Bir toplama kampından kaçış plânı Sinan Ayhan Sayı:
83 - Ocak / Mart 2015
Kamp Girişi Hükmü bir yakı icadıyla verirsem, ne iyi... Faal bir çevre ve adım atmadan yürüyüşün üslup olduğu bir meydan... Bu boyanın polenleştiği, yeni bir yansıya boy verdiği, yansıyı vücut yaptığı peltede; bir lav zerresinden, "Himalayalar"ı bir toplu iğne başına döndürecek mikyasta küçülten bir buz dağı rakımı gök karışlarına doğru billurlaşmış, meçhul bir menzil var... "Var" .dır.op. Burada elleri arkadan bağlayıp bir sandalyeye oturtan, aza sahibini görüntü diye bir körebe sargısına mahkûm eden, bir karanlık tonlamanın hain çehresi var... Ardında menzili asırlaştıran ve ağırlaştıran bir kavramsal kütlenin yoğrulduğu bir açgözlülük yutağı var... Sırta ve omuza saldıran milyonlarca sırtlan dişinin, akbaba ve kuzgun gagasının, akrep kıskacının lokmalık ziyafetleri var... Sorguda bir Nefes Buranın nakkaşı fırtınadır; nefes hakkı, benzi soluklara aittir... Madde ve ruh birbirine kilitlidir... Bir peçe bir elin eklem yerlerine oturtulmuştur; denge, ancak avın, avcının okuna teslim olmasıyla mümkündür; kapılar oyma ahşaptan, çan sesi yeraltı horozludur ve burada gerçeklik, güneş batmadan, dehliz bakışlı gün görümlüğünü bir çırpıda Atlantis’e vardırmış olur... Kapalı Mekân, Kapalı Kap Burası acının, şiddetin içinde kaybolduğu yerdir; burası bir kayıptan bulunmaya doğru gidilen, yaslı bir kucaktır; burası bir ıssızlığın soyulup, ismini bir kalabalık vücuda bıraktığı üstü kapalı bir mekândır... Yol, İz, İç Alem Doğru yol, bir ip üzerinden geçer; yükseğe değil de, hemen yerin üstüne koyulmuş bir iptir bu ve bu ip kendine, sanki üzerinden geçilmek için değil, insanı tökezletmek için var, dedirtir insana... Ama hakikat, o yolda yürüyünce ortaya çıkar... Ancak o zaman, doğruluk bir yol olarak düşünülür ve o yol için hâlâ varılacak bir nokta kalır, ki bu eksiklik, yol kurgusundaki anlamı tutup yalın doğruluk kavramına gelir, sonunda ancak bu eşikte, hakikatin gövdesi gizlenmeyen bir anlamdır... Gizliliğin Parmak Hesabı Gizlenilecek yer sayısız, ancak kurtuluş tektir; ama kurtuluş yolu gizlenilecek yer kadar çoktur... Bir Karıştır Dünya Yol sonsuzdur; aslında yolun ne kısaltılacak, ne uzatılacak yanı vardır; ama herkes kendi çocuksu karışını tutar bu yolun üzerine; yolu, karışı ölçüsünde kısaltmaya bakar; sonra adım atar, sonra anlar ki, karış, birçok adımdan uzunmuş... Duraklama Zamanı Bir hedef var; ama hedefe götürecek tek bir yol, tek bir hareket şekli yok; bizim hedef dediğimiz şey, bir duraklama halinden başka bir şey değil... Bu anlamda duraklama bir düşünme biçimi, düşünmek de, hedefin düşünceyi kendine çektiği bir hareket tarzıdır... Ucu yok olanın, kamaşan dişi, düşünce... Hayatın içinde düşünce, düşüncenin içinde hayat ve dolayısıyla düşünce bir kıymık; kıymık da düşünce... Şöyle bir düşününce, yol açıktır, ama bütün güzergâhlar acıdan geçer; olsun, güzergâhın deştiği acı ne kadar çok olsa da, istikamet daima huzurdur, tek celsede hakikate varmanın huzuru... Aslında bir kaçış plânı yoktur, sen hakikate yaklaştıkça, yalanlar senden kaçar, yalanın olmadığı yerde işleyen ne zaman, ne mekân, yalnızca kalptir...
|