Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2159 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Daima Peygamberler
Kürsü Mümin-Kâfir

  Sayı: 76 - Nisan / Haziran 2013

(İman ve İslâm Atlası’ndan)

Kâfir–Lâfımı kesiyor, fikirlerimi tevkif ediyorsunuz!

Mümin–Allah'ın tevkif etmediğini ve konuşmakta serbest bıraktığını, ben mi tevkif edeceğim? İşte, bir mümine zulüm isnad eden bu zalim seciye de küfrün levazımından bir unsurdur.

Sorun soracağınızı!

 

Kâfir–İnsan sizinle konuşurken ne tarafa cevap yetiştireceğini bilemiyor! Soracağım şuydu: İster İslâm felsefesine, ister İslâm hikmetlerine göre, peygamber, her emri kanun mahiyetinde, insan üstü bir hüviyet midir?

Mümin–Her emri kanun mahiyetinden de üstün, her emri kanunlara esas teşkil edecek kadar mutlak; insan üstü, fakat insan. İnsan olmak hakikati bakımından en büyük peygamberle en küçük insan birbirine müsavidir. Fakat yine en büyük peygamber, peygamberliğini çevreleyen müstesna fert hakikatiyle, daima insan ve mahlûk kalarak, her insanın üstünde…

 

Kâfir–Demek İslâm'da peygamberi Allahlaştırmak yoktur.

Mümin–İslâm'da peygambere karşı en büyük edep, Allah'a karşı en büyük edeple beraber şudur ki, onu Allah'ın abdi ve Resûlü bilerek, ne kadar büyük kabul etsen yine az. Allah'ın mutlak vasıflarına, ne kadar az olursa olsun, işaret ettirecek olursan da fazladır. Peygamber o insan zirvesinin son kemal noktasıdır ki, belki Allah'a arasında kıl kalınlığında bir mesafe kalmıştır, ama bu kılın bir (yanıyla öbür yanı arasında ebedilik ve namütenahilik vardır ve bir) yanından öbür yanına geçebilmek muhaldir.

 

Kâfir–Yine soramadan edemeyeceğim! Hep cümle hokkabazlığı!.. Şaşırtıyorsunuz!..

Mümin–Sorunuz! Çırpınmayınız!..

 

Kâfir–Konuşmanızı o hale getirdiniz ki, bundan ileriye aramızda yol kalmıyor. İmanın usulü bu mudur?

Mümin–İmanın usulü bu değildir. Fakat siz, içinizdeki inkâr ukdesini sımsıkı yakalamış gördüğümüz her yerde aynı iddiayı ortaya atacaksınız! Esastaki derin ihtilâfımıza rağmen her şeyi konuşabiliriz. Zaten esasta müşterek olsaydık, münakaşaya lüzum kalmazdı ki… Size konuşmamak hissini veren şey, kendinizi çabucak mat olmaya başlamış görmenizdir. Açın bahsi de, mücerred ve müşahhas dinin her tarafını konuşalım!..

 

KİTAP

Kâfir–Peygamberlerden sonra kitap bahsini de gözden geçirmeliyiz!

Mümin–Geçirelim, bakalım! Ne diyeceksiniz Allah'ın kitapları için?

 

Kâfir–Böyle bir şeye inanılır mı, diyeceğim; bunlar “Peygamberlik” sıfatı verilen büyük zatların kendi eserleridir!

Mümin–Hem peygamberleri “büyük zatlar” diye vasıflandırıyor, hem de onları yalanların en şenîine müsait görüyorsunuz!

 

Kâfir–Hayır öyle bildiğiniz çeşitten, menfaata bağlı, adi yalanlardan değil… Onlar, belki de halktan evvel buna inanmışlar, kendi kendilerini kandırmışlar…

Mümin–Bu takdirde de onlara muvazenesizlik ve hastalık isnad etmiş oluyorsunuz. Bize hayatı, ahlâkı ve mizacı anlatılan hangi peygamberde yalancılık veya ruhî bozukluk gibi bir hal görmeye imkân vardır?

 

Kâfir–Farzediniz ki, bu haller yoktur ve onlar kâmil insanlardır. Böyle diye getirdikleri kitapların Allah kelâmı olduğuna inanmak mı lâzım gelir?

Mümin–Küfrün öyle kâfir,yani hain bir mantığı vardır ki, eğer mümine sabır ve sükûnet lâzım olmasa bu mantığa insan gibi cevap vermek elden gelmez. Şu düştüğünüz tezada bakın; Allah kitaplarının (hâşa) hak olmadığını ispat etmek için evvelâ peygamberlerde, onların ahlâk ve ruhlarında bir şey arıyor, bulamayınca da ilk teşebbüsünüze göre kitapları tasdik etmeniz gerekirken, kendi mesnedinizi kaybettiğiniz halde inkârda ısrar etmekle, inat ve peşin hükmünüzü ele vermiş oluyorsunuz. Demek ki, sizin için peygamberler bahanedir; onları çürütemeyince de işte şimdi yaptığınız gibi, delil ve mânâ ile hiç alâkanız olmadan sizce esasın inkâr olduğunu belli ediyorsunuz.

Ne müşkül bir mevkide olduğunuzun farkında mısınız?

 

Kâfir–Siz hep benimle meşgulsünüz. Lütfen dâva ile meşgul olun! İslâm'ın iddiasına göre bugün elde mevcut ilâhî kitaplar arasında tek harfi ve hecesi kaybedilmemiş biricik kitap Kur'ân!..

Mümin–Öyledir! Bu hususiyet de ne büyük bir mucize olduğunu ve Hak tarafından korunduğuna ayrıca işaret… Bu işaret 14 asır önce ve peşinen verildi…

 

Kâfir–İyi ama, yine 14 asırdan beri Kur'ân'ın ezelî Allah kelâmı bilinmesine karşılık sadece gününün hâdiselerine ve herkesçe malûm peygamber menkıbelerinden ibaret ve müşahhasta kalmasına ne buyurulur?

Mümin–Zâhiri cephenin bu tarafı, sadece, en büyük tecride kadar götürülebilecek bir remz ifadesidir. Yoksa zaman ve mekândan münezzeh ve mücerret Allah kelâmını, bellibaşlı müşahhaslara inhisar ettirmekten muallâdır. Kur'ân esrarına beşerî takatın son haddiyle sokulabilenler onda, ilk insandan son insana kadar bütün zaman ve mekânın haberleri kaynaştığını bilirler.

 

Kâfir–Ya öbür kitaplar?

Mümin–Hepsi hak, fakat hiçbiri mevcut değil… Meselâ eldeki 4 İncil, “bir” tecezzi kabul etmeyeceğine göre topyekûn “yok”un işaretçisi…

 

Kâfir–Bu asırda insanlık Kur'ân ile idare edilebilir mi?

Mümin–Bu asırda ve gelecekte her şey, Kur'ân'ın zâhiri temel ve sütunları üzerinde inşa edilecek yepyeni ve bâtınî bir nizam mimarisine muhtaç…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Elveda... - Sayı 82
Kelime... - Sayı 81
Zina - Sirkat... - Sayı 80
Zekât... - Sayı 79
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15277038
 Bugün : 7125
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647457
 Bugün : 894
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim