Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     652 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Âşıkların Selâmlaşması
İlknur Eskioğlu

  Sayı: 113 -

Gül, huşû içinde zikrini çekerken gün batımını seyre daldı. Bir ara gözlerini kapattı. O güzel haziran akşamında, kuşların, “güllere vurgunum, güllere sevdâlı” terennümü eşliğinde, kalbinin sesini dinlemek istiyordu. Tam bu esnada, ılgıt ılgıt esen rüzgârın ellerinde, bu zamana kadar böylesine hiç rast gelmediği, güzel kokulu bir şeyin ona doğru yaklaştığını hissetti.

Nasıl da ulvî bir kokuydu.

Derin mânâları olan, kıymeti az bilinir bir koku...

Bu huzur veren kokuyu, bir yerden hatırlıyor gibiydi de nereden?

Emsalsiz koku, sağ taraftan geliyordu. Gözlerini yavaşça açtı ve usulca başını sağa çevirdi.

O da ne?..

-Beyazımsı, benim gibi kat kat yaprakları var. At üstündeki gelinin duvağının, at yol aldıkça nazlı nazlı salınması gibi yapraklarının, rüzgârın ritmine ayak uyduruşundaki âhenge mest olmamak mümkün mü?

Kitap, gülün hayretler içerisinde ona bakakaldığını fark etti.

–Selâm, zarif duruşlu, güzel kokulu, endâmıyla âşıkları cezbeden, hasta gönüllerin sürûr kaynağı, renginde hakikat gizli gül!..

Gül, bu güzel iltifatlar karşısında mahcup bir edâya bürünse de şaşkınlığını gizleyemedi.

–Aleyküm selâm. Sen, beni tanıyorsun!

–Aslında, sen de beni tanıyorsun sevgili! Kurumuş, betin benzin atmış hâlde kollarımın arasına atıyorlar seni… Seni, canlı hâlinle ben de ilk kez görüyorum.

–Şimdi hatırladım! Sen... Sen kitapsın.

–Kitabım ya... Kâinat kitabının içindeki âciz bir kitap… Dalında, yemyeşil yaprakların arasında, zikrinin başındayken çok daha güzelsin.

–Sen de, baygın hâlimizle, ölü ruhumuzla gördüğümüzden daha mânidarsın. Asil bir duruşun var. Hakikatleri, iki ka-pağının arasında muhâfaza ediyor, kendini doğruluk anahtarıyla kilitliyorsun ki mahrem eller sana dokunamasın. Bir de hak yoldan alıkoyan, sapkın ruhlu olanlar var ki; Allah(cc) onların şerrinden cümlemizi korusun.

–Âminn… İşte tüm gâyemiz, onların emellerini boşa çıkarmak… Onların karşısında, ilelebet dimdik ayakta durmak için yemin ettik ey dost! 

–Dost ya… Ne kıymetli bir dostluktur, biz güllerin kitaplarla olan dostluğu… Tespihimize mâni oluyor, dalımızdan hoyratça koparıyorlar bizi. Kimisi de o kadar nârin davranıyor ki koparırken... Onlara bir şey de diyemiyorum, ama hiç birisi de ellerini ıslatan gözyaşlarımızı fark etmiyor. Önce, iğreti bir vazoya günlerce hapsediyorlar, solduktan sonra da çöp konteynerini revâ görüyorlar bize.

–Ah sorma, güzeller güzeli… Bize de aynı muâmeleyi gösteriyorlar; biz ki, sinelerimizde Allah(cc), Peygamber (sav), Kur’ân kelâmını taşıyoruz. Ayaklar altına alınmak çok üzüyor bizi.

–Üzmez mi hiç… Bir de, sinelerinizde bize yer veriyorsunuz… Dalımızdan koparıldıktan sonra en güvenilir yerimiz, sizin sayfalarınızın arası…

–Size can kurban bîçâre dost… Yalnızlığımızı paylaşıyoruz işte ne güzel!.. Yalnızız… Tozlu raflarda ömrümüz hebâ oluyor. Kadrimiz kıymetimiz bilinmiyor.

Gül ve kitap aynı anda iç geçirdiler ve karanlığa hazırlanan, koyu mavi, saçlarında sabahın maviliğinden iz taşıyan gökyüzüne bakıp sessizliğin içine hapsolmuş çığlığı, gönüllerine misâfir olarak alıp âzad ettiler.

–Ne size ne de bize, hak ettiğimiz ihtimamı gösteriyorlar kitap kardeş! Bize ölümsüzlüğün iksirini siz tattırıyorsunuz. Cansız bedenimize rağmen dipdiri kalan ruhumuza, sizi okuyan ve okuyup da okuduklarını yaşayan, yaşatan, okumanın hakkı-nı veren, hakka ve hakikate sevdâlı gönüller dokunabiliyor sadece. 

–O sevdâlı gönüller, iyi ki varlar aziz dost. Selâm olsun hepsine…

–En kalbî duygularımla ben de selâm ediyorum onlara.

–Beni tutan cânanın elleri kımıldıyor, hasbî dost. Benimle muhabbet etmek için ahşap banka oturacak sanırım. Oh şu buram buram kokan Türk kahvesi… Duyuyor musun kokuyu?

–Duymaz mıyım hiç!.. Kahvenin kokusu da bir başka…

–Başkadır tabii ya… Bir dostum da odur benim.

–Ne güzel…

–Seninle tanışmak, daha güzeldi. Kahvenin de hatırı kalsın istemem… Kahve de, ne dertlere, ıstıraplara, sevinçlere ortak oluyor…

–Tabiki… Fincan yanına, vazo içinde koyulan en ideal süs olduğumuz için kahvenin kederini de mutluluğunu da bili-riz.  Derdimiz bir, dâvâmız bir…

-Buluşturan, tanıştıran Rabbe secdeler olsun.

Son kez tebessüm ettiler birbirlerine. Vedâlar zor olsa da, yepyeni selâmlaşmalar, mühürlü kalacak hâtıralar güzeldir.

–Tanıştığımıza memnun oldum aşkın tezâhürü…

–Ben de çok memnun oldum hakikatin timsâli…

–Hoşca bak kendine. Allah’a emânet ol.

–Sen de gönüldaş, sen de…

O günden sonra, gül ile suyun,

Gül ile bülbülün aşkının yanında,

Gül ile kitabın aşkı ve muhabbetleri de dillere destan oldu…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Şehitlik oyunu... - Sayı 119
Hazır mıyız?... - Sayı 118
O Da Yetimdi... - Sayı 117
Âyet Gâyet Açık... - Sayı 116
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591668
 Bugün : 2209
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630832
 Bugün : 479
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim