Kuyu İbrahim Berber Sayı:
38 -
Duvarlar üstüme üstüme gelir.
Gece sırtlan olur, dişlerim etimi,
Kimse aramasın, yalan dünyanın,
Benim hem öksüzü, hem de yetimi.
Bir haramî gibi kesip yolumu,
Karartır bahtımı, bir acı rüzgâr,
Döker çiçeğimi, kırar dalımı,
Zaman bir terazi, günahlarımı
Sabah akşam demez, “tartar” içimde,
Ruhum didik didik, durmadan inler,
Ezgisi ölümcül, bir “tar” içimde…
Ne zaman elime alıp da baksam,
Dökülür tuttuğum, aynanın sır’ı,
Bir anda yaşarım, birkaç asır’ı,
Bir bilsem ben beni, nerde yitirdim,
Ah! Ne kadar derin düştüğüm kuyu,
Mecruh’tum yardıma kimse gelmedi,
Bana çok gördüler, bur yudum suyu,
Ne kadar dert varsa, ben desteledim,
Yıllardır hüzünle, gözyaşlarımla,
Ebedî kederi, ben besteledim,
Her nereye gitsem, benle beraber,
Başımı döndüren bir “yar” içimde…
Dünyanın yüzü, neden karanlık?
Denizler sadece bana mı hırçın?
Neden hüzün yüklü, bütün şarkılar?
Hep elem yazıyor kalemim, niçin?
Çok mudur ömrüme bir anlık neşe?
Söyleyin acaba diner mi acım,
Kendimi savurup atsam ateşe?
Nafile, bir ömür, gezsem izinde,
Gökte yıldızlarla yatsam dizinde,
Uzanıp yüzünü, sevemez elim,
Ne yazık keselli, çare değilim,
Bir ceylan durmadan “ağlar” içimde…
Dünya telaşından siz görmediniz,
Her mezar başında ağlayan bendim.
Gün geldi yıkıldım, ve sayrı düştüm,
Yanan bir mum gibi, bittim, tükendim,
Ne garip ben benden, hep ayrı düştüm,
Derdimi yazdım da, kâğıt üstüne,
Her harfi, cümlesi ağıt üstüne,
Sonrası karanlık… Bir başka boyut,
Ey hayat! Ne olur, adımı unut,
…
…
Ne yapsam aşılmaz, “dağlar” içimde…
|