Kaleme yemin Dergi Editörü Sayı:
122 -
Bazen bu satırların okunmadığını düşünüp hayıflanıyorum. Önceden kaleme alınan yüzyirmibir sohbetin pek çoğunda farklı cümlelerle de olsa bu kanaatimi izhar ettim. Hele bir de okunduğu halde bir etki meydana getirmiyorsa vay halimize… Demek ki yan yana getirdiğimiz kelimelerin arasına sadece noktalama işaretleri girmiş; samimiyet, inanç, ihlâs eksik kalmış. Oysa gönülden, kalpten söylenenin, kaleme alınanın muhakkak muhatabında bir etkisi, karşılığı olur, olması gerekir. Öyle olmasaydı ismini bir sureye veren “kalem”e niye yemin edilsin ki… Allah kalplerimizle kalemlerimiz arasındaki bağı güçlendirsin, razı olacağı eserler kaleme aldırsın ve bu satırları tesirli kılsın…
Tarihin kırılma anları vardır. Ateşin bulunması, tekerleğin, yazının icadı, bir beldenin fethi, toplumsal hareketler… Bu nev’iden hadiseler akıp giden hayatın mecraını değiştirir. Öyle zannediyorum ki bugün biz de tarihin kırılma anlarından birine şahitlik ediyoruz.
Küçücük bir coğrafyaya sıkışmış, sınırlı imkânlarla hayatta kalma mücadelesi veren binlerce masum insan Yahudi eliyle katledildi, katlediliyor. Gözlerimiz önünde cereyan eden katliamı bütün dünya gibi izlemekle yetinsek de zulmün ilânihaye devam etmeyeceğini, nereye varacağını ve neticesinin ne olacağını üzerine yemin edilen kalemin yazdıklarından okuyor, anlıyor ve iman ediyoruz. Eceli gelen köpek, cami duvarını pisletiyor.
Mazlumların ahı’nın gökleri tuttuğu bu demde bütün insanlık; şahıs plânında tek tek bütün fertler ve fertlerden müteşekkil bütün milletler, devletler ağır bir imtihandan geçiyor. Birkaç nesil sonra fertler ve devletler, bugünkü hadiseler karşısında aldıkları tavra göre Gazze’den önce ve Gazze’den sonra ayrımıyla değerlendirilecekler. Ve bugün Gazze’yi görmezden gelenler kısa bir zaman sonra tarihin çöplüğüne atılıp unutulup gidecekler.
Kardelen, elinizdeki sayıda Gazze merkezinden bakarak dünya siyaset sahnesinin başat karakterlerinden İran’ı ele aldı. 70’Lİ YILLARIN SONUNDA REJİMİNİ DEĞİŞTİREN, O TARİHTEN SONRA VARLIĞINI İSRAİL DÜŞMANLIĞI ÜZERİNE İNŞA EDEN AMA NE HİKMETSE İSRAİL DIŞINDA HALKI MÜSLÜMAN BÜTÜN DEVLETLERLE SAVAŞAN İRAN’I… Coğrafyamızın sahte kabadayısı, kâğıttan kaplanı… İslâm’a, ikibin yıllık Sasanî devlet tecrübesine sahipken girdiler. Müslüman olduktan sonra kurdukları devletler de uzun soluklu oldu. Bilinen bunca asırlık devlet tecrübesi ve Arapçadan sonra en zengin dillerden Farsçasıyla inşa ettiği edebiyatıyla, yetiştirdiği büyük fikir adamlarıyla kıyaslandığında tersinden minareyi andıran bugünkü hallerini ele almaya, anlamaya gayret ettik.
Niyetimiz vahdeti bozmak, kimseyi hor hakir görmek değil ama yarım yüzyıldır köpürttüğü gücünü, sahip olduğunu iddia ettiği silâh teknolojisini ve İsrail’e karşı söylemlerini hatırlatmak da borcumuz. O güç, kırkbinden fazla masumun öldürüldüğü bugün kullanılmayacaksa ne zaman ve kime karşı kullanılacak!.. Gazze’den sonra yazılacak tarihte, yetiştirdiği büyükler hürmetine hayırla anılmasını ümit ettiğimiz İran’ı ele aldığımız sayımızı takdirlerinize sunuyoruz.
Başta kalem erbabı, fikrin kıymetini bilenlere selâm olsun.
|