Hayatın Kaynağından Hayata Yansımalar Yaşar Akyay Sayı:
122 -
Değerli dostlar,
Atalarımız “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgârın yardım etmez.”, “İnsanları yaşlandıran geride bıraktıkları yılların çokluğu değil, ideal yokluğudur.” demişlerdir. Bu veciz ifadeler kapsamında mahlûkatın en şereflisi ve varlığın halifesi olabilecek formatta yaratılan insanın arzu edilen mertebeye ulaşabilmesi için mutlaka yüce bir hedefi olmalıdır.
İnsan, rüzgâr önündeki dalından kopmuş kuru bir yaprak, sel önündeki kökünden kopmuş bir kütük, denizin ortasında rotasını kaybettiği için dönüp duran bir gemi, pusulası olmayan bir yolcu ve taşıdığı değerden ve sorumluluktan habersiz bir gafil gibi olmamalıdır.
Bu anlayış kapsamında ben de kurduğum hayali ete kemiğe büründürmek ve bir sonuca ulaştırmak arzusuyla yazdığım makaleleri kitaplaştırmak ve geride bir eser bırakmak istedim. Böyle bir hayal kurmama etki eden amillerden birkaç tanesi şunlardır.
. En iyi bir hayat modeli olan Kur’ân’ın ilk emrinin “Oku” olması, en iyi rol-model olan Peygamber Efendimizin kadın-erkek herkese ilim öğrenmenin farz olduğunu bildirmesi,
. Peygamberimiz tarafından kendisinden istifade edilen bir ilim bırakan kimsenin yaptığı bu çalışmaların öldükten sonra da sevabı yazılmaya devam edecek üç çeşit amel içinde sayılması, (Müslim, Vasiyyet, 14; Tirmizi, Ahkâm, 36)
. İbadetlerin sadece İslâm’ın şartlarında ibaret olmayıp, belirtilen ibadetlerin temel teşkil ettiği, fakat bunların dışında Allah’ı rızasına uygun, insanlık için yararlı olan her şey ibadete dönüşebilir anlayışı ile milletimiz ve insanlık için katma değer üretmek,
. “İyilerin ataleti kötülerin iktidarını hazırlar,” özdeyişi kapsamında iyilik adına bir şeyler üretip bir nebze de olsa sorumluluğumu yerine getirerek iyilerin yanında kötülüğe karşı yer almak ve insanlığın zararına olabilecek faaliyetlere fren olmaya çalışmak,
. Albert Einstein’in: ”Dinsiz ilim kördür, ilimsiz din topaldır,” sözünde belirttiği gibi din ile ilim arasındaki güçlü bağlantıyı ortaya koyup, insanımızın kalbini iman nuru ile doldurmak, aklını ilim ışığı ile aydınlatmak,
. Bedenle ruh, dünya ile ahiret, madde ile mana, fizik ile metafizik, kabuk ile öz arasında denge kurarak insanımızı dengeli bir hayat felsefesine yönlendirerek: Zarfa takılmayıp içindeki mektuba, vitrine takılmayıp içindeki mağazaya, kalıba takılmayıp içindeki kalbe ulaşmaya çalışma arzusudur.
Yapılması gerekenin en güzelini ortaya koymuş olmak iddiası hadsizlik olur. Ama Ebu Leheb ve Ebu Cehil’in torunlarının insanlarımızı ifsat edip, kendi kültürüne ve inancına yabancı hale getirmesinin verdiği acı ve ıstırap nedeniyle belki bir projektör, bir florasan, bir led ampul yakamasam da bir mum yakmak ya da bir çakmak çakmak istedim.
Rabbimden, yapılan bu çalışmayı bereketlendirmesini ve bu özveri ürünü eserin inançsızlık girdabına giren kimseler için bir nur, ahlaksızlık bataklığına batanlar için bir ışık, çorak gönüllere bir damla su, küfrün kirlettiği havayı teneffüs edenlere temiz bir nefes olmasını temenni ediyorum.
|