Kudüs... Ey Kudüs Yavuz Sert Sayı:
96 -
Türk Milleti olarak şahsımıza münhasır bir mizacımız var. Bu mizaç bizi kimi zaman güzele götürüyor, kimi zaman güzele gitmeye engel oluyor. Duygusal bir milletiz, hep mazlumun yanındayız. Bu durum din hayatımızda da böyle… İşin hakikatine çoğu zaman girmesek de muhabbet ehliyiz. Hassasiyetlerimiz belirli noktalarda toplanmış; her haltı yeriz ama domuz yemeyiz, Kur’ân okumayız ama onun bel altında taşınmasına da müsaade etmeyiz. Bunların arkasında eksik de olsa hep muhabbet var. İrfan kokusunun geldiği köz, toprak altında kalmış ama tütmeye devam ediyor.
Kudüs’e bakışımız da, bel altında taşınmasına zinhar izin vermediğimiz ama açıp okumadığımız Kur’ân gibi. Kudüs ve Filistin deyince akan sular durur, Filistin için elimizden geldiğince yardımlar toplanır. Hattâ ucunda şehadetin olması çok muhtemel olmasını bile bile gemi dolusu insanımız Gazze’ye yardıma gider.
Bu hassasiyetlerimizin yanına bilgiyi de eklememiz gerekir. Bilgisiz irfan olmaz. Olanı vardır ama istisnadır, istisnalar kaideleri güçlendirir. Kudüs meselesinde de önce bilgi sahibi olmamız gerekiyor.
Kardelen’in Kudüs sayısı vesilesi ile bendeniz eksik olan değil, neredeyse hiç olmayan Kudüs bilgimin oluşması için kaynak eserler araştırdım. Her zamanki gibi, bu önemli konuda da Türkçe kaleme alınmış eserlerin sayısının az olması dikkatimi çekti. Araştırmalarım sonunda sayı konumuz için seçtiğim iki eser oldu, ilki Kudüs deyince ilk akla gelen eserlerden, 1972 basımı ama popülerliliğini halen sürdüren “Kudüs… Ey Kudüs” adlı eser. Diğeri de merhum Prof. Dr. Fahir Armaoğlu’nun kaleme aldığı “Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları” adlı eser.
Aslında açık ama Kudüs okumaları yaparken daha iyi anladım ki, Kudüs sadece müslümanlar için kutsal bir yer değil. Yahudilik ve Hristiyanlığın günümüzdeki batıllığına bakmadan düşünelim, bizim hak peygamber olduklarına inandığımız Hz. İsa, Hz. Davud ve Hz. Süleyman, Hz. İbrahim bu topraklarda yaşamış. Bu nedenle belki de ilk kabul etmemiz gereken, bu kentin sadece müslümanların kutsalı olmadığı…
Buradan hareketle ve tarihteki barış dönemlerine bakarak diyebiliriz ki, bu topraklarda barış, tüm inanç sahiplerinin kardeşçe yaşamasına bağlıdır. Tarihte böyle dönemler var ve hepsi şehir müslümanlar tarafından idare edilirken yaşanmış. Hz. Ömer devri de böyle, Rumların kutsal topraklardan kovdukları yahudilerin tekrar o topraklara girmelerini sağlayan Selahaddin Eyyubî devri de, 15. yüzyılda yahudilere kapılarını açmış Osmanlının en önemli padişahlarından olan Sultan Selim ve sonrası dönem de…
Kudüs’ü üç ana dönemde incelemek yerinde olur kanaatindeyim; ilki Hazret-i Ömer’in şehri fethine kadar geçen dönem, ikincisi fetihten sonra yahudilerin İsrail devletini kurma düşüncesinin filizlenmeye başladığı ve İsrail devletinin kurulmasına kadar olan dönem ve son olarak da İsrail’in kurulması ve sonrası…
Bu yazıda bahsedeceğim kitaplar, ikinci ve üçüncü dönemleri anlatan eserler. İlk dönem için de bu sayımızda kendisi ile röportajımızı okuyabileceğiniz Prof. Dr. Ömer Faruk Harman Hocamızın eserlerinden faydalanabilirsiniz.
“Kudüs… Ey Kudüs”
Amerikalı bir gazeteci, yazar; Larry Collins... Ve Fransız bir gazeteci, yazar; Dominique Lapierre… Bu iki ismin özelliği, tarihi olay ve dönemleri roman tadında kaleme aldıkları eserleri... İspanya iç savaşını anlattıkları “Yasımı Tutacaksın”, Hindistan’ın bağımsızlık tarihini anlattıkları “Bu Gece Özgürlük” ve İsrail devletinin kuruluşunu anlattıkları “Kudüs Ey Kudüs” bu eserlerin en önemlileri...
“Kudüs… Ey Kudüs” kitabı Kudüs, İsrail ve Filistin tarihi açısından bugün ilk akla gelen eserlerden biri. Yayınlanmasının üzerinden neredeyse yarım asır geçmiş olmasına rağmen halen konu hakkında en çok başvurulan kaynaklardan biri... Türkçe çevirisi ilk olarak 1973 yılında yapılan kitabın 2017’ye kadar baskısını bulmak mümkün değildi. 2017 sonunda Kronik kitap bu kitabın yeni baskısını yaptı. Size bahsedeceğim diğer eserin de Kronik kitaptan çıktığını belirtelim.
“Kudüs… Ey Kudüs” kitabı, Birleşmiş Milletler’in Filistin topraklarında iki ayrı devlet kurulması kararı ile başlıyor ve İsrail devletinin kurulmasına kadar geçen zamanda yaşanan olayları neredeyse dakika dakika anlatıyor. Bu kitabın en öne çıkan özelliklerinden biri içinde “duygu” barındırması. Her iki tarafın da duygularını anlayabiliyorsunuz. Bu şu açıdan önemli, her iki tarafın da düzenli bir ordusu yok. O yüzden savaş tabiri caizse gerilla yöntemleri ile yapılıyor. Bir gün Arapların kaldığı bir otel bombalanıyor, diğer gün bir yahudi mahallesi... Önceleri birbirlerine komşu olan Yahudi ve Arap aileler birden düşman oluyorlar, birbirlerinin evlerini yağmalıyorlar. Köylerde yaşanan katliamlar, her iki tarafa yardım için dışarıdan gelen askerler… Ve en acısı yerlerinden olan binlerce Filistinli… Kitap “duygu” içeriyor dememin nedeni bu olayların çok detaylı olarak, olayların tanıkları ile yapılan görüşmeler sonrası kitaplaşmış olması. Bu açıdan çok önemli bir eser.
Amerikalı ve Fransız iki yazar tarafından kaleme alınması müslümanlar açısından akla tarafsızlık şüphesi doğuruyor. Hattâ kitabın giriş bölümü sanki kantarın topuzu yahudilerden yanaymış gibi de hissettiriyor açıkcası. Ama kitabın genelinde yazarların objektif olduklarını söyleyebilirim.
“Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları”
“Kudüs… Ey Kudüs” kitabı ne kadar duygu içeren bir kitapsa bu eser de tam tersi, tam olarak bir “kaynak eser”. “Filistin Meselesi - Arap - İsrail Savaşları” kitabının diğer bir özelliği de konuyu baştan ele alması. Kitap Filistinin tarihinden başlayıp ilk baskısının yapıldığı 80’li yıllara kadar bölgenin tarihini detaylı olarak okurlara anlatıyor.
Kitapta yer alan konular şu ana başlıklara sahip: Tarih İçinde Filistin, İsrail’in Kuruluşu, Süveyş Savaşı, Yemen İç Savaşı, 1967 Arap İsrail Savaşı, 1973 Arap İsrail Savaşı, Camp David’den sonrası, İsrail ve Lübnan. Kitapta bölgeyi ilgilendiren her gelişme yer alıyor. Üstelik bu bilgilerin alındığı kaynaklar da dipnotları ile okurlarla paylaşılmış. Bu açıdan konu ile ilgili çok önemli bir kaynak eser...
Yazının başında Türkçe’de Kudüs konusunda kaynak eser fazla yok demiştim ancak bu kitap özveri ile hazırlanmış ve konu ile ilgili teknik veri açısından neredeyse boşluk bırakmamış diyebiliriz. Elbette bu kadar çok teknik bilgi olunca okuması kolay olmuyor, bendeniz de Kudüs ile direk ilgili görmediğim Yemen Savaşı gibi bölümleri atladım, kitabın sadece ilgilendiğim kısımlarını okudum.
|