Kudüs mektubu İbrahim Şaşma Sayı:
97 -
Mazlumun suskunluğu, zalimlerin garezi;
Gözleri kör cihan’ın, kulakları sağırdır.
Mahşer günü kurulur, bir ilâhî terazi;
Bir damla gözyaşının, bedeli çok ağırdır.
Ruhumda kaç çocuğun, yetimliği var Kudüs.
Sevda Kudüs, aşk Kudüs, hasret Kudüs, yâr Kudüs.
Zalimde kanlı postal, çiğner iken koynunu,
Eyyübî’nin kabrini, yırtıp çıkması yakın.
Gülistanda kırdılar, güllerinin boynunu.
Dört yanın diken olsa, ümidin kesme sakın.
Sen ağlarken sessizce, bana cihan dar Kudüs
Sevda Kudüs, aşk Kudüs, hasret Kudüs, yâr Kudüs.
Sende mi Miraç yüzlüm, bağrımda bulamadım.
Mescid-i Aksa’ya ben, yüreğimi düşürdüm.
İlk kıbleme dönüp de yürürken adım adım
Ağustos ateşinde, gözyaşınla üşürdüm.
Zemheri kaderin mi, saçlarında kar Kudüs
Sevda Kudüs, aşk Kudüs, hasret Kudüs, yâr Kudüs.
Ebrehe’ler kol gezer, mazlumların yurdunda.
Doğmamış bebeklerin, gözlerinde yaşlar var.
Durun ey Ebabiller, yetimlerin ardında.
Kanat senin gök senin, atılacak taşlar var
Baş kaldırı namustur, bu direniş ar Kudüs.
Sevda Kudüs, aşk Kudüs, hasret Kudüs, yâr Kudüs.
Görüp de görmeyene, duyup da duymayana.
Sen kimlere kırıldın, söyle kimlere küstün.
Ümmed-i Muhammed’e, yandığından bu yana
Feryadı ulaşmayan, gözü yaşlı Kudüs’tün.
Kor ateşten sıcaktır, göğsündeki nâr Kudüs
Sevda Kudüs, aşk Kudüs, hasret Kudüs, yâr Kudüs.
Ey Peygamber kokulum, mabedim, kıble yanım.
Kalbimden daha yakın, bana Kubbet-üs Sahra
Sana yanmak kavlimdi, bu benim aşk beyanım.
Kefilim kederine, razıyım cümle kahra.
Sırt dönmek zarar imiş, aşka düşmek kâr Kudüs.
Sevda Kudüs, aşk Kudüs, hasret Kudüs, yâr Kudüs
Çıkıp Zeytin Dağı’na, cemaline bakıp da;
Öpseydim ya ey şehir, seni ayakucundan.
Zalimin karşısına, Ömer olup çıkıp da;
Şahadet şerbetini, içseydim avucundan.
Ya beni sar yarana, ya sen beni sar Kudüs
Sevda Kudüs, aşk Kudüs, hasret Kudüs, yâr Kudüs.
|