Manzara ZULÜM, peki ya çözüm?.. ElektraSufi Sayı:
65 - Temmuz / Eylül 2010
Yüzyılı aşkın süredir neredeyse her dalda üretimi, araştırma ve geliştirmeyi Batı'dan aldığımız için olsa gerek, "Batı kafasıyla" düşünmeye alıştık herhalde?
"Batı" derken, ülkeleri ya da uygarlığı aşağılamıyoruz... Hani, "bilimi ve tekniği Batı'dan alalım fakat öz değerlerimizden de taviz vermeyelim" dendi ve deniyor ya hep! Taviz vermeden bu iş nasıl oluyosa, onu da anlayamıyoruz doğrusu...
Baty uygarlığı "ben" merkezcidir ve kendisi dışındakileri "öteki" olarak görür ve o şekilde muamele eder. Hayatı, tabiatı, insanı böyle algıladıkları için de maalesef çevresel-sosyal-kişisel bazda her şey zarar gördü... Bütün insanlığı derinden etkileyen bu zararı kim telâfi edecek peki?
Bu vahim durumun müsebbibi sadece onlar değil... Bu zulme sessiz kalan, içine kapanan, sırf kendisini düşünen biz Müslümanlar da zulme ortak olmuş oluyoruz... Ne dersiniz?.. Ne kadar iç açıcı bir manzara değil mi?.. Her ?ey iyiye gidiyor nasyl olsa?! Dolayysyyla rahatça uyuyup, kendimize ödüller verebiliriz öyle mi?!
Üzerimizde ne kadar ağırlık varsa hepsini atalım... Kalbimizde ne kadar pislik varsa, hepsini temizleyelim... Biz gerçekten isteyip hakkını verelim, Cenab-y Allah samimi dönüşü kabul edecektir biiznillâh...
"Ben" merkezci olmayı bırakalım... Bizi felakete sürükleyen bu çünkü...
Şeytan çok yönlü vesvese veriyor, ağları ile kuşatıyor "halife" olan insanı...
Ama geçit vermeyelim biz... Seddin yıkılmasına müsaade etmeyelim... Yeryüzü halifesi olduğumuzu unutmadan, ne yapılması gerekiyorsa onu yapalım...
"Kalb"e giremez nasıl olsa şeytan... Hilesi zayıftır... Ama insanı saptırmak için de var gücüyle çalışır iblis... Çünkü apaçık düşmanımızdır o...
Üzerimizde ne kadar ağırlık varsa atalım dedik ya hani...
İslâmî olmayan (Allah'ın razı olmadığı, olmayacağıy) kelime, kavram, ideoloji, hayat tarzı ne varsa elimizin tersiyle ittik mi..?
İttik...
İttik gitti...
Şimdi... İslâmî gözüken fakat düşmanın ekmeğine yağ süren kelime, kavram, ideoloji, hayat tarzı ne varsa, bunları da kalbimizden çıkardık mı?
Çıkardık...
Çıkardık attık...
Tamam... Kalbin (Kâbenin) içi temizlendi biiznillâh...
Ama düşman uyumaz... Tehlikelerin ardı arkası kesilmiyor... Biz yeter ki 'bir' olalım...
Az önce zihnimizden ve kalbimizden attığımız şeyler ile "Lâ ilahe" demiş olduk...
Haydi, "illâllah" diyelim... Sadece O'na yüzümüzü dönelim, sadece O'ndan yardım isteyelim...
Kalb birliği için, secde kardeşliğini tesis edelim...
Öyle bir dua zinciri kuralım ki aramızda, 'demir' gibi olsun ve şeytan zinciri kırıp içeriye giremesin...
|