir açlığı içindeymişiz ki- "dergi çıkarmak" oluyor. Uzun lâfın kısası "kurban olam kalem tutan ellere" diyen bir millet, fikirce çorak bir zemin üzerindedir şimdi...”
Okuyucularımızın içinde barındırdığı kandilleriyle birlikte mübarek üç aylarını ve yaklaşan Ramazan Bayramlarını şimdiden tebrik ederiz.
Kardelen’den selâmlar...
|