Elma ve Domino Ta?y Etkisi Sinan Ayhan Sayı:
53 - Ekim / Aralık 2006
Bu yazıyı Powerpoint olarak indirin!
Yer çekimini keşfeden düşünce elmadan çıktı. Böyle bir cazibe onun kabuklarından mı, tadından mı, yoksa kokusundan mı süzüldü geldi, bunu bilemem; ama elmanın kaderimiz üzerinde bir çok etkisi, bir o kadar da hoş cilvesi oldu.
Elma yanaklar oldu, göz aldı; bir baktık kimileri bir elmanın iki yarısı gibi; yeri geldi gökten düşen üç elmayı paylaştık, yeri geldi masallarda zehirli elmalarla karşılaştık; öyle oldu ki elma, Adem ile Havva’nın iblis tarafından kandırılmasına sebep bir ihtiras meyvesi gibi oldu.
Her oluşta ve eşyayı kuşatışta bir ilham bizi bir canlılık cevherine götürdü. Suya bakan göz, onu zapt edici bir mikyasta hem barajın siluet halinde varlığını, hem basit bir musluğun şehir üzerindeki alt yapı şebekesini gördü ve işaretledi.
Doğru. Hiçbir şey kendiliğinden ve birden bire olmadı. Bilginin kafasına düşen elma, tersi bir oranlamayla insanın kalbine uzaya gitme fikrini düşürdü. Bunun aşkıyla kütle çekimleri hesaplandı, fizik ilkeleri oluşturuldu, herhangi bir teorik eksiklikte başa dönüldü ve galaksi sistemleri tekrar sorgulanarak yeni bir sistem teorisi kuruldu.
Bu sistem yapılanmasıyla belki önce kas gücünden buhar gücüne, oradan da elektrik ve yakıt enerjisine doğru bir nüveleşme oldu; böyle böyle ihtiyaçlar ihtiyaçları yoğurup, kötü veya iyi, dünyaya yeni çehresini verdi.
Görünen değişkenler sistemin temelini teşkil eden birer unsurken ve kendi zamanlarındaki olağan görüşe göre doğal sisteme aykırı düşmezken; birdenbire fark edilen ve aslında daha önce de var olan, ancak gözden kaçmış olan herhangi bir değişken yüzünden bütün diğer değişkenlerle açıklanmış olan evren yasaları altüst olurdu.
Mesela buna göre "Silah icat oldu mertlik bozuldu." deyişi olumlu veya olumsuz, kökende bir yerini alma ve diğerini hükümsüz kılma hikmetini de ihtar eder bize.
Newton fiziğini yıkan Einstein fiziği atomun parçalanabileceğini ispatlayarak kim bilir ne çapta bir çığır açtı; aynı şekilde kim bilir Einstein fiziğini öteleyecek bir fizik kuramı hangi tetikleyicilerle ne kadar çapta bir çığırın etkilerini hayatın tüm kütüğüne işleyecek...
Ateşin, tekerleğin ve yazının keşifleri böyle çığırlardır. Ampul icat oldu diye güneşten kaçacak halimiz yok. Görüntü kâğıtta dondurulabiliyor diye resim yapmaktan da cayacak değiliz. Lakin bir püf noktası halâ zihnimizi meşgul ediyor; acaba kaleme göre matbaanın, matbaaya göre bilgisayarın varlığı yazının işlevini değiştiren bir nitelikte midir; eğer öyleyse bu değişkenlik hangi açılardan olumlu, hangi açılardan olumsuzdur..?
Elmanın neden mayhoş veya tatlı, kırmızı veya sarı olduğunu; adının güzellikle ve umutla neden anıldığını yargılayamam; ama elmanın sapından insan aklına ilaç olacak bir iksir mayalanacaksa bundan hem geçmiş hem gelecek anlamında yararlanmaktan kaçınmam.
Sonuçta domino taşları gibi birbirini tetikleyerek bir mizansene gelişen, genişleyen ve kendini bir kristal eşiğe yoğunlaştıran bir düşünce, "Giyom Tel"in ortasından vurduğu elma ile eşdeğerdedir.
Ve benim gözümde masal ile gerçeğin açtığı fikir yivleri arasında öz bakımından ne bir ayrılık, ne bir aykırılık söz konusudur.
|