Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     447 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Âşıkların Selâmlaşması
İlknur Eskioğlu

  Sayı: 113 -

Gül, huşû içinde zikrini çekerken gün batımını seyre daldı. Bir ara gözlerini kapattı. O güzel haziran akşamında, kuşların, “güllere vurgunum, güllere sevdâlı” terennümü eşliğinde, kalbinin sesini dinlemek istiyordu. Tam bu esnada, ılgıt ılgıt esen rüzgârın ellerinde, bu zamana kadar böylesine hiç rast gelmediği, güzel kokulu bir şeyin ona doğru yaklaştığını hissetti.

Nasıl da ulvî bir kokuydu.

Derin mânâları olan, kıymeti az bilinir bir koku...

Bu huzur veren kokuyu, bir yerden hatırlıyor gibiydi de nereden?

Emsalsiz koku, sağ taraftan geliyordu. Gözlerini yavaşça açtı ve usulca başını sağa çevirdi.

O da ne?..

-Beyazımsı, benim gibi kat kat yaprakları var. At üstündeki gelinin duvağının, at yol aldıkça nazlı nazlı salınması gibi yapraklarının, rüzgârın ritmine ayak uyduruşundaki âhenge mest olmamak mümkün mü?

Kitap, gülün hayretler içerisinde ona bakakaldığını fark etti.

–Selâm, zarif duruşlu, güzel kokulu, endâmıyla âşıkları cezbeden, hasta gönüllerin sürûr kaynağı, renginde hakikat gizli gül!..

Gül, bu güzel iltifatlar karşısında mahcup bir edâya bürünse de şaşkınlığını gizleyemedi.

–Aleyküm selâm. Sen, beni tanıyorsun!

–Aslında, sen de beni tanıyorsun sevgili! Kurumuş, betin benzin atmış hâlde kollarımın arasına atıyorlar seni… Seni, canlı hâlinle ben de ilk kez görüyorum.

–Şimdi hatırladım! Sen... Sen kitapsın.

–Kitabım ya... Kâinat kitabının içindeki âciz bir kitap… Dalında, yemyeşil yaprakların arasında, zikrinin başındayken çok daha güzelsin.

–Sen de, baygın hâlimizle, ölü ruhumuzla gördüğümüzden daha mânidarsın. Asil bir duruşun var. Hakikatleri, iki ka-pağının arasında muhâfaza ediyor, kendini doğruluk anahtarıyla kilitliyorsun ki mahrem eller sana dokunamasın. Bir de hak yoldan alıkoyan, sapkın ruhlu olanlar var ki; Allah(cc) onların şerrinden cümlemizi korusun.

–Âminn… İşte tüm gâyemiz, onların emellerini boşa çıkarmak… Onların karşısında, ilelebet dimdik ayakta durmak için yemin ettik ey dost! 

–Dost ya… Ne kıymetli bir dostluktur, biz güllerin kitaplarla olan dostluğu… Tespihimize mâni oluyor, dalımızdan hoyratça koparıyorlar bizi. Kimisi de o kadar nârin davranıyor ki koparırken... Onlara bir şey de diyemiyorum, ama hiç birisi de ellerini ıslatan gözyaşlarımızı fark etmiyor. Önce, iğreti bir vazoya günlerce hapsediyorlar, solduktan sonra da çöp konteynerini revâ görüyorlar bize.

–Ah sorma, güzeller güzeli… Bize de aynı muâmeleyi gösteriyorlar; biz ki, sinelerimizde Allah(cc), Peygamber (sav), Kur’ân kelâmını taşıyoruz. Ayaklar altına alınmak çok üzüyor bizi.

–Üzmez mi hiç… Bir de, sinelerinizde bize yer veriyorsunuz… Dalımızdan koparıldıktan sonra en güvenilir yerimiz, sizin sayfalarınızın arası…

–Size can kurban bîçâre dost… Yalnızlığımızı paylaşıyoruz işte ne güzel!.. Yalnızız… Tozlu raflarda ömrümüz hebâ oluyor. Kadrimiz kıymetimiz bilinmiyor.

Gül ve kitap aynı anda iç geçirdiler ve karanlığa hazırlanan, koyu mavi, saçlarında sabahın maviliğinden iz taşıyan gökyüzüne bakıp sessizliğin içine hapsolmuş çığlığı, gönüllerine misâfir olarak alıp âzad ettiler.

–Ne size ne de bize, hak ettiğimiz ihtimamı gösteriyorlar kitap kardeş! Bize ölümsüzlüğün iksirini siz tattırıyorsunuz. Cansız bedenimize rağmen dipdiri kalan ruhumuza, sizi okuyan ve okuyup da okuduklarını yaşayan, yaşatan, okumanın hakkı-nı veren, hakka ve hakikate sevdâlı gönüller dokunabiliyor sadece. 

–O sevdâlı gönüller, iyi ki varlar aziz dost. Selâm olsun hepsine…

–En kalbî duygularımla ben de selâm ediyorum onlara.

–Beni tutan cânanın elleri kımıldıyor, hasbî dost. Benimle muhabbet etmek için ahşap banka oturacak sanırım. Oh şu buram buram kokan Türk kahvesi… Duyuyor musun kokuyu?

–Duymaz mıyım hiç!.. Kahvenin kokusu da bir başka…

–Başkadır tabii ya… Bir dostum da odur benim.

–Ne güzel…

–Seninle tanışmak, daha güzeldi. Kahvenin de hatırı kalsın istemem… Kahve de, ne dertlere, ıstıraplara, sevinçlere ortak oluyor…

–Tabiki… Fincan yanına, vazo içinde koyulan en ideal süs olduğumuz için kahvenin kederini de mutluluğunu da bili-riz.  Derdimiz bir, dâvâmız bir…

-Buluşturan, tanıştıran Rabbe secdeler olsun.

Son kez tebessüm ettiler birbirlerine. Vedâlar zor olsa da, yepyeni selâmlaşmalar, mühürlü kalacak hâtıralar güzeldir.

–Tanıştığımıza memnun oldum aşkın tezâhürü…

–Ben de çok memnun oldum hakikatin timsâli…

–Hoşca bak kendine. Allah’a emânet ol.

–Sen de gönüldaş, sen de…

O günden sonra, gül ile suyun,

Gül ile bülbülün aşkının yanında,

Gül ile kitabın aşkı ve muhabbetleri de dillere destan oldu…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Hazır mıyız?... - Sayı 118
O Da Yetimdi... - Sayı 117
Âyet Gâyet Açık... - Sayı 116
Babamı Kaybetmedim... - Sayı 115
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (119):
Dünyanın gözü önünde işlenen bu kaynağı da gayrımeşru vahşet; ve suçlusu Yahudi, yardakçıları ve Siyonizm

Son Eklenen Yorumlardan
 Kıymetli İlkay hocam, metnimi ince ince lezzetlendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Kaleminiz var ... fatma pekşen

 Teşekkür ederim değerli dostum Faruk.İlginiz bizi sevindiriyor.... Ekrem Yılmaz

 Kalemine yüreğine sağlık arkadaşım. Selam ve muhabbetle... Faruk aktı

 Böylesi bir eser hiç yorum almamış hayret ki hayretttttttt nasıl olur anlamıyorum ....Etkili anlatım... yasemin olgaçay

 Mükemmel bir yazı. Yüreğinize sağlık. ... Beyza Şen


Türkçe’nin kırpıla kırpıla ne hale getirildiğine bakmadan kalkmışız, “eser vermeli, eser vermeli” diyoruz.
Halbuki “Güneş Dil Teorileri”nin temel yapılmak istendiği bir dili kullanarak karşımızdakilerle konuşup, anlaşabildiğimize şükretmeliyiz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Tek dünya devleti
Toplulukları idare etme hakkı kimin?
İslâm ve Devlet
Adâlet mülkün temeldir
Caretta carettaydı adı


Ali Erdal - Toplulukları idare e...
Ali Erdal - Olayların akışı her ...
Ali Erdal - Dünya kralı
Kadir Bayrak - Devletimiz daim olsu...
Bedran Yoldaş - Sallandı yer ve gök
Ekrem Yılmaz - Türkiye’nin manzaras...
Ekrem Yılmaz - Kalem-kılıç
Dergi Editörü - Tek dünya devleti
Site Editörü - Adâlet mülkün temeld...
Acıyorum - Kalem-Kılıç
Necip Fazıl - İslâm ve Devlet
Necip Fazıl - İç ve dış düşman – Y...
Necdet Uçak - Osman Gazinin bey se...
Necdet Uçak - Dünya
Kardelen Dergisi - Gelecek Sayı Konusu
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Penceresiz kalanlara
M. Nihat Malkoç - Herkes tarafından se...
Hızır İrfan Önder - Beni kalbine göm
Zaimoğlu - Devlet fikri
Zaimoğlu - İşte söz
Ayhan Aslan - Pencere
Mehmet Balcı - Olmuş
Mehmet Balcı - Daha güzelsin
Hikmet Öztürk - ”Dünyanın en tatlı ş...
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Av. Mustafa Büyükgüner - Ehl-i kubur
Halis Arlıoğlu - Niçin düşmanlar
Murat Yaramaz - 1915
Murat Yaramaz - Kısmet
Mahmut Topbaşlı - Zaman duaya durdu
Cemal Karsavan - Arzu denizinde fırtı...
İlkay Coşkun - ”Ateş Bandosu” Musta...
Özkan Aydoğan - Caretta carettaydı a...
İlknur Eskioğlu - Hazır mıyız?
Selahaddin Yıldız - Şehid
Fatma Özger Bilgiç - Ayşe’m umursamaz
Deniz Sarıtop - Bana selâm olsun
Emine Öztürk - Yumurta
Mustafa Makas - Devlet
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 12497799
 Bugün : 3307
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 593423
 Bugün : 45
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 78
 118. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 18 Kasım 2023
Künye | Abonelik | İletişim