"Kanlı bayram", Srebrenitsa katliamı Mehmet izzet Gülenler Sayı:
109 -
Srebrenitsa’da eşi ve oğlu Sırplar tarafından katledilen Boşnak anne Saliha Osmanoviç, katliamı inkâr eden Nobel ödüllü Avusturyalı yazar Peter Handke’e,
“Katliamın kanıtı işte bu mezarlık” dedi.
Srebrenitsa’yı unutmadık; unutmayacağız... Birçoklarının hayran olduğu ‘Batı Medeniyeti’nin’ nelere zemin hazırlayıp yol açtığını…
‘Birleşmiş Milletler BM/ United Nations UN’ gibi güya havalı isimli kurumları… Süslü ve güya medeni hayat tarzları ve ifadeleriyle algıları nasıl yönlendirip, gerçekleri nasıl örttüğünü… Nelere, nasıl seyirci kalıp, arka planda her şeyi nasıl işlettiğini… ‘Demokrasi ve İnsan Hakları’ adlı iki sakızı, baştan çıkarıcı reklâmlarıyla ‘cahillere’ pazarlayıp, sürekli o sakızları onlara çiğnetirken, kendilerinin neler yaptığını…
GÖRÜN...
‘Adamlar aya çıktılar… Bilmem neyi buldular… Biz hâlâ nelerle meşgulüz…’ diye sürekli onları ulaşılmaz bir hayranlıkla göklere çıkarıp, kendinizi de onlara kıyasla sürekli aşağıladığınız ve aşağı gördüğünüz; içten içe onlar gibi olmak ve onların gözlerinde ‘onaylanmak’ istediğiniz kişilerin aslını… Görün!..
Onların bir yandan aya çıkarken, asıl insanlığın ‘ay’ını’, güneş’ini söndürmeye yeltendiklerini… O yaptıkları buluşlarla bir yandan ampulü bulup, binaları, sokakları aydınlatırken birçok yerde ve gerçek anlamda ‘hayat’ı, hayatları nasıl kararttıklarını… ‘İnsanlar’da ve ‘insanlık’ta ne derin yaralar açtıklarını… Hem de birçok defa… Görün...
Ve bir yerlerden bulup ‘Kanlı Bayram’ adlı belgeseli izleyin… Size her şeyin iç yüzünü, acı bir şekilde bir kere daha gösterecek. Dininize, dilinize, değerlerinize, gerçek dost ve gerçek kardeşlerinize sahip çıkın! Bunların hiçbiri elinizde kalmadığında; dışı süslü, içi boş bir balon gibi olacağınızı bilin! Bu çok acı günler yaşanırken hayatta olduğum ve hiçbir şey yapamamış olduğum için utanıyorum..
Allah bir daha böyle acılardan saklasın Bosnalı kardeşlerimizi, hepimizi, tüm insanları…
Ama bundan sonra eğer gerekirse, Bosnalı kardeşlerim için canımı vermekte bir an tereddüt etmeyeceğimi söylemek istiyorum… Ama bundan da önemlisi; yaşamak ve yaşatmaktır... Beraberce… İnsanca…
Kardeşlerimin o temiz ve güzel kalplerinin yansıdığı güzel bakışları gibi saf ve duru bir şekilde sarıp sarmalayarak... Hem birbirimizi, hem hayatı yaşayalım inşallah… Tüm güzellikleri ve tüm güzel duyguları paylaşarak, koruyup kollayarak…
İçimizdeki ‘ay’a çıkmış ve güneş’e selâm ederek...
|