Motosiklet Günlükleri Mehmet izzet Gülenler Sayı:
113 -
Motosiklet kullananların çok iyi bildiği ve kullanmak isteyen herkesin de mutlaka çok iyi bilmesi gereken çok önemli ve çok temel, olmazsa olmaz bir kural vardır:
“Bakışın her zaman yukarıda olmalı...” Bakışlar aşağıya düşerse, aşağıya yönelirse düşersin.
Bir de şu şekilde ifade edilir:
“Nereye bakarsan, oraya gidersin…” Yani bakışın daima gitmek istediğin yere dönük olmalı.
Biraz daha açalım… Burada bakıştan kastımız, yalnızca gözlerimizi oynatarak yaptığımız bakış değil. Onun adı ‘çevresel bakış' … Buradaki 'bakış', motosiklet terminolojisi ile 'merkezî bakış '… Yani yüzümüzü tümüyle çevirmek..; gideceğimiz veya gitmek istediğimiz yöne..
Çenemizde de bir gözümüz varmış gibi düşünerek, çenemizi ve yüzümüzü daima yukarıda tutarak sürmek…
Bakışımız, 'merkezî bakışımız', aşağıya düşerse, aşağıya yönelirse düşeriz.
Peki… Aşağıya ve diğer yerlere bakmayacak mıyız hiç? Bakacağız tabi… Ama 'çevresel bakışımızla'… Yani sadece gözlerimizle… 'Merkezî bakış'ımızın yukarıda ve gideceğimiz yöndeki hâlini koruyarak…
Yine motosiklet dili ile ‘gözünde bıraktığın’ sürece, hiç bir sorun yok..
Yeri, ağacı, aracı, insanı, vs..
Bu, başta da söylediğim gibi, her motor kullanan kişinin bilmesi ve uygulaması gereken olmazsa olmaz, en temel kural… Ki seyredebilsin, yol alabilsin, yol kat edebilsin, sürmeye devam edebilsin… Aksi takdirde seyir sona eriyor..
Yine yürüyüşe çıktığım günlerden birinde, yürüyüşün sonlarına doğru, eve yaklaşmışken.., birden kendimi fark ettim ki… Başım yerdeydi. Ve düşüncelerim de 'yerde'ydi.
Kim, ne demiş; o onu demiş, bu bunu demiş, o şöyleymiş, bu böyleymiş… Şöyle olmuş, böyle olmuş… Falan filân… Ve o an birden başımı yukarıya kaldırdım... Gökyüzüne baktım... Ve bir tövbe estağfurullah çektim içimden... "Şükr'ü" hatırlayıp utanarak...
Ve şunu başka bir şekilde bir daha fark ettim ki; bakışımızı, yüzümüzü, 'merkezî bakışımızı'… Yani kalbimizi… Gönlümüzü... 'Yukarıya' kaldır(a)madığımız, çevir(e)mediğimiz sürece, yere; yani bu dünyaya düşmekten başka şansımız kalmıyor. Ve o zaman da, ne seyredebiliyoruz, ne yol kat edebiliyoruz, ne bir yere gidebiliyoruz, ne de bir yere varabiliyoruz… Düşmüş oluyoruz çünkü bir kere..
Kalkmanın ve sürmenin, seyretmenin; seyir halinde olmanın tek yolu, 'merkezî bakışımızı' yukarıya kaldırmak... 'Dünya'yı sadece 'gözümüzde bırakmak'.
Çünkü neydi?
'Baktığın yere gidersin...'
Hepimize iyi sürüşler... Hayırlı yolculuklar...
|