Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4188 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Yabancylaryn g?z?yle Osmanlylar’da temizlik
Kadir Arslanboğa

  Sayı: 55 - Ocak / Mart 2007

Temizlik, insanoğlunun kendini yaratanının vasfıyla vasıflanması gereğinden dolayı hem geçmiş zamanların hem de gelecek zamanın beşerî dünyasında bir toplumsal medeniyet göstergesidir.

Bu medeniyetin gerçekleştirebilmesi için öncelikle insanın fikrî dünyasında böyle bir eğimin yahut normun olması gerekir lâkin bunun da maddî boyutları vardır. Su kaynaklarına sahip olmak ve bunları israf etmemek gibi...

Günümüz dünyasında teknolojinin her alanda gelişmesiyle beraber ekoloji dengesinin etkilenmesi, su kaynaklarının önemini ve korunmasını beşeriyetin acil eylem plânlarına dahil ettirmesine neden oldu.

Marifetin, iltifata tabi olduğu kaidesinden hareketle; nezafet de, suya tâbidir. Buradan yola çıkarak Osmanlı devleti sınırları içerisinde bir vesileyle bulunan yabancı insanların, Osmanlılar'ın temizlik kültürü hakkında izlenimlerini aktarmaya çalışacağız.

1577-1578 yıllarında Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'ndan Osmanlı Devleti'ne daimî temsilci olarak gönderilen Salomon Schweigger seyahatnamesinde yaygın olan hamamlar hakkında:

"Erkeklerin ve kadınların hamamları ayrıdır. Hamamda gayet edepli bir biçimde örtünürler. Oysa Almanlar bu bakımdan çok hayâsız davranmaktadırlar; -Venedik'te de tanık olduğum üzere- sanki mahremi özellikle göstermek istiyormuşçasına anadan üryan banyoya girerler. Türkler, kalçalarının etrafına bedenlerini iki defa saran ve yerlere kadar inen mavi ketenden bir örtü dolarlar. Biz Hristiyanlar, terbiye ve edep bakımından bu barbarları örnek almalıyız..."

Ve yine seyahatnamesinde:

"Türkler, erkek ve kadın ayırımı yapmadan, ölülerini -sanki diriymiş gibi- sıcak suyla yıkarlar, sonra temiz, beyaz örtülere sararlar ve üstü kapaklı bir sandığa, başı ayaklarından daha yüksekte olacak şekilde yerleştirirler."

Hollandalı seyyah Tavernier 1678 tarihinde yayınlanan eserinde:

"Türkler'in mutfakları çok temizdir. Mutfak takımları da parlaklık itibariyle eşsizdir. Gerek sofra takımları gerekse yemekleri azamî nispette tertemizdir.

Türkler ve umumiyetle Asyalılar temizliği çok sevdikleri için, ne kendi üzerlerinde, ne etraflarındaki insanlarda en hafif bir kire tahammül ederler.
Türkiye'de sofradan kalkılır kalkılmaz mutlaka ellerle ağızlar yıkanır, önünüze sıcak su ile sabun getirilir, büyüklerin konaklarında ya gül suyu ve yahut güzel kokulu başka bir su da ikram edilir. Bunlarla da mendilinizin bir ucunu ıslatırsınız."

İstanbul'da cami ve anıtları incelemekle görevli olan Fransız Grelot, 1680 yılında Paris'te yayınlanan seyahatnamesinde:
"Dünyanın bütün milletleri içinde temizliği İslâm cemiyetleri içinde Osmanlı Türkleri ve İranlılar kadar riayet eden tek bir millet yoktur. Bütün bu Müslüman milletler nezafeti bir ana düstur haline getirmişler ve daha doğrusu dinlerinin esası şekline sokmuşlardır. İşte bundan dolayı bütün vücutlarını yıkayabilmek üzere birçok hamamlar yaptırmak mecburiyetinde kalmışlardır. Türkiye'nin belli başlı şehirlerinin hepsinde pek çok hamamlar vardır bunların birçokları Roma imparatorluğu ılıcalarından hiç de aşağı değildir.

(...) Türkler, Avrupa'da ekseriyetle tesadüf edildiği gibi, insanların yemek yedikleri veyahut yıkanıp temizlendikten sonra tekrar yiyecekleri kaplarda köpeklerin yemesine müsaade etmezdiler. Frenklerin bu hali sık sık caiz görmelerinden dolayı, onlardan ¨köpekler¨ diye bahsederler. Çünkü Avrupa'da çok kere sofrada köpeklerin de kullanmış oldukları kaplarla yemek getirilirdi."

İtalyan seyyah Edmondo do Amicis, 1883 yılında Paris'te bastırılan seyahatnamesinde:
" ... Yüzler, eller, ayaklar tertemiz, yamalı kıyafet pek az ve hele kirlisi hemen hiç yok; bütün sosyal sınıflar arasında umumî ve karşılıklı bir hürmet ve riayet manzarası göze çarpıyor."

Yıllarca İstanbul'da yaşamış bir hekim olan Fransız kökenli A. Brayer'in 1836'da Paris'te yayınlanan seyahatnamesinde:
" Bir tarafta ne temizlik, ne rahatlık, ne hoşluk! Öte tarafta (Avrupa'da) yığınlarla pislik, murdarlık, bit ve pire gibi haşarat ve pis koku! Ne kadar çok fenalık, rahatsızlık ve hastalık âmilleri! Bunların tafsilatı ve teferruatı pek çirkin olduğu için bir türlü izah edemiyorum.
(...) Müslüman Türk kendi başına yıkanıp temizlenmek iktidarına malik oldukça hiçbir zaman ihmal etmez. Takatten düşünce de çocukları, çocukları yoksa karısı yardım eder. Öldüğü zaman cenazesi bile şeriat hükümlerine göre yıkanıp temizlenmeden tabutuna konulmaz. Hâlbuki, Frenk hastalanınca temizlik kaygısını umumiyetle unutur. Ölünce de evinde bulunabilen en kötü beze sarılıp dikildikten sonra tabuta konulur ve ailesi cesedin en sathî surette temizlenmesini aklından bile geçirmez."

1892 yılında, Paris'te İngiliz yazar Th. Thorton imzasıyla yayınlanan kitapta:
"Avrupalılar, ikide bir veba zuhurunu temizliğe dikkat edilmemesiyle izah edip durmuşlardır. Halbûki, ben Türkler'in daima şahit olduğum için, bazı muteber seyyahların eserlerinde bu hakikate mugayir ithamlar gördükçe hayret ediyorum. İnsan temizliği dinî bir mükellefiyet olduğu için o husustaki ahkâm umumiyetle ihlal edilmemektedir, fakat şeriat vâzının maksadın harfiyen riayet edenlerin de nadir olduğunu inkâr edemeyiz bununla beraber yüzlerini, ellerini, ayaklarını günde beş vakit ve bütün vücutlarını da haftada bir defa yıkayan insanların pislikle itham edilmelerini haklı görmek kolay değildir."

Son olarak, 1876 yılında Londra'da basılan; ¨Türkler, Karakterleri, Terbiyeleri ve Müesseseleri¨ isimli kitabında Butler Johnstone:
"Osmanlılar yeryüzünün sadece en nazik insanları değil; aynı zamanda en temiz insanlarıdır. Gerçek şu ki, nezaketsiz nezafet hiçbir şey ifade etmez.
Osmanlılarda temizlik, sadece basit sıhhi endişelerden değil, onların bütün ahlâkî ve dinî tabiatlarının gizli membalarından kaynaklanmaktadır.
Osmanlıların evlerinin kişiler gibi temiz ve bulaşıksız olması lâzım. Bu sebeptendir ki her Türk evinin giriş kapının üzerine ısmarlama pirinç harflerle ¨temizlik imandandır¨ vecizesi yazılır. Türkler'in ayakkabılarını eşiklerinin dışında çıkarmaları sıradan bir âdet veya hayatî bir moda sonucu değil; onun evi, temizliğin mabedidir. Bu kutsi yere ancak bütün pisliklerden sıyrılarak girmeye cüret eder"


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Ahi Te?kilaty... - Sayı 60
YMARET kavramy ve ilk ima... - Sayı 58
Osmanly Yktisad? D?nya Zi... - Sayı 56
Yabancylaryn g?z?yle Osma... - Sayı 55
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Bayramlar da insan ilişkilerinin koparılması için bir vesile haline getirildi. Yakında bayramlar da “bayram tatili”ne çıkarsa hiç şaşmayın!...
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591301
 Bugün : 1842
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630684
 Bugün : 331
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim