Hazreti Mevlânâ okumaları Yavuz Sert Sayı:
106 -
Konu okumalarında birden fazla tür ve sayıda kaynak takip etmek çok önemlidir. Bu sayı ne kadar az ise o kişi veya konu hakkında yanlış bir kanaat sahibi olma riskiniz o kadar fazladır. Hazreti Mevlânâ sultanımız hakkındaki okumalar sırasında bunun önemini çok daha iyi anladım.
Bu okumalarda takip edilecek türler farklı olabilir. Doktora tezleri, biyografiler, romanlar… Bu türler arasında en çok dikkat edilmesi gerekenler kanaatimce romanlardır. Romanlar, akıcı olabilecekleri için konu okumalarında daha çok tercih edilebilir ancak içeriklerindeki kurgu kısımlarını gerçeklerden ayıramadığınız zaman işin ucu kaçabilir.
Muhammed Celâleddin-î Rumî Hazretleri hakkında çeşitli dönemlerde farklı türde kitaplar okudum. Bu yazıda hepsi ile ilgili kısa bilgiler paylaşmak istiyorum sizlerle. İlk olarak romanlarla başlayalım. Hz. Mevlânâ hakkında okuduğum üç roman şunlar: Bâb-ı Esrar - Ahmet Ümit, Aşk - Elif Şafak ve Aşkın Gözyaşları - Sinan Yağmur.
Bâb-ı Esrar Ahmet Ümit
Bab-ı Esrar, Ahmet Ümit'in okuduğum ilk romanı. Polisiye kurgu açısından baktığımda akıcı da olsa ağzınızı açık bırakacak bir kurgu olmadığını belirteyim. Yazarın kurguya göre daha başarılı olduğu alan Mevlevilik özelinde tasavvuf hakkında verdiği bilgiler. Bu konuya yabancı olanlar için şaşırtıcı ve itici olabilecek bazı meseleleri yazarın iyi araştırıp romana öyle aktardığını hissettim. Ancak kafasının almadığı yerler olmuş ki onları da kolayca anlıyorsunuz. Ahmet Ümit'in, kitapları arkasında kaynakça vermesi çok güzel. Böylece konuya meraklı kişiler ilgili kaynakları kolayca bulabilirler.
Romanın kapanış bölümü olmasa nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim. Sanki fazla gibi durmuş. Ek olarak artık herkesin Hz. Pîr'e ait olmadığını bildiği “gel, ne olursan gel” sözlerinin romanda kullanılması da dikkatimi çekti. Özetle konuya meraklıları farklı kaynaklara yöneltmesi, ana hatları ile bilgi vermesi açısından güzel bir eser ama kurgu daha meraklandırıcı ve şaşırtıcı olabilirdi.
Aşk Elif Şafak
Aşk kitabı dil, üslup, kurgu açısından oldukça başarılı bir kitap. Elif Şafak bu konuda ustalığını ispat etmiş bir yazar. Bu kitabında da bu ustalığını konuşturmuş. Hikâyeyi birçok kahramanın ağzından dinliyoruz. Roman içinde roman şeklinde kaleme alınmış bu üslup bana oldukça keyif verdi.
Bu kitabı okurken okurların dikkat etmesi gereken bir konu var, kitaptaki alt hikâyelerin detayları kurgulanmış. Kaynaklarda bu detaylar aslında yok. Zaten kitaptaki bazı hatalar kurgu olduğunun bir göstergesi: Henüz Mevlevilik ortada yokken Aşçı Dede kavramının kullanılması, daha o topraklara gelmesine yüzyıllar olan patlıcanın yemeklerde kullanılması bu hatalardan sadece iki tanesi.
Bu açıdan bakınca Ahmet Ümit'in Bâb-ı Esrâr'ı kaynaklara daha bağlı kalarak yazılmış diyebiliriz ancak üslup ve dil açısından Aşk çok daha iyi bir kitap.
Özetle Hz. Mevlânâ ve devrini öğrenmek için doğru bir kaynak olmayabilir bu kitap ama belli ki yazar tasavvuf okumaları yapmış, bazı hatalar olsa da belirli bir zemin elde edilerek kurgulamış bu kitabı. Yazarın kendisi de kitapta geçen kırk kuralın Şems-i Tebrizi'ye ait olmadığını kendi kurgusu olduğunu söylüyor röportajlarında. Buna dikkat edilerek okunmalı.
Aşkın Gözyaşları Sinan Yağmur
Bu kitaba karşı popülerliğinden dolayı bir önyargım vardı itiraf edeyim, ona rağmen okudum. Biyografi romanlarda karşımıza çıkan kurgu sorunu bu kitapta da var, hattâ okuduğum kurgular arasında en problemlisi diyebilirim.
Şu ana kadar yaptığım birkaç okuma ve araştırmaya göre şunu söyleyebilirim, aslında Hz. Pîr hakkında çok fazla yazılı kaynak yok. Neredeyse tüm eserler tek bir eserin etrafından filizleniyor. Âriflerin Menkıbeleri... Bu eserin de öncesinde yazılan bir başka asıl kaynak ise Hz. Pîr'e kırk sene hizmet etmiş Sipehsâlâr'ın notları. Bu kısıtlı kaynaklara ve Hz. Pîr’in kendi eserlerine göre yazarlar bu bilgileri alıyorlar üzerine kurgu yazıyorlar. Sinan Yağmur da öyle yapmış ama öyle romantik bir dünya oluşturmuş ki, bu dünya beni rahatsız etti.
Gül Hatun ile mektuplaşmalar, tasavvuf sohbetleri... Bunların hiçbirinin yazılı kaydı yok, yazar Hz. Mevlânâ üzerine yaptığı araştırmalarla kendinde oluşan dünyayı kitaba aktarmış. Böyle kurguları bunu bilerek okursanız sorun yok ama bilmeyenler için tehlike büyük. Gül Hatunla Hz. Mevlânâ arasındaki mektupları google'a sorayım dedim, hemen tüm sonuçlarda bu kitaptaki şekli ile çıktı. Yarın artık bu mektuplar gerçekten var zannedilecek. Elif Şafak'ın kitabında da vardı kurgu hataları ama onlar teknik hataydı, bu kitapta temel olaylar baz alınarak tamamen kurgu bir dünya oluşturmuş.
Ayrıca öyle diyaloglar var ki, zannedersiniz ki Hz. Mevlânâ, Hz. Şems ile karşılaştığında acemi bir dervişti. Hayır, bu da çok yanlış biliniyor, Hz. Mevlânâ Hz. Şems ile karşılaştığında zaten sülukunu tamamlamış bir mürşitti. Hz. Pîr’in Hz. Şemsle ilişkisine sohbet şeyhliği deniyor. Velhasıl, kişiler üzerinde okumalar yapacaksanız kurguları en sona bırakın, öncelikle kaynak eserlerle başlayın derim.
Risâle-i Sipehsâlâr Mecdüddîn Ferîdûn b. Ahmed-i Sipehsâlâr
Romanlardan sonra şimdi gelelim kaynak eserlere. Yukarıda belirttiğim gibi Hz. Mevlânâ hakkında temel eserlerin başında Risâle-i Sipehsâlâr kitabı geliyor. Bu eser “Mevlânâ ve Etrafındakiler” adı ile dilimize kazandırılmış. Sipehsâlâr kırk yıl Hz. Pîr’e hizmet etmiş biri olduğu için yazdıkları birebir tanıklık içeriyor, bu açından Ahmed Eflâkî’nin Menakibü’l Ârifin adlı eserine de kaynaklık etmiş. Bu konuda okuma yapmak isteyen okurlar ilk olarak bu kaynak eserden başlayabilirler.
Bir Muhammedî Âşık Hz. Mevlânâ Ömer Tuğrul İnançer
Kitap ince sayılabilir ancak içinde verilen bilgiler çok kıymetli. Bu bilgileri başka kitaplardan elde etmek istesek birçok kitap okumamız gerekirdi. Hz. Mevlânâ ile ilgili kitaplarda çok fazla yer verilmeyen bilgiler var bu kitapta. Sadece Hz. Pîr ile ilgili değil tasavvufla ilgili, hikmetle, irfanla ilgili çok kıymetli bilgiler var. Kitap sohbetlerden hazırlandığı için dili çok akıcı, okurken siz de o sohbet ortamındaymışsınız gibi hissettiriyor. Benim için bu kitap Hz. Mevlânâ hakkında bir mihenk taşı oldu, diğer tüm eserleri buradaki bilgiler etrafında değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum.
Mevlânâ ile Bir Ömür Şefik Can
Merhum mesnevihân Şefik Can’ın hatıralarını kaleme aldığı, kısa ve öz notlardan oluşan bu kitap ince ama hayli yönlendirici. Söyleşi tarzında olduğu için başka kitaplarda bulamayacağınız bilgiler satır aralarında yer alıyor. Mevleviliğin neden kollara ayrıldığı, yoldaki bazı kişilerin hatalı yaklaşımları net olarak ifade edilmiş. Benim kitabı okurken dikkatimi çeken nokta, merhum Şefik Can’ın aslında Mevlevî olarak bilinse de Nakşî büyüğünden daha fazla feyz aldığı oldu. Diğer ilginç nokta da tarikatlarla ilgili yorumu, merhum sahte şeyhlerden çok dili yanmış ki tarikata gerek olmadığını, büyüklerin kitapları ile insanın kendini geliştirebileceğini söylüyor.
Mevlânâ Sezai Karakoç
Bu eser Sezai Karakoç'un dergisinde yayınladığı Hz. Mevlânâ ile ilgili makalelerinden derlenmiş bir kitap. Ansiklopedik bilgiden ziyade işin ruhunun ortaya konduğu yazılardan oluşuyor. Bu ruha meraklı okurların ilgisini çekecektir.
|