Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     665 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Cılga
Fatma Pekşen

  Sayı: 112 -

Şu yemek uzmanlarının zorlama buluşlarıyla ortaya çıkan kaya pasta, kütük pasta, papatya pasta gibi yeniyetme icatlar var ya; tam da onları hatırlıyorum üst üste yığılmış gibi duran taşları görünce.

Hangi usta el bunları böyle sırasınca dizdi, hangi kremacı süsledi bu muazzam görünümlü pastayı diye akıl erdirmeye çalışıyor, sonra da onun kim olduğunu hatırlıyorum.

Her zaman geçerim bu yollardan. Her seferinde severek, ilk defa görüyormuş gibi, açlıkla izlerim dışarıyı.

İşte bu seferde de aynısı oluyor, gözlerim hiçbir teferruatı kaçırmamak istercesine tetkike başlıyor. Dünle bugün birbiriyle harmanlanıyor. Zihnim karışıyor, havsalam allak bullak oluyor; kendi kendimle konuşuyor oluyorum birden. Düşünüyorum, mırıl mırıl söyleniyorum, dilime türküler duruyor.

Göz denen mucize organımın önüne o kadar çok nesne sıralanıyor ki, hangisini hangi sırayla süzeceğimi kestiremiyorum.

Günün, mevsimin, saatin özelliğine göre değişiyor yol manzaraları. Bu şaşmaz takvime göre parlıyor taşlar, çakıllar. Sadece bu yoldakiler mi? Hayır cümle yollardaki taşlar da aynı vaziyette oluyor. An be an ayrı cilâya bürünüyorlar. Sedasız akan, soluğu kesilmiş çayların kenarlarındaki akça pakça taşlar, köy kadınlarının güçlü tokaçları altından çıkmış yün parçaları gibi ışıldıyorlar.

Hangi uğru tırmandı şu tepeye doğru, hangi yiğidin eline avucunu teslim etti üç beş parça giysisini bohçalamış kaçak gelin, diyorum. Kaç kere kazındı, kaç kere silindi tilkilerin, çakalların, kurtların ayak izleri tahmin bile yürütemem, diyorum.

İçimden söylenmeye devam ediyorum. Ses olarak çıkmasa da kelimeler ardı ardına diziliyor yüreğime.

Çalılar bürümüş, yıllardır tıraş yüzü görmemiş hırpani gibi saçak bağlamış, bir zamanların sahipli bağları “kapıları kitlemişler gel hele” diyen Davudî sesi duymuşlar mıdır bilemem, diyorum.

Bir yol işçisi, şu kayanın üstünde mi yazmıştır genç karısına mektubu, nişanlısından gelen kahırlı nâmeyi tam da burada mı okumuştur genç mühendis, diye düşünüyorum.

Yollar kurulalı, taşlar kırılalı, hizalar, yazılar birbiri ardına dizileli nicedir de, koca gövdeli bir karaağaç, niye not düşmemiştir çıtırık düşmüş kabuklarının arasına diye meraka düşüyorum.

Yanının üstüne yatmış çitler, yüz üstü kapaklanmış bağ kapıları, ince hastalık görmüş taze gibi erimiş, orasında burasında halen kurum izleri bulunan kerpiç bacalar, halaya durmuş yiğitler gibi sıralanmış kavaklar, kendi dillerince hüzün türküleri söylemişler midir, diyor; işin aslını bir türlü çözemiyorum.

Hangi düğünlere ev sahipliği yapmıştır şu harman yeri, kaç yılın karını buzunu silkmiştir şu viran damlar, ne zaman toprağı gözler olmuştur ahşap elektrik direkleri anlayamıyorum. İnsanın, hani şu su sayaçları, benzin, motorin sayaçları, elektrik sayaçları gibi yolların da bir sayacı olsaymış ya diyesi geliyor.

Kaç tahta bavul omuzlardan indirilmiş, kaç güneş yanığı çehreli, eli kınalı mahcup genç şu köyün dönemecinden dualarla, göz pınarlarındaki incilerle uğurlanmıştır tahmin bile edemiyorum.

Ya şu zamanın çarkına yenik düşmüş, omuzu çökük yaşlılar gibi duran, ak taşların birbiriyle halleştiği mezarlık! Kim bilir kaç genç gelinin omuzlarda getirilmesine şahit olmuş, gurbetteki babasına hasret çeken kaç gözü açık bebeğin ebedî uykusuna gömülmesine şahadet etmiştir sayamıyorum.

Yar başlarına tutunan yaban eriklerinin, dağ incirlerinin, alıçların hangilerini birbiri ile akraba kılmıştır gagası hamarat bir kuş? Hangilerini adı bilinmedik tarlalara, ağaçlıklara savurmuştur gurbete düşmüş genç kız gibi, fikir yürütemiyorum.

Bugün tabağıma misafir olan köftenin kaçıncı kuşaktan anneannesi şu yıkık dökük davar barınağında gecelemiş, kuytu bir köşeye çeşme açıp lüle oturtan kaç çoban, kaç kara koyunun doğum iniltilerine şahitlik etmiştir bilemiyorum.

“Arayın ayağınıza gelsin” rahatlığının henüz dünyayı teşrif etmediği zamanların esas oğlanlarından olan çerçilerin kaçı, çarıklarını şu kıvrım büklüm cılgalarda eskitmiştir sayamıyorum.

“Saçbağını suya düşüren” gelin, şu azgın köpüklerin üstünden mi geçmiştir; gelini götüren alay, artık kullanılmayan şu köprüde mi suyun ebedî konuğu olmuştur çözemiyorum.

Sorular soruları, meraklar merakları kovalıyor. Elbette manzaralarla, renkler de bu kovalamacaya şahit oluyor.

Bence, dünya gailesinin curcunası içinde geçen çalkantılı hayatların belki de en sakin anlarıdır yollarda geçen zamanlar. Tren, uçak, otobüs, otomobil… Hangi vasıtaya binmiş olursanız olun, isterseniz de yayan gidin. Yollar arşınlarken kelimeler dizilir dillere, hüzün türküleri durur yüreklere. Görünmez bir el derinden yırtar bağırları. Varılmamış menziller, avuç içlerine teslim edilememiş ince bileklerin garipliği gelir akıllara.

Soran olmaz biliyorum da, hani ola ki gün olur vakit çatar da birisi “kelimeler sizde en çok ne zaman kanatlanmaya başlıyor?” diye bir sual yöneltecek olursa, çarçabuk “yolda” diye cevap vereceğim.

Çünkü bu satırlar da bir yol macerası esnasında vücut buldu…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Pehlivan dayının elmaları... - Sayı 120
Armudun Son Çiçeği... - Sayı 115
Cılga... - Sayı 112
Gönül hanım... - Sayı 110
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (121):
Türk masal ve destanları...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Türkçe’nin kırpıla kırpıla ne hale getirildiğine bakmadan kalkmışız, “eser vermeli, eser vermeli” diyoruz.
Halbuki “Güneş Dil Teorileri”nin temel yapılmak istendiği bir dili kullanarak karşımızdakilerle konuşup, anlaşabildiğimize şükretmeliyiz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kardelenden haberler
Ayağa kalk Sakarya
İslâm’ı yenilemek
Hem şahin, hem güvercin-1
Bir çiçek


Ali Erdal - Ademe mahkûmiyetten ...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Kadir Bayrak - Hesaplaşma zamanı
Necip Fazıl Kısakürek - İslâm’ı yenilemek
Necip Fazıl Kısakürek - Benim halim
Bedran Yoldaş - Nice sahipsiz yüzler...
Ekrem Yılmaz - RÖPORTAJ - ŞEYMA KIS...
Ekrem Yılmaz - Üstad ile
Ekrem Yılmaz - Sessiz geliş
Ekrem Yılmaz - Dağların ardı
Fatma Pekşen - Pehlivan dayının elm...
Ahmet Mahir Pekşen - Şiirimde Necip Fazıl...
Dergi Editörü - Ektik ektik yetişece...
Site Editörü - Zor zamanların cesur...
Necdet Uçak - Torunuma
Necdet Uçak - Gel temiz tut
Necdet Uçak - Necip Fazıl Kısaküre...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gazzeli kelebekler
M. Nihat Malkoç - KELİME HARCIYLA SÖZ ...
Zaimoğlu - Birinin yerini doldu...
Zaimoğlu - Üstad Necip Fazıl et...
Zaimoğlu - Seni bilsinler
Ayhan Aslan - Maya
Ayhan Aslan - Erzak
Mehmet Balcı - Deli Ozan
Mehmet Balcı - Artist Efendi
Av. Mustafa Büyükgüner - Necip Fazıl’ı anlatm...
Muhsin Hamdi Alkış - Ne Fa Ka, bedenini a...
Halis Arlıoğlu - Gabar’da petrol mü ç...
Muzaffer Doğan - Büyük Doğu, Necip Fa...
Murat Yaramaz - Kuzgun
Murat Yaramaz - Cephe
Murat Yaramaz - Öyle mi
Mahmut Topbaşlı - Gerçeğin özü
Melih Aydoğ - İdrak
Muammer Zeki Aygur - -dan
İlkay Coşkun - Ayağa kalk Sakarya
Tuba Kanlıkama - Asr-ı Saadet’in hanı...
Özkan Aydoğan - Bir çiçek
Heybet Akdoğan - Lina
Emine Öztürk - Kuşlar
Mustafa Makas - Üstad
Hüma Sunguroğlu - Mesut teselli
Abdullah Doğulu - İcazetsizler ve cemi...
Bekir Oğuzbaşaran - Abdülhakîm Arvâsî (k...
Kâzım Albayrak - Necip Fazıl’ın hadis...
Murat Ertaş - Bir artist karakter,...
Ahmet Sezgin - Kaldırımlar, Çile, S...
Bülent Acun - 40 maddede bendeki Ü...
Zekeriya Yılmaz - Türkçe çağlayan ırma...
İlyas Subaşı - İfade ve hızını düşm...
Orhan Oyanık - Yüreğime sor
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13911699
 Bugün : 935
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 616701
 Bugün : 25
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 55
 120. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 29 Mayıs 2024
Künye | Abonelik | İletişim