Kalem, O Kalemdir Sinan Ayhan Sayı:
114 -
Vildan Poyraz Coşkun’un “Bir Yüzü Esmer” şiir kitabı, Haziran 2022 tarihi itibariyle KDY (Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık)’tan çıktı. Keyifle okuduğumu söylemeliyim kitabı. Gözlerim ve kalbim bir seyir halindeydi okurken…
Şiir okurken şiir keyfiyeti üzerine düşünmek incelikli mesele… Şiir ne demek… Pindaros’a göre sanki bir orkide inceliği var şiirde. Ahmet Oktay, bir denemesinde Delueze/Guattari’nin ifadelerini hatırlatır, “dilin içindeki yabancı dildir şiir” diye; uzaklıkları ve yakınlıklarıyla şiir bir etkinin ülkesi, dilediğin gibi dolaş orada…
Vildan Poyraz Coşkun’un mısraları ile dolaşırken iklimden iklime duru bir hal içinde kırılmaz bir etki hissettim nedense. İnsan’ı kalbinden ve derinden yakalayan, içli ve özenle işlenmiş şiirler… Her bir şiirde, mısrada, kelimede özenli bir çalışmanın akislerini buluyorsunuz. Billurlaşan, adeta mücevherleşen bir kıvam… Fransızlar bu işlenmiş hali, “kristalize olma” ifadesiyle karşılar; bu şiirlerde de bu hal var işte. Girift bir iç örgüsü olan, kuvvetli duygulara sahip şiirler… Kristalize bir zevk… Şiir zevki…
Şairin dizelerinde hep bir acı lokma, belki serzeniş… İnsanı ayaklandıran bir hüzün… Ve her şeye rağmen incelikli bir umut…
“toparlanıyoruz hadi kalkın
aksetmeyecek artık hiçbir şey
bu yırtık perdeden
esmer değil artık gördüklerin
kelebek mutluluğu bu içtiğimiz”
(Sayfa 11, Kelebek Mutluluğu)
Her şeye aşina bir yabancılık…
“beni rüzgâr mı
yoksa bir rüya mı attı buralara”
(Sayfa 18, Aşk Mavi Bu Şehirde)
İmkânsızı imkânlı kılan; bir parça olarak kalmayan, insan ile bütünleşen mısralar…
“yırtık uçurtmalara takarım sesimi”
(Sayfa 20, Bozkırın Ötesinden)
Bir o kadar mahzun bir hal ve o kadar da serpilip gelişen bir tat…
“anı solurken
gece güzel bir mey oluyor
bir ışık serpiliyor
kendimi aradığım suların üzerine”
(Sayfa 21, Ateşin Böcekleri)
Derken zorlukların ayırdığı vatanda, şair sarhoşluğunu yakalamak, “bir satıra sığınmak” ve ötesi…
“bundandır
şair olup kaleme sımsıkı sarılışım
çam kokusunda sarhoş oluşum”
(Sayfa 36, Sarıya İnat)
Kelimeden azadelik… Nedensizlik… Sensizlik…
“eyül’ü beklemek niye
in
cin
uykuda”
(Sayfa 69, Aşk’a Çağrı)
Dekor, bize yapışan ince ve incili dekor hali…
“kirpiklere saplanan
güneşin ipince iğnesi”
(Sayfa 77, Gül Vakitleri)
Acının yanında yöresinde kıvranmak…
“böyle bilmezdik beyazın aslını”
(Sayfa 77, Gül Vakitleri)
Son tahlilde bize yapışan şairane gerçeklik…
“işini en iyi yapan kalemim
ben düşünür söylerim
o dinlediğini yazar”
(Sayfa 95, Kelamıkibar)
Söz biter ve şiirin hissi değer her yanımıza şifa diye. Kalem o kalemdir, Allah’ın şaire verdiği…
|