Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     7917 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

?irket IV
Sinan Ayhan

  Sayı: 53 - Ekim / Aralık 2006

Batı Epiklerinde “Amiral-Battı!” Oyunun Yeri:
(King Arthur said “What The Bleep Do We Know?)

Bağımsızlık, mesleki davranış ve prensiplerden ödün vermeme, elimizde olmayan faktörler, belirsizliğe karşı savaşmak, kör dövüşü, vs… Bütün bu birbiriyle çelişik kavram dekorlarının cirit attığı bir arena var: burası kanın gövdeyi götürdüğü bir yer… Namusluluk, tarafsızlık, adillik, sorumluluk ve zamanlılık gibi kavramlarla yoğrulmuş ve o yüksek değerlerle kendi kendini kuran, şekillendiren, yöneten ve “öz-denetleyen” bir mevhum; meselemiz budur... Şirketler, namuslarını nasıl korur?

Arthur Andersen (AA) deneyimi şirket yönetimlerinin meşru bir zeminde ilerlemesi açısından nasıl bir deneyimdir. Bir talihsizlik mi, cehennemlik bir iş mi; yoksa üzerinden bazı okumalar, tahliller yapacağımız etten, kemikten canlı bir vaka mı?


Bir Zamanlar “Camelot”ta Bir Kral Yaşardı

AA, ünlü bir denetim şirketiydi; dünyada isim yapmış prensiplerin sahibiydi ve etik kodlar dahil birçok denetim mesleği prensibi o kaynaktan çıktığı söylendi durdu. Fakat buna rağmen, başta oluşturduğu ve sonra işleyerek geliştirdiği değerler elbisesini neden takribi 80 küsur yılın sonunda her şey bittikten sonra kendi üzerinde bulamadı? Amiral gemisinin Enron’la birlikte sulara gömülmesindeki ana sebep neydi? Suçlu kimdi? Andersen denetim işini neden aynı ilkeler etrafında devam ettiremedi. Ekonomik yapının değişmesi, piramitleşme, demiryolu ve petrol şirketleri gibi büyük ölçekli şirketlerin artması gibi öğelerin getirdiği olumlu tarafların yanı sıra olumsuzluklara hakim olmak o kadar zor muydu..? İyi yönetimi getirecek olan bağımsız denetim işi arzkürenin hangi köşesine gizlenmişti..? Yoksa bunların hepsi sermaye sahiplerinin ve onlara uyan ekonomik kitlelerin uydurduğu basit bir tufan efsane miydi?

Arthur Andersen ortaklığının ortadan kalkması hakkında birçok şey yazılıp çizildi. Görünüşte çözülmenin, enerji şirketi Enron’un gelirlerinin finansal tablolarda olduğundan fazla gösterilmesi ve (bu süreci) belli bir kesimi tutan(ezoterik) işlemlerdeki varlıksal değerlerin şişirilmesinin takip etmesiyle başladığı söylene gelmektedir. AA hakkındaki iddialar, mesleki özensizlik, kanıt tahrifatı; bunları takiben firma olarak adaletin işlemesini engellemek gibi suçlamalar üzerine gelişmekte. Oysa AA’nın oynadığı dramın son perdesi askıda kalmıştır. Binlerce şirketin sağlıklı finansal yapısı konusunda görüş bildiren ve tasdik yapan 89 yıllık bir tarihten sonra, AA’da mesleki açıdan nedense nesnel bir denetçi görüşü kalmamıştır. Bir kamu denetçi firması olarak kamuoyu güveni bileşenini kaybetmiş olması onun çarptırılmış olduğu en büyük cezadır. Çünkü en nihayet dünya üzerinde AA’nın o bileşenden başka bir ayrıcalığı da yoktur.(1)


“Magnum Opus”: Bağımsız Dış Denetim’in Kuramsal Yeri

Kurumsal tarihin ilk zamanlarında işletme dışındakiler, verecekleri kararlarda içerdekilerin raporlayacakları bilgilerle sınırlıydılar, çünkü kurumun içine girip ilk elden bilgi alma şansı ellerinde yoktu. Eğer raporlama işini içerdekilere yani yöneticilere bıraksalar yeterli ve doğru bilgi alma ihtimalleri oldukça zayıftı. İşte burada alt sistemlerden (finansal, yönetim maliyet muhasebesi alt sistemleri) sadece finansal muhasebe alt bilgi sistemini ilgilendiren muhasebe standartları karşımıza çıkmaktadır. Muhasebe standartları dışarıdakilerin içerdekilere raporlanacak bilgilerin nicelik ve niteliği konusunda verdikleri talimatlardır. Dışarıdakiler yayınlanan mali tabloların, kurumun mali durumunu ve faaliyet sonuçlarını <fair-doğru ve adil> olarak yansıtıp yansıtmadığından emin olabilmek için de <Independent External Audit-Bağımsız Dış Denetim> raporlarından yararlanırlar.(2)


AA Cennet Kapsından Dönmüş müdür

Enron’daki yerleşiklikleri sebebiyle AA denetçilerinin düştükleri durum, rahatsız edici bir şekilde muhasebe mesleğini de etkilemiştir. Bu yüzden, mesleki açıdan yüksek ahlaki standartların kendine özgü iletişen yapısı içerisinde ön-plana çıkmış olması pek de şaşırtıcı bir durum olmasa gerektir. Bu yüksek ahlaki standartların merkezindeki değerler dizisi doğruluk, güvenilirlik ve tarafsızlık kavramları olmuştur.(3)

AA’daki düğüm öyle bir düğümdür ki, çözdüğü zaman bütün sorunları çözecek formül kendinde olacak ve yine battığı zamanda elinde bulundurduğu bütün bir sistemi batıracaktır.

Öncü olduğu dönemlerde denetçi ortaklığının yürütülmesinde bir hastalık söz konusu değildi; ortaklık denetim hizmetleri dışında danışmanlık hizmetleri de verebiliyordu; çünkü köklü değerler, prensiplerin sulanmasına izin vermiyordu. Hatta bir dönemde prensiplerinin gerektirdiği mesleği şekillendirme kimliğini de elinde tutarak muhasebe mahkemeleri kurulmasını teklif etti. Sonuçta bu, hesaplanan görüye göre mesleğe bir bağışlık sistemi kazandıracaktı. Ancak, diğer denetim firmalarınca bu girişim engellendi. AA’nın geçmişteki felsefesini devam ettirenlerin düşüncesi şuydu: Muhasebe Denetçisi’nin artan sorumluluğu sanıldığı gibi işleri zorlaştırmayacak; ona göre bu iş aksine mesleğin gerektirdiği ölçülerde davranan denetçi için, kamu çıkaranı koruyan bir göz ve akıl olarak itibarına itibar katacak, hizaya gelmeleri konusunda söz geçiremediği büyük müşteri firmaların şımarıklıklarını da alt edebilecekti. Bu prensipler görüldüğü üzere aynı zamanda AA’nın misyonunu ve stratejisini belirliyor; ortaklık yaşam sürecini garanti altına alıyordu. Gidişi sekteye uğratan süreç, asıl AA’nın ahlaki değerlerinden ve mesleki prensiplerden ödün vermesiyle başladı. Her şey iyi gidiyorken çevrelere söz dinletmek daha kolaydı.

Bilgisayarın mesleki hizmet işlerinde kullanılması danışmanlık işini artırmıştı. Danışmanlık hizmeti verenler denetim işini yürütenlerden farklı düşünüyordu. Oysa bir denetçi terbiyesi almış bir danışman muhasebeci daha akılcı davranabilirdi. Danışmanlık işinin yükselişi eğer yüksek denetim standartlarıyla birlikte düşünülebilseydi, her şey olumlu devam edebilirdi.

Bir firma geleneği olmasına rağmen, ortaklığın yabancı ülkelerdeki şubelerinde ve danışmanlık hizmetlerinde çalışanların eğitiminden vazgeçilmiş olması büyük bir hataydı. Yetkinlik, sorumluluk ve tarafsızlık gibi değerler ancak eğitim ve disiplinle korunurdu. Ki başlarda ve ortaklığın altın dönemlerinde firma Platon’un Akademia’sına benzer, ilkeli bir “Denetim Akademia”sına sahipti.

Bugün muhasebe mesleği etik eğitimi açısından kritik bir noktadadır. Son dönemlerde, muhasebe denetimi mesleğine bir direnç kazandırabilmek amacıyla mesleki eğitim ve etik eğitimi uluslararası kuruluşların da gündemindedir ve bu eğitim hayat-boyu eğitim ölçüsünde düşünülüp tasarlanmıştır. Buna göre gündemde olan dizayn, hayat boyu etken öğrenme usullerine dayalı bir mesleki dizayndır.(4) Belki gelecekteki denetim ortaklıklarının akıbeti bu dizaynın iyi çatılmasına ve meslektekilerin çatılan bu yüksek kurallar dizinine uyma derecelerine bağlı olacaktır. Belki danışmanlık hizmetleri ile denetim hizmetlerini gerçekleştiren unsurların kamu gözetimi önünde mesleki açıdan ve mesleki kuruluşlar açısından birbirinde ayrılması gereklidir. Belki de sonuçta, her bir mesleğin örgütlenmesi ve meslekdaşlarını ruhsatlandırması meselelerinin ayrı iki koldan ilerletilmesi icap edecektir.(5)


Demokles’in Kılıcını Aşağıya İndirmek

Mesleğin nasıl dizayn edileceğine dair alternatif çabalardan biri olan Amerika’da geçerli yasanın, yani Sarbanes-Oxley’in ikinci ana başlığı altında “denetçi bağımsızlığı” ele alınmıştır. Sarbanes-Oxley bir nevi Enron türünden vakalara karşı çıkmış bir reaksiyon yasadır; ama bu yasa sayesinde dünya, şirket kurulları, yönetimler ve denetim mesleği konusunda düzenlemeler yapma ihtiyacını hissetmiştir. Burada bir gereklilik olarak Halka Açık Şirket Gözetim Kurulu kapsamında şirketler için bilgi sağlayıcı, doğru, güvenilir ve bağımsız denetim raporlarının hazırlanması alanlarında kamu çıkarlarının güçlendirilmesi için meslek mensuplarının sorumlulukları düzenlenmiştir. Bu kurul, Sermaye Piyasaları Kurulu altında görev yapacak, üyelerinin en az üçü bu mesleğin dışından olan, inceleme yapma ve denetim yetkisiyle donatılmış beş kişiden oluşacaktır.(7) Ayrıca nihai kurallarda, sorumlu ortaklar için geçerli olan yeni sorumlu ortak rotasyonun şartları bulunmaktadır. Sorumlu ortak terimi, nihai kurallar içerisinde denetim ekibinin bir üyesi olan ve şu özellikleri taşıyan bir ortak olarak tanımlanmaktadır; müşterinin mali tablolarını etkileyen önemli denetim, muhasebe ve rapor sunumu konularında karar verme sorumluluğuna sahiptir ve müşteri yönetimi, müşterinin denetim komitesiyle düzenli olarak irtibat halindedir, bunu sürekli kılar.(8) Denetçinin yapacağı işler arttıkça sorumluluğu da artmaktadır.


Çöplüğünde Öten Horozların Sabahı Karşılama Törenlerine Yeni Bir Bakı

Sonuç olarak bizce, AA günümüz sorunlarına benzer mesleki sorunlarla boğuşarak büyümüş gelişmiş; daha sonra Insull’den Enron’a yaptığı işlerde, iş anlayışındaki değişiklik sebebiyle bir metal yorgunluğuna uğrayarak çözülmeye başlamıştır. AA bir denetim ortaklığı olsa da, aynı zamanda bir şirkettir. Kuru bilgiden ve kuru disiplinden öte, bir şirket için vergisel amacı aşmış, nerede işletileceği bilinen, Kant’ın tabiriyle kendinde olan bilgi, lojik ve atılımla bir yönetim eylemi düşünülmelidir. Hileye mağlup bir sistemden çok, hileyle yaşayan klanları ortaya çıkarıp yok eden bir dinamizm, ortaklıkların ve şirketleşmelerin yana yakıla aradıkları nihai kurtuluş yolu budur.

Dipnotlar:

1-Bela Barner, Don’t Blame Joe Bernardino for Arthur Andersen, A Journal of Strategy & Business Transformation, Issue 4, 2002, p.1. (Çevrimiçi) www.virtualstrategist.net/pdf/4-3-1.pdf, 21.03.2006

2-Necdet Şensoy, Muhasebe Teorileri Ders Notları, İst., 2002, s.4-5

3-Janel Bloch, Dealing with “Enronitis”: Written Communications for Building Investors Confidence, STC Proceeding, 2003, p.427. (Çevrimiçi) www.stc.org/ ConfProceed/2003/PDFs/STC50-096.pdf, 21.032006

4- Piet J. Naude, Funding Future Research: The Case for (Applied) Ethics, University of Port Elizabeth, t.y., s.10. (Çevrimiçi) www.ru.ac.za/research/pdfs/naude_thought_paper.pdf, 21.03.2006

5-Mustafa Aysan’ın sahip olduğu benzer görüşün bir türevi…

6-Zeynep Süer, “Enron Skandalı”, VI. Türkiye Muhasebe Denetim Semineri“Globalleşmenin Muhasebe Mesleği Üzerine…” Ed. by Recep Pekdemir, İst., ISMMMO yayınları, Yayın No: 49, 2004, s.117.

7- Süer, Ibid.

8- Süer, Ibid., s.118.

Kaynakça:

Barner, Bela.: Don’t Blame Joe Bernardino for Arthur Andersen, A Journal of Strategy & Business Transformation, Issue 4, 2002 (Çevrimiçi) www.virtualstrategist.net /pdf/ 4-3-1.pdf, 21.03.2006

Bloch, Janel.: Dealing with “Enronitis”: Written Communications for Building Investors Confidence, STC Proceeding, 2003 (Çevrimiçi) www.stc.org/ConfProceed /2003/PDFs/STC50-096.pdf, 21.03200

Naude, Piet J..: Funding Future Research: The Case for (Applied) Ethics, University of Port Elizabeth, t.y., (Çevrimiçi) www.ru.ac.za/research/pdfs/naude_thought_paper.pdf, 21.03.2006

Süer, Zeynep.: “Enron Skandalı”, VI. Türkiye Muhasebe Denetim Semineri“Globalleşmenin Muhasebe Mesleği Üzerine…” Ed. by Recep Pekdemir, İstanbul, ISMMMO yayınları, Yayın No: 49, 2004

Şensoy, Necdet.: Muhasebe Teorileri Ders Notları, İst., 2002


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592831
 Bugün : 3372
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631050
 Bugün : 696
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim