Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2382 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Muktedir olmanın vazgeçilmezliği ve lâiklik
Turgay Ertem

  Sayı: 78 - Ekim / Aralık 2013

Dünyada ve Türkiye'de, gücü ve iktidarı ellerinde tutanlar bu güçlerini devam ettirmek için ellerinden geleni esirgemiyorlar. Hattâ bu uğurda haksızlıklara, zulümlere göz yumuyorlar, görmezden geliyorlar. Yalan haberden, komplolara, suikastten iftiraya kadar her yolu kullanıyorlar.

20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti'ni elbirliği ile yıkıp topraklarında sömürge devletcikleri kurduran Avrupalılar, adına lâiklik dedikleri bir tabu icad ederek, İslâm dünyasını baskı altına aldılar. İktidara getirdiklerinden bu yönde söz aldılar ve iktidarda kalmalarını bu şartla garanti ettiler. Müslüman olmayanların haklarını koruyabilmeniz ancak lâiklikle mümkündür. Onlara lâik bir yönetimle özgürlük sağlayabilirsin dediler. Suriye halkının katili Esed, Eylül ayında bir batılı televizyondaki mülâkatında, ülkede lâikliği koruyanın kendisi olduğunu söyleyerek batıdan yardım dileniyordu. Mısır halkını kurşuna dizen, masum insanları katleden Sisi de, yaptığı darbenin lâikliği korumak için olduğunu belirterek, batının ses çıkarmamasını sağlamaya çalışıyordu. Halbuki lâiklik onlar için bir kalkandı.

Ülkemizde de yapılan bütün darbelerde lâikliğin korunmasından, irticanın önlenmesinden, böylece ülkenin huzura kavuşturulmasından bahsedildi. Ama darbe yapanların bütün çabalarının aslında iktidarı ele geçirmek olduğu, lâiklik tabusunu malzeme olarak kullandıkları anlaşıldı.

Söz konusu Türkiye olunca hemen harekete geçen Avrupa ve Amerika binlerce kişinin katledildiği Suriye ve Mısır için oyalama, engelleme ve hedef saptırma gayretinde. En son Esed'in kimyasal silâh kullanmasına ceza vermek yerine, kimyasal silahlarını imha ederse göz yumma anlaşmaları yapılıyor. Türkiye, maalesef Suriye konusunda hezimet ve hüsran yaşamaktadır. Bir yandan Suriye'den kaçan milyona yakın insanın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakta, diğer yandan Suriye ve Mısır ile aksayan dış ticaretinin yaralarını sarmaya uğraşmaktadır. Ayrıca hem İslâm dünyasını hem Birleşmiş Milletler'i harekete getirmeğe çalışmaktadır. Dışişleri bakanının bütün koşuşturmalarına, başbakanın Birleşmiş Milletler'de toplantısında: “Bir ülkenin vetosuna, bütün dünya feda edilemez” demesine rağmen gelişmiş ülkeler kılını kıpırdatmamaktadır.

Türkiye'nin düşmanları ve hükümetin hasımları bu durumdan memnundur. Çünkü böylece Türkiye yalnızlaşacak ve maddî olarak sarsılacak, onlar da zil takıp oynayacaktır. CHP heyeti Suriye'ye ziyaret düzenledi. Acaba Esed'e, katliamlara son vermesini bir an önce seçimlere ve özgürlüklere imkân tanımasını tavsiye etti mi? Yoksa ne dediler? Dış politikada bile muhalefet yapmak ve bu muhalefetini devlete düşmanca tavır alanlarla dostane ilişki kurmaya kadar götürmek nasıl izah edilebilir? Türkiye'yi yönetme yetkisini almış bir parti ve onun hükümeti, ülkenin dış politikası icabı, bir ülkeyi hasım sayıyorsa, bazıları da o ülke ile dostça tavır içine giriyorsa eskiden olsa ihanetle suçlanırdı.

Dünya yeni bir döneme giriyor. Artık sadece harp gücü, teknolojik üstünlük, ekonomik üstünlük veya nüfusun çokluğu o ülkeyi güçlü kılmıyor. Savunduğu değerleri herkese anlatabilmek de, gelişmiş ülkelerin ikiyüzlü tavırlarını dile getirmek de, Birleşmiş Milletler'in dünya barışına hizmet edemediğini haykırmak da önemli bir çığır açmaktır. Türkiye'nin dış politikası son zamanlarda şahsiyetli bir yoldadır. İnsanî, İslâmî ve uluslararası değerleri dile getiren ve ecdadımızın kültürel ve manevî mirasına sahip çıkan çabalarıyla dünyada yalnız başına kalsa da takdire lâyıktır. Dileğimiz muktedir olanların iktidar olmak uğruna kurdukları tuzaklarının, hilelerinin bozulması ve masum ve mazlum dünya insanlarının muhtaç olduğu huzur ve sükûna kavuşmasıdır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Benim de söyleyeceklerim ... - Sayı 92
Çanakkale şehitlerine ith... - Sayı 84
Ertuğrul bey ve Osmanlı s... - Sayı 84
Türk milletinde devlet ve... - Sayı 82
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591572
 Bugün : 2113
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630796
 Bugün : 442
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim