Başka Mahalle Mehmet izzet Gülenler Sayı:
111 -
“Başka Mahalleden olmak”... Yani... Bir gruba, bir ezbere, belirli bir jargona dâhil olmamak... Yani… ‘İkametgâh’ başka bir yerde...
Peki nerede o ‘Başka Mahalle’? Bilen, duyan var mı ? Öyle bir mahalle var mı?
‘Yunus bir haber verir... İşitenler şâd olur...’ diyordu Yunus... İşte o haber... O “başka mahalle”nin haberi miydi yoksa… Öyle bir ‘mahalle’nin olduğunu...
Ve o mahalle’ye nasıl gidileceğini anlatan bir yol tarifi mi?
‘Yunus Emre: Aşk’ın Yolculuğu’ydu hani o güzel dizinin adı... ‘Aşk gelecek, cümle eksikler biter.’ diyen büyük Yunus’u anlatan...
Aşk gelince başlıyormuş ‘yolculuk’... Kendi kendine... Kendinden kendine... Kendini bilmeye... Kendin olmaya! Önce ‘kendi biricik mahalleni’ bulmaya...
Ve ‘kendini bilen, Rabbini bilir.’ sözüne vakıf olabilmeye...
Allah’ın her birimize nasip ettiği o biricik kendimize has olan... Hâli... Tavrı... Konuşmayı... Susuşu... Düşünüşü... Hissedişi...
Keşif... Buluş... Ve yaşayış... ‘Yol’una girip, ‘dosdoğru’ ilerleyebilenler...
‘Yol’da karşılaşıyorlarmış işte o ‘Mahalle’ ile... Ve o zaman işte kaydediyorlarmış seni... O ‘başka mahalle’ ye...
Sakinlerinin, ne ondan olduğu, ne ondan… Hem ondan olduğu, hem ondan…
Hani ‘yerleşik düzene geçiş’ diye ifade edilir ya insanlık tarihi anlatılırken.
İşte önce ‘o mahallenin ‘o güzel manzaralarının kokularının bizim içimize ‘yerleşmesi’ gerekiyormuş ki... Biz de o mahalleye yerleşmiş ve o mahallenin, artık nereye gitseler, onlar için her yer ‘O Mahalle’ olan, sakinlerinden olabilelim... Gerçek anlamda ‘yerleşik düzene geçmek’ de zaten buymuş meğer... Yerleşmeden de ‘yerleşmiş’ olmak...
‘Mahallesini’ içinde taşımak... Ve böylece işte, bAŞKa mahalle’ye; AŞK’a mahalle’ye, Aşk’ın mahallesi’ne bağlı olmak...
‘Olmak ya da olmamak... İşte bütün mesele bu.’
Evet...
İşte bütün mesele bu...
|