Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4909 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Toku?ma
Fatma Pekşen

  Sayı: 56 - Nisan / Haziran 2007

Yarıdan çoğu duru su olan üç "Arslan sütü", sisler gerisinden mavili morlu heybetiyle, biraz da hiddetlice duran Delidağ’ın zirvesini objektife alır vaziyette "Bayramın şerefine" nidasıyla tokuştu. O, boz bulanık mayi, biri çalı süpürgesi gibi, diğeri üstü kızarmamış kol böreği gibi, diğeri terleyip duran bakır kırmızısı bir et parçası olan üç bıyıkla buluştu, tellerin bir kaçını da ıslatarak gırtlaklara doğru yaka yaka indi. Çalı süpürgesinin altındaki anason kokulu oyuğa, çatala takılı, kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz bir dilim peynir, kızarmamış kol böreğinin altındaki yer yer çürüklerle dolu deliğe, iri iki parmağın ucunda sucuk parçası girdi. Sabah saati çayırları gibi çiğ tanelerini barındıran –büyük ihtimalle köse olan– kırmızı derinin altına da bir adet fındık içi, hedefini bulmuş futbol topu hızlılığında dalış yaptı. Günlerdir, fırça-macun yüzü görmemiş rengi belirsiz dişler, arpasını öğüten atın iştahıyla takırdayadursun, kirpik dipleri kızarmış, aklarına kan yürümüş, bulunduğu haneyi terke çalışan, lokma gibi kubbeler mânâsızca orayı burayı tarıyor, işlerine gelen yerlerde beyinlerinin deklanşörüne basıp hafızalarına nakşediyorlardı.
Koca şişeyi yarılarken iki kez hacet gideren kafadarlardan biri, her zaman ceberrut görüp, yanına yanaşmadıkları, köyün pek de aklı üstünde olmayan kara kuru kocakarısına, "Ulan ne gözler var bunda!.. Gençliğimde neredeydin sen?.. Bekâr olsam seni alırdım... Şundaki endama bakın, Karaman koyunu gibi mübarek, kuyruğa bak, salınmaya bak." diye methiye dizerken, bir diğeri, kupkuru, hem de tek dal ağacı olmayan Öğlekayası’na doğru elindeki "Can ilâcı"nı uzatıp, "Manzaraya bak be!.. Burası dururken, Marmaralara, Egelere, Akdenizlere gidilir mi?" diye güzellemede bulunuyor, üçüncüsü sofrayı ziyarete gelen, siğilli sırtıyla yeşil yeşil hoplayan kurbağaya "Kuğu gölü balesi" yapan balerin bacakları yakıştırması yapıp kendinden geçiyordu.
Az ötedeki Bokludere’nin rengine benzeyen üç bulanık bakış, sık sık önlerindeki su dolu çukura çevriliyor, başında beyazlı grili yaldızlarla harelenen, yeşil atlastan bir hotoz örtülü olan ördeğin, sudaki yüzüşüne sabitleniyordu.
Çalı süpürgesi bıyıkların altındaki morumsu kırmızı iri dudaklar ayrıldı, "Bunu da, bugün halledelim" sedası yayıldı. Kırağı dökmüş bakır rengi derinin altından, "Yavruları amma güzeldi ha!.. Tadı damağımda hâlâ" diye şapırtılı, cevabî bir ses yükselirken, kızarmamış kol böreğinin altındaki, ince, çizgi halindeki dudak ise, sağ elinin beş parmağını büzüp, ağzına değdirerek, hiç ses çıkarmadan "Harika" işaretiyle cevap veriyordu.
Ördeğin, İskandinav ülkelerinden tatil için gelip, kızgın Akdeniz güneşinde, sıcak deniz görüp gevşeyen cilveli bir turist kızdan farkı yoktu. Turuncu gagasını suya daldırıp çıkarıyor, kanat çırpıyor, halkaları yara yara kıyıya kadar geliyor, göz süzüp gerdan kıran konsomatris gibi dumanlı kafalara doğru davetkâr pozlar sergiliyor, "Gelin beraber yüzelim" mesajı vermeye çalışıyordu.

* * *

Çalıştıkları şantiyeye çok yakın olan bu yer, bahar aylarında yatağına sığmayan derenin, bir müddet ev sahipliğini yaptığı, inşaatlara, şantiyelere kum lâzım olduğunda baş vurulan bir mevkiiydi.
Kum çıkarılan yerlerdeki oyuklara, yağmur, sel sularının dolmasıyla oluşan minik göllere bulunmaz bir nimet gibi koşan ördekler, canlı bir hava katıyor, neşelendiriyorlardı.
Yakındaki köyün mü, şantiyedeki çalışanların besledikleri mi olduğu belli olmayan ördekler, bazan grup halinde gölcüklere geliyor, pikniğe gitmiş tazeler gibi bağrışa çığrışa eğleniyor, cilvelenip kalçalarını ata ata, kırıta kırıta uzaklaşıyorlardı.

***

Nazlı nazlı yüzerken, arada bir dönüp adamlara bakan hayvan bir noktaya gelince durdu. "Gelin beni yakalayın" dercesine beklerken, gözlerinde tuhaf bir parıltı yandı söndü. Ortada ördek, etrafında, buğulu bardaklarına yağlı yağlı eşlik edecek bud kızartması hayaliyle dolu olan üç adam, aynı anda halkanın en dar yerinde suya doğru, tokuşarak hamle yaptılar.
Çırpınmalar, kanat şakırtıları, sesler, sudaki binlerce damlacığa eşlik ediyor, Delidağ kızgın kızgın bakıyordu, lök gibi kurulduğu sisler gerisinden.

***

Hayvanın diz boyunu geçmeyen suda, kepçelerin yeni oyduğu, en ortada bulunan, kuyu derinliğindeki çukuru hesaplayıp, adamları oraya nasıl çektiğine sadece Delidağ şahit oluyor, yüzme bilmeyip, arka arkaya dibi boylayan üç kişinin mat oluşuna acımıyor, ufku saran nar çiçeği bulutların da desteğini alarak ana ördeğe hak veriyordu.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : ender bellur    27.06.2007
Yorum : içkinin etkileri alkol oranına göre mi, kişilerin sosyoekonomik konumlarına göre mi kendini daha fazla gösteriyor? içsel ihtiyaçların ve doyumsuzlukların ortaya çıkarılması için mi insanlar alkol almaktalar acaba? bu ilkel güdüleri bastırabilmek amacıyla alkol mu almamalıyız veya bunları ortaya çıkarıp yenebilecek gücü bulabilmek için kendimizde tetiklemeli miyiz idimizi??? ve bu konuda yorum yapabilmek için illede içmemek veya içmek mi gerekiyor??? ve her nedense niçin hiç kimse çağcıl veya cahil bir alkolik kadını betimleyemiyor bu kadar kolayca... kadınlar mı çok karmaşık çözebilmek için, erkekler mi çok basitler???





 
Pehlivan dayının elmaları... - Sayı 120
Armudun Son Çiçeği... - Sayı 115
Cılga... - Sayı 112
Gönül hanım... - Sayı 110
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Eline, canına, yüreğine sağlık olsun hocam. Allah razı olsun Bu güzel için teşekkürler.... osman eroğlu

 Şiirin bestesini firdevs altındaş yaptı ve kendisi okuyor. Sevgiler...... Dilara

 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira


Bayramlar da insan ilişkilerinin koparılması için bir vesile haline getirildi. Yakında bayramlar da “bayram tatili”ne çıkarsa hiç şaşmayın!...
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Ah
Eşek ve deve


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14638650
 Bugün : 1226
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 632641
 Bugün : 84
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 87
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 2
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim