İslâm dünyasında üç arafe ve bayram Turgay Ertem Sayı:
75 - Ocak / Mart 2013
Bu sene Arafe günü ve Kurban bayramı günleri İslâm dünyasında üç ayrı günde idrak edildi. Türkiye, Kıbrıs, Makedonya ve Yunanistan’daki Müslümanlar 24 Ekim’i, Orta Doğu, Afrika ve Amerika’daki Müslümanlar 25 Ekim’i, Pakistan ve Hindistan 26 Ekim’i Arafe kabul ettiler ve ertesi günlerinde de bayram yaptılar. Yani dört milyon hacı adayı Arafat’ta iken, Türkiye bayram yapıyordu. Üstelik Türkiye her zaman bir gün gecikirdi. Bu defa daha erken davrandı. Neden aynı meridyen üzerinde olmamıza rağmen Mekke ile aynı günlerde Arafat’ı ve bayramı idrak edemiyoruz? Neden üç ayrı günde bayram yapılıyor? Mekke ve Medine ile saat ayarımız, namaz vakitlerimiz (özellikle doğu illerimizle) aynı olduğu halde gün farklılığı niye?
Diyanetin kendi sitesinde verdiği bilgilerde aynı hususlar belirtiliyor. Hesap ne kadar güvenilir olursa olsun gözlem yapılması sünnete uygun olandır. Bütün mezhepler hemfikir bu konuda. Yine bütün fıkıh kitaplarında yeni ay görüldüğü akşamın ertesi günü o aya başlanır diyor. İmam-ı Âzam, İmam Muhammed bu görüşteler. Diğer mezhepler de aynı görüşü destekliyor. Sadece İmam Ebu Yusuf yeni ay öğleden önce görülürse ay o gün başlar demiş. Bu durumda Ebu Yusuf’ un görüşü zayıftır.
Diyanetin 16 Ekim 2012 gününe ait takviminde; “Bu gün Greenwich saatiyle 01.20 de Ru’yet olacak (yeni ay görülecek) ve hilâl ilk defa Güney Amerika’nın güneydoğu sahillerinden görülmeye başlayacaktır.” şeklinde bir açıklama var ve hicrî 1 Zilhicce 1433 yazıyor. Ay görüldüğü sırada Türkiye’de saat 3.20’dir ve ayı ancak akşama görme imkânımız var. Bu durumda Güney Amerika’nın güneydoğusunda güneş batarken yeni ayın görülmüş olması nasıl 10 saat zaman farkı olan bir yerin gününü 1 Zilhicce yapar? Türkiye’nin uygulamasındaki yanlışlık bu noktada kendini gösteriyor. Mademki o gün ay ilk defa akşam görülecek. Ertesi gün ayın biri kabul edilmesi gerekirdi. Yani Salı değil Çarşamba günü Zilhicce’ nin 1’inci günüdür. Eğer böyle olsa idi, Arafat’ta hacılar vakfede iken Türkiye ve ona tabi olan diğer ülkeler hacılarla birlikte oruç tutacaklar ve (canlı yayında) aynı duyguları paylaşacaklardı.
Ya biz ne yaptık? Hacılar Arafat’ta iken kurban kestik. Acaba o kesilene kurban diyebilir miyiz? Biz kurban (!) kesip yerken hacılar Arafat’ta oruçlu idiler. Bize göre haram günde oruç tutmuş oldular… Kim bu vebali yüklenebilir?
Değerli âlimlerimize, İslâm Konferansı Teşkilâtına, Diyanet yetkililerimize sesleniyorum. İslâm dünyasının birliğini sağlamak için, farklı günlerdeki Hicri takvim uygulamalarına son vermek gerekir. Bunun için de teferruata gerek yoktur. Mademki İslâm’ın kıblesi Kâbe’dir; Kâbe’deki Müslümanın yeni ayı görüp göremeyeceğine göre hesap yapılmalı ve yeni ay oradan görüldüğü akşamın ertesi günü hicri ayın (Ramazan, Şevval, Zilhicce vd.) birinci günü ilan edilmelidir. İletişim çağında yanlış uygulamalarla kendimize el âlemi güldürmeyelim.
|