Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3288 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Kilid'?l Bahir Tefekk?r?
Sadettin Kaplan

  Sayı: 56 - Nisan / Haziran 2007

Yıl 1915...


Mart ayının onsekizi... Hava güzel, rüzgâr sakin... Dallar, bahara el sallamakta. Tomurcuklar patladı patlayacak...
Boğaz'ın üzerinde nazenin bir sis, bir gelin duvağı gibi efil efil... Ve sabahın çok erken saatleri...
Ertuğrul tayyaresi bir keşiften dönüyor. Kilitbahir'in burçlarında martılar dönüyor. Ve dünya, her zamanki seyriyle dönüyor.


Ertuğrul keşif uçağının getirdiği haber, kızıl bir hançer gibi. "Bozcaada açıklarında, devasa bir filonun, sinsi bir sırtlan gibi Çanakkale Boğazı'na yaklaşmakta olduğu tesbit edilmiştir..."


Bre bu nice iştir?.. Sormaya, sorgulamaya zaman mı var?.. Rapor açıklayıcı bilgilerle devam ediyor:
"Bir denizaltının dümen suyunda; altı adet İngiliz zırhlısıyla, dört Fransız savaş gemisi ve onları izleyen bir nice gemi, boğaza doğru yaklaşmakta..."


İş bellidir... Frenk gemileri gelişinden bellidir... İngiliz'in dostluğu gözlerinden bellidir. Gemilerin mensup oldukları milletler bellidir. Ya gemilerdekiler?.. Ya o çığlık çığlığa çakal gibi uluyanlar, "Hurra!" nidalarıyla çıldıranlar?.. Onlar kim?..
"Kimi Hindu, kimi yamyam bilmem ne belâ!..."

Ve geldiler...
Boğaz'ın sularına girdikten sonra, üç gruba ayrılarak, tarihte eşine rastlanmayan bir barbarlıkla; cehennem ağızlı toplarını, patlamak üzere olan bahar tomurcuklarının böğrüne patlattılar...


Olan olmuştu... Yeniden çemkirmişti çakallar... Bu milletle oyun oynanamayacağını bile bile, yeni bir denemeye girişmişlerdi. Çaresiz... Çanak- kale'de bir destan daha yazılacaktı...


Tarih kıyama durmuştu. Bekliyordu elinde kalem... Ve biliyordu; bu defa da zafer Türk miletinindi Allahu âlem... Tarihe geçecek bu altın sayfanın altında da yine Türk mührü, bağrında 18 Mart 1915 tarihi, dünya durdukça ibretle okunacaktı...


Bir kez daha şahlanmıştı Mehmed'im!.. Yarabbi, o ne ihtişamdı öyle, o ne salvetti, o ne kudretti?.. Bu savaş nice bir ibretti?.. Haç ile Hilâl'in savaşıydı bu... Batı medeniyeti denen, bu medeniyetten nasibini almamış barbarlar güruhunun milliyeti yoktu bu savaşta... Hilâl'e saldıran bu sırtlanların başlarında aynı taç, boyunlarında aynı Haç vardı... Kapkara bir haç bulutu, Hilâl'in üstüne ağlıyordu... Çanakkale'nin tertemiz semâlarından, küfrün cehennemi yağıyordu... Ve güllere, kara bağırlarını siper eden yiğitler, Hilâl'in gölgesinde bir şanlı destan daha yazıyordu...
Susmuyordu keferenin topları... Yağmur gibi yağıyordu kurşunlar... Gülleler, düştüğü yeri sarsıyordu. Kan, barut, alev ve bu cehennem içinde gülerek ölüme koşan yiğitler...

"Çanakkale içinde aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom düşmana karşı,
Gençliğim eyvah!.."

***

Yekin bre Seyid Onbaşı!.. Ne var ikiyüz onyedi kiloluk güllede? Ağırlığının üç katıysa ne çıkar?.. Çek besmeleyi, al Tekbir'i hele!...

Yekindi Seyid Onbaşı... Yeniden gürledi toplar. Ve şahlandılar cihana parmak ısırtan kahramanlar... Ezineli Yahya Çavuşlar, Hasan Mevsuflar ve daha nice isimsiz yiğit...

Biliyordu bu yiğitler. Biliyorlardı ki, asla yalnız değiller... Ve duyup görüyorlardı. Mohaç ovasından, Tuna boylarından, Yemen çöllerinden kanatlanan şüheda ervahı da onlarla birlikte Tekbir alıyor, tek bir yumruk oluyorlardı...

Ölüm, bir özge nefesti onlar icin... Ölüm, sonu değildi hayatın. O savaşta ölmek, erebilecekleri mertebelerin en yücesiydi. Biliyorlardı bunu...

Gülerek, "Bir gül bahçesine girercesine" giriyorlardı savaşa... Ak alınlarında gül açıyordu kanları...

O yiğitler ki; düşmanlarını bile öldürmeye kıyamıyorlardı...

O yiğitler ki; süngüyle devirdiklerini sayamıyorlardı...

O şehitler ki; Allah yolunda şehid olmaya doyamıyorlardı...

***

Ve gömülenler gömüldü sulara... Toprağa düşenler hak ile yeksan oldular...Kaçanlar canlarını kurtarırken, uzaktan uzağa Bogaz'ı seyrediyorlardı...

Akşamın laciverdi, Bogaz'ın mor sularında yıkanırken, çareyi kaçmakta bulan Haçlı güruhu, sulara gömülmekten kurtulan tekneleriyle canlarını kurtarmanın telaşı içindeydiler... Ve başlarındaki kumandan, makina başında, maniple tıkırtılarıyla Başkomutanlarına şu flaş raporu geçiyordu:

"ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!..."

***

Ve Çanakkale Zaferi, yanık bir türkü oldu...

Çanakkale geçilemedi ama, yiğitler serden, sevenler yardan geçti... Bir zamanlar kervanlar çok uzaklardan geçti... Conk Bayırı'nda bulutlar ağlarken,kafesli pencerelerin arkasında, elinin kınası solmamış gelinler, alnı nurlu analar, gençliğine doymamış giden bu yiğitlerin sessiz türküsünü söylediler gözyaşlarıyla...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Durmu? Kaya    21.04.2007
Yorum : Hocam size bu sayfalarda tesadüfen karşılaşmak ne güzel.. Umarım hatırlarsınız... Selam ve sevgilerimi gönderiyorum...





 
DİLEKÇE... - Sayı 62
Duy Beni!... - Sayı 60
O'NU YA?AMAK...(1)... - Sayı 60
Kilid'?l Bahir Tefekk?r?... - Sayı 56
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14593380
 Bugün : 3921
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631103
 Bugün : 749
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim