Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4172 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kusurları araştırmayın
Mustafa Gül

  Sayı: 72 - Nisan / Haziran 2012

İnsanoğlunun en zayıf noktalarından biridir “kusurları araştırmak”. Kur'ân'daki karşılığı “tecessüs” olan merak ve araştırma, insanın doğuştan getirdiği özelliklerdendir. Tecessüs birçok buluşun ve başarının da kaynağıdır. Ayette yasaklanan, özel hayatın, hataların, gizli yönlerin araştırılmasıdır.

Biz birçok konuda olduğu gibi, bu özelliğimizi de müspet yönde kullanmıyoruz. Girilmesi yasak alanlarda dolaşıyoruz. Başkalarının kusurlarını aramak bir marifetmiş gibi bu çirkin davranışı işlemeye devam ediyoruz. Hattâ bazıları bunu meslek edinip geçim kaynağı bile yapmış. Magazin medyası gibi. Elde kamera, düş kişilerin peşine. Ayıp, kusur ve çirkinlikleri, yazılı ve görsel medyada yayınla. Hani özel hayatın dokunulmazlığı vardı?

Kusurların araştırılıp ortaya dökülmesiyle kim ne kazanıyor? Diyelim ki bu işi iyi niyetle yaptın. Yapılan çirkinliği ifşa ederek, topluma ibret olmasını istedin. Sonuç gerçekten bu amaca ulaşacak mı? Yoksa atalarımızın dediği gibi: “şuyu’u, vuku’undan beter” mi olacak. Yani “bir şeyin söylentisi, onun gerçekleşmiş olmasından daha kötüdür.” neticesini mi doğuracak?

Hele ortaya serilen bu çirkinlik, ünlü birine aitse, o kişi, sevenleri tarafından savunulmaya, işlediği çirkin fiil hoş görülmeye başlanır. Başkaları için ibret değil, normal bir olaymış gibi yaygınlaşmaya sebep olur.

Hedefimiz kötülükleri azaltıp, temiz bir toplum kurmak ise, bu yöntemi seçemeyiz. Rehber Kitabımız: “Birbirinizin gizlilerini araştırmayın.”; “Kendinize ait olmayan evlere sahiplerinden izin almadan girmeyin.” (Nur, 24/27); “Ergenliğe eren çocuklarınız, yanınıza gelmek istediklerinde her vakit izin istesinler.” (Nur, 24/59) diyor. Özel hayatın dokunulmazlığı ile ilgili en ince ayrıntıları açıklıyor. Aile fertleri arasındaki ilişkilerin bile sınırlarını belirliyor.

Evlere, gizlice kameralar ve işitme cihazları yerleştirmek, elde edilen bilgileri zamanı geldiğinde kullanmak, şantajcıların işidir. Bir kötülüğün gizlice bulunup deşifre edilmesi, sonuç olarak herkesin zararınadır. Deşifreci kazandım sanır, fakat belki en zararlı çıkacak olandır. Ne demişler: “Gülme komşuna, gelir başına.”

Peki bu yakınlar, akrabalar, arkadaşlar, komşular niye birbirlerinin eksiklerini araştırmadan ve bunun lafını etmeden duramazlar? Hatasız kul mu olur? Yapılan hataları hoş göreceğimize, üstünü örteceğimize, mercekle kusur arıyor onu dünya âleme ilân ediyoruz. En büyük suçlardan biri olan zina suçunda bile, suçlamayı yapandan 4 şahit getirilmesi isteniyor. Bunun hikmeti niçin düşünülmüyor. En küçük bir yanlışlık bile sorumsuzca dile getiriliyor. Sakın bu tiynetteki kişiler kendi kusurlarını gizliyor olmasınlar.

Çinli düşünür ne güzel söylemiş: “Akıllı insanlar fikirleri, orta zekâlılar olayları, geri zekâlılar başka insanları, zır cahiller kendilerini konuşur.”

Neden kusur araştırıp, başkalarını konuşarak geri zekâlılığı kabul ediyoruz? Neden iyilik dururken kötülük gözlemcisi oluyoruz? Neden Hz. İsa'yı kendimize örnek almıyoruz? Anlatılır ya: “Hz. İsa ve arkadaşları yolda giderken bir köpek ölüsüyle karşılaşırlar. Arkadaşları, “Ne de pis kokuyor!” diye söylenirken, O büyük Nebi: “ Ne de güzel dişleri var.” diyerek, o kötü ortamın güzelleşmesini sağlıyor. Neden bu güzel davranışlar bizim de ahlâkımız olmasın?

Neden: “Kusurları dillendiren kadar, onları dinleyen de günahkârdır.” Peygamber sözünü görmezden geliyoruz?

Kusurları araştırmaya ve dinlemeye zaman varsa, bu zaman niçin güzel işlerde kullanılmıyor? İşini ilerlet, bilgini artır. Dinini öğren. Kitabını öğren. Dünyayı tanı, kendini tanı, insanı tanı, doğayı tanı, yaratılmışları tanı, Yaratanını tanı. İyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, doğruyu-yanlışı, dostu-düşmanı, geçmişi-geleceği öğrenmeye başla. Yeter mi zaman?

Üniversiteler, sağcı-solcu, ilerici-gerici, açık-kapalı diye öğrencilerinin peşine hafiye salacağına, araştırmayı bilim sahasında yapsa. Güvenlik kurumları kendi halkında kusur arayacağına, çağının gelişmelerine ayak uyduracak araştırmalara yönelse.

Siyaset kurumları, birbirlerine laf yetiştirme yerine,ülkenin kalkınmasını sağlayacak projeler üretse… Yeter mi zaman?

Yine de “vaktim var” diyorsan, Hz. Ali'nin sözü kulağımıza küpe olsun:

“Kendi kusurlarımı görmekten başkalarına bakamıyorum!”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Mekkenin fethinden çıkara... - Sayı 96
“Zulmedenlere meyle... - Sayı 78
Şaşkın insan... - Sayı 76
Kur'ân'la Kur'ân... - Sayı 75
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Günümüzde kitaba nazaran paraya rağbeti; mide gurultusunu beyin sancısı zannederek, Tanzimat’tan bu yana, hiçbir şeyin çilesini çekmeden, her şeyi, Avrupa’dan monte eden(alan) yazarlarımıza borçluyuz.
Borcumuzu ödemesek de olur.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15720205
 Bugün : 3335
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656524
 Bugün : 437
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim