Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1586 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Bizi tutan harç ve mayalandıran cevher
Sinan Ayhan

  Sayı: 106 -

Hiçbir sırrı ifşa edip hafifletmek, ona zarar getirmek gibi bir niyetim yok… Düşünceme göre anlatmak istediğimi ne kadar anlatabilsem bile, üzerindeki hikmet, sır halini koruyacak, onun etrafındaki her şey yine sır kalacak… Bazı hakîkatler böyledir, ser verir, sır vermez…

Benim ser veren hakîkatim ne… Bazıları bu soruyu şöyle sorardı: “Senin İsmail’in kim…” Hakîkat uğruna kaybetmeyi göze alabileceğin “en sevdiğin”…

Bizim servetimiz atalarımızdan kalan tarla, bağ, bahçe veya evler mi; hiç sanmıyorum, bana göre ataların üzerimizde pırıldattıkları ve bize bir vebal hükmünde miras bıraktıkları ahlâk, irfan ve ilim; asıl servetimiz bu… O toprağa bu hallerin cevheri damlamasaydı, biz “biz” olamazdık… Tabi ne kadar olabildiysek; o da başka mesele…

Dinlediğim geçmişe dair hikâyelerden şöyle bir kanıya vardım; Anadolu coğrafyasında biz kökten gelen halimizle Anadolu’ya çakılmış bir hüviyetteyiz, üstelik bu hüviyetimiz de, “yerden sökülemez olmak” anlamında bir sonuç ihtiva ediyor… Bizi sökmek isteyen bâtıl bazı mihraklar ortaya çıkacak olsa bile, onlar bu hamleleri ile zaten yok hükmünde. Neden…

Çünkü Eyüp Sultan’da okunan ezan, Ayasofya’da açılan ve ufku süzen göz, Selimiye’de yükselen mimarî pazı, Anadolu’nun her yanına tohum gibi serpilmiş evliyalar, köyleri tutan “müdir fikir”, hepsinin sahip olduğu ruh, bizi Anadolu’ya, (inşallah) bir daha çıkarılamamak üzere çakmıştır. Bu ruh nereye gitse ve hâkim olsa, yine oradan çıkarılamayacak bir hüviyete sahip olacaktır. 

Dostlarımdan, büyüklerimden dinlediğim geçmişe dair sözler, şunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Her aile bir evden çıkmış, evler çoğunlukla bir ırmak kenarında, susuz hayat mümkün değil, ev evlere karışmış, toprağa karışmış, buğday olmuş, duru maya olmuş, has ekmek olmuş, ondan ona dönüşmüş, ondan ona hikâye olmuş; ama orada mutlak daha öncesinde bir nefes varmış… Buna bizi tutan harç ve bizi mayalandıran cevher diyelim. Anadolu bu ruhun kökü ve kaynağı imiş…

Bizi tutan harç ve bizi mayalandıran cevher, Hz. İbrahim’in (a.s) duasıdır; çünkü O’nun bir İsmail’i (a.s.) vardır. “Allah’ım” der; “eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı eyle, bizi muttakilere önder kıl”, “zürriyetimizden namaz kılan bir nesil” nasip eyle”… O harç, o cevher Hz. İbrahim’in ettiği duayı devam ettirmeye gayret eden atalarımızın alın teri, nefesi, mütevazı yaşayışlarıdır. İsmail’i (a.s.) her fırsatta dile getirişleri, anışlarıdır.

Ne kadar dost tanıdımsa, hepsi kendi topraklarındaki mübarek hali anlattı. Bir mübarek elin o topraklara, o zamanlara değdiğinden bahsetti. O sebeple Anadolu’da tüten her evin siması Yunus’u, Mevlâna’yı, Hacı Bayram’ı, Hacı Bektaş’ı, Şeyhi Ekber’i ve daha nice büyükleri hatırlatır. Çünkü bizi tutan harç ve bizi mayalandıran cevher bizzat onlardır ve onlardadır. Çünkü bize hakîkat karşısında feda edeceğimiz “İsmail’i” gösteren onlardır.

Sen, seni feda et, “İsmail” perdesini kaldırsın. Harç ve maya sonsuza kadar tutsun… İşte bunu işittin mi, her şey tamam… İşte bunu işitsen de, sır yine sırdır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Sanatımızın, özellikle şiirimizin şu andaki seviyesini güneş ışığının yokluğuna mı, yoksa ondan gelen ışığın yansımasını engelleyip, bizi suni bir güneş tutulmasıyla karşı karşıya bırakanlara mı bağlamalı?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591316
 Bugün : 1857
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630696
 Bugün : 342
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim