Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3860 kez okundu.     6 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

AFFEDELYM KY affolunalym
Yasin Aslan

  Sayı: 61 - Temmuz / Eylül 2008

“Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.”

Geçenlerde ünlü Alman düşünürü Schiller'in bu güzel sözünü okuduğumda, yıllar önceki bir hatıramı sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Lisede öğretmenlik yaparken, bir gün derste öğrencilerime şöyle bir teklifte bulunmuştum: “Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?” Benim onları sevdiğim kadar onların da beni çok sevdiğini düşündüğüm öğrencilerim bu teklifimi tereddütsüz kabul etmişlerdi.

“O zaman size ne dersem yapacağınıza söz verin!”

“Tamam hocam!” dediler hep bir ağızdan.

“Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz pazardan birer naylon poşet ve üç kilo patates alıp okula getireceksiniz!”

Eminim ki hiçbir öğrenci, bu işten pek bir şey anlamamıştı. Fakat ertesi sabah hepsinin sırasının üzerinde patates dolu poşetler hazırdı. Bana meraklı gözlerle bakan öğrencilerime şöyle demiştim:

“Şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz veya şu anda küs olduğunuz her kişi için bir patates alın ve o kişinin adını o patatesin kabuğunun üzerine kazıyıp poşetin içine koyun!”

Bazı öğrenciler poşetlerine yalnızca bir iki tane patates koyarken, bazılarının poşeti neredeyse ağ-zına kadar dolmuştu. İçlerinden biri “Peki şimdi ne olacak hocam?” diye sorunca şöyle cevap verdim:

“Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu poşetleri yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız odada, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde, yani sürekli size eşlik edecek bu poşetler.”

Çoğunun yüz ifadesinden bu durumdan pek memnun olmadıklarını fark etsem de, yine de söylediklerimi yapacaklarından emindim. Aradan bir hafta geçmişti. Sınıfa henüz girmiştim ki, özellikle yükü ağır olan öğrenciler şikâyete başladılar:

“Hocam, bu kadar ağır poşeti her yere taşımak çok zor.” “Hocam, patatesler çürüyüp kokmaya başladı. Etrafımdakiler tuhaf tuhaf bakıyorlar bana.” “Hem sıkıldık, hem de yorulduk hocam.”

İdealist bir öğretmen olarak öğretmenliğin sadece öğrencilere bilgi aktarmak olmadığını, aynı zamanda hayata dair dersler de vermek olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden hafifçe tebessüm ederek şöyle dedim:

“Aslında insanları affetmeyerek onları değil, bizzat kendimizi cezalandırıyoruz. Dolayısıyla ruhumuzda ağır yükler taşımak zorunda kalıyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.”

Nefreti aşmanın tek yolu affetmektir. Zira hata yapan insanları affettiğimizde biz özgürleşiriz. Nefret ve kin yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Affetmek ise insanı manevî yönden geliştirir ve derinleşmesini sağlar. Salt kötülükleri görenler bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğulurlar.

Affetmek için kişinin ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir. Birisinin zorlamasıyla olması mümkün değildir. Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani 'koşullu affetme' diye bir şey yoktur. Bu nedenle karşınızdaki kişinin de sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklememelisiniz.

Affetmek kolay değil. Fakat özgürleşmek için gereklidir. Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini zanneder. Oysaki affetmek geçmişte yaşanmış kötü anıların boyunduruğundan kurtulmak, bütün yaşamımızı kontrolü altında tutmasına son vermek demektir. Bir başka deyişle, affetmek affeden kişinin rahatlamasıdır. Unutmayalım ki affetmek,

Affettiğimiz kişiyi sevmek veya kucaklamak değil...

kişiyle konuşmak zorunda olmak değil...

kişiyle ilişkiyi sürdürmek için verilen bir taviz hiç değil...

kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil...

kişiyi tamamen haklı bulmak değil...

kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil..

Affetmek, artık acıyı hissetmemektir. Yani kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden barışa ve özgürlüğe kanat çırpmanın adı... Soyadı ise "Duygusal unutma" olsa gerek...

Küçük büyük sayısız günahımızı affeden Yüce Allah'ın (cc) kulları olarak, bizler neden hata yapan insanları bağışlamakta bu kadar zorlanıyoruz! Affedince insan hiçbir şey kaybetmediği halde, çok şey kazandığı kesin. O halde burada affedelim ki, ötelerde de affolunalım!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : dr. Elvira    26.09.2024
Yorum : mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur mu?




Ekleyen : Beyza Şen    07.04.2023
Yorum : Mükemmel bir yazı. Yüreğinize sağlık.




Ekleyen : Hümeyra hilal    14.01.2023
Yorum : Etkiliyeci, düşündürücü ve manevi bir yazı olmuş.Gönlünüzden dökülüp,kaleminize yansıyan manidar bir yazı olmuş...Güzel yazılarınızda buluşmayı heyecanla bekleriz..




Ekleyen : fatma    06.10.2008
Yorum : Çok bilinen bir felsefi örneği hayatınıxa aktarabilmeniz güzel. Ben de öğretmenim ve uygulamada zorluk olacağını düşünmüştüm. Siz başarmışsınız bu çok güzel bir şey olmalı. Öğrencilere hayatı yaşayarak öğretmek tşk.




Ekleyen : Ebru    10.09.2008
Yorum : güzel bir yazı. ama günlük hayatta bunları uygulamak gerçekten çok zor. yazarın üslubu etkileyici. ilerki sayılarda da böyle hoş ve dinlendirici aynı zamanda da düşündürücü yazmasını arzu ediyorum.




Ekleyen :     31.08.2008
Yorum : kaleminize sağlık. çok içten bir yazı yeni yazılarınızı heyecanla bekliyoruz





 
Ağlayınca insan... - Sayı 74
AFFEDELYM KY affolunalym... - Sayı 61
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Anlam peşinde
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Parlamenter sistem ve mağdurları
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Niye döktün gözyaşımı
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Çare
Tohumdan somuna ekmeğin hikâyesi
AFFEDELYM KY affolunalym


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14461748
 Bugün : 965
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 628313
 Bugün : 28
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 68
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim