Kardelenin muhasebesi ve Kardelenin duası Sinan Ayhan Sayı:
100 -
Bizi, cüssemiz ne olursa olsun, O'na dair bir bilginin içine yerleştirdiği için Allah'a sonsuz hamd, sonsuz şükür...
Şairin dediğine bakıp, bir muhasebe ayarındaki rotamızı çizelim...
"Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş..." (NFK)
Kaderimiz, ana rahmi gibidir; bir bakıma bulunduğumuz dekor ve fikir, bizi kilit olayların, kilit akışların içine doğurur; bizi öte zamandaki öte bir hal için yetiştirir; bunun Allah'ın emrinde bir şey olduğunu anlayabilirsek tabiî... Hz. Yusuf(a.s)'ın kuyusu gibi...
Kaderimizle birlikte “Allah'ın razı olduğu yerde ve zamanda olma” haliyle yoğruluyoruz; idrâkimiz, sezgilerimiz, başka başka melekelerimiz ölçüsünde nasipleniyoruz...
Bir bilginin, bir nasipler dizisinin içine yerleştiriliyoruz; oraya yerleştirildikten sonra menzil ile ilgili bütün sorumluluk bizde...
*
Nasıl dua etmeyi bilmediğimiz için Allah bize dua etmeyi öğretti, isimleri öğrettiği gibi, kelimeleri, kelimelerin doğasını, kelâmı, içeriği, özü, hasleti, hasreti öğretti...
Bir kere o mânâda, Hz. İbrahim(as)'ın duasını öğretti; "Allah'ım bize bizim neslimizden namaz kılan bir nesil nasip et..." (Âmin...)
Kardelen, bu dua ile yaşamak, hemhal olmak isteyen bir karakterdedir...
*
Hz. Peygamber (sav) Hz. İbrahim(as)’ı işaret ederdi; "Ben babam İbrahim'in duasıyım..." İki Cihan Güneşi (sav) Allah'ın ve Allah'ın peygamberlerinin sünnetlerine dikkat çekerlerdi... Âlemlerin Fahri (sav), Allah’ın sevgilisi olması hasebiyle her şeyden önce merhamet peygamberiydi… Torunlarının isimlerini Hz. Harun (as)’ın evlâtlarının isimleriyle isimlendirmişlerdi… Allah'ın Dostu Hz. İbrahim (as) ve diğer peygamberler de Allah’ın sünneti üzereydi...
Kardelen daima, -okyanusta bir damla misali de yer kaplasa- bu sünnetlere uymak, onlarla nefeslenmek istedi...
*
Allah Kur'ân'da duayı öğrettiği gibi tövbeyi, şükretmeyi de öğretti; sabredenlerin yolunu açtığını söyledi; iman sahipleriyle beraber olduğunu söyledi...
Kardelen tövbe etmek, şükretmek, sabretmek ve Allah'a iman etmek için yola çıktı..
Kardelen, "Allah’ı ve Allah Resulü'nü (s.a.v) seviyorum" demek için önünde açılan menzili, sayfaları, fâsılaları sahiplendi, sahiplenmeye çalıştı...
Yazmak, bütün bu güzel hallerin duasıydı...
*
Allah'ın ve Allah Resulü'nün dâvâsı esas... O yolda, o dosdoğru, sağlam yolda olmak esas...
Küfür, O gelmeden önce bir delil bekledi; o delilin kendini kayıracağını sandı, “kitap ehli”, soylarından bir peygamber bekledi; müşrikler, putperestler tuttukları yolun tasdik edileceğini düşündü, ne zaman son peygamber Kâinatın İncisi Efendimiz (sav) delil olarak gönderildi; hepsi hak delili ve hak yolu inkâr etti, görmezden geldi...
“Huzurda olmak” her şeydi; ama onlar nefislerini “huzurda olmaya” tercih ettiler ve…
Geçmiş'te yahudiler, zorlukla karşılaştıklarında Hz Musa(as)'a: "Sen git, Allah ile düşmana karşı savaş; biz kuşkusuz burada oturucularız" demişti...
Biz ise (inşallah) dâvâ için, "gemileri yaktık"; cüssemiz karıncadan veya bir toz zerresinden küçük olsa bile; Allah ve Allah Resulü ile birlikte savaşanlardan olabilmek adına cehdettik; Allah bu “cehd duamızı” kabul etsin... Kardelen'i ve içinde olduğu bilgiyi hayırlara vesile kılsın... Namaz üzere bir soyla kalemini kılıçtan keskin eylesin...
Âmin... Âmin... Âmin...
|