Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     21500 kez okundu.     7 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

4-6 YA? ?OCU?UNUN DYN? D???NCESYNYN GELY?YMY VE E?YTYMY
Ayşe Sena Ünsal

  Sayı: 63 - Ekim / Aralık 2008

"Kim demiş çocuk küçük bir şeydir,

Bir çocuk belki en büyük şeydir..."

Abdülhak Hamid

Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Ancak onları güzel eğittiğimiz takdirde; güzel yarınlara ulaşabiliriz. Güzel yarınlara ulaşabilmemiz; karakter ve kişilik sahibi bir nesil yetiştirmemiz de eğitimi tek taraflı düşünmediğimiz takdirde mümkündür. Çocuğun eğitiminde dinî motiflere de yer vermemiz gerekmektedir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) şöyle buyurdular; "Her çocuk İslâm fıtratı üzerine doğar. Fakat çocuğun annesi ve babası onu kendilerine döndürürler. Yahudi iseler Yahudi, Hıristiyan iseler Hıristiyan, Mecusî iseler Mecusî yaparlar." (Buharî). Yani her çocuk Müslüman olarak doğar ve yetiştirilme tarzları sonucu dinleri değişir. Her çocuk ailesinin dini ne olursa olsun Allah inancını keşfedecek şekilde yaratılmıştır. Tıpkı Hz. İbrahim Peygamber gibi...

Çocukların 2 yaşları saadet dönemleridir. Büyüdüklerini ve kendilerini ifade ettiklerini fark ederler. Peygamber Efendimiz(sav); "Çocuklarınıza ilk söz olarak 'La ilahe illallah'ı öğretiniz" demiştir. Bundan maksat, çocuğun dili ilk önce bu sözle açılsın kelime ve cümlelerden ilk öğrendiği bu olsun. Kelime-i Tevhid hem İslâm'ın hem de imanın başıdır.

3 yaş nitelikli sözlerle birlikte, korku endişe ve heyecanın baş gösterdiği yıllardır. Biz ilk çocukluk, yani okul öncesi dönemi inceleyecek ve 46 yaş aralığındaki çocuklara dinî düşünce nasıl verilmeli onu irdeleyeceğiz.

"Hiçbir baba çocuğuna güzel edepten ve terbiyeden daha güzel bir şey bağışlayamaz." (Hadis-i Şerif/Tirmizi).

"Çocuklarınıza ve ev halkınıza hayır ve iyilik öğretin; onları edepli yetiştirin." (Hadis-i Şerif/Abdürrezzak).

"Çocuklarınızı üç iyi hal üzere edeplendirip onlara terbiye verin: Peygamberinizi (sav) sevmek, O'nun (sav) aile ve yakınlarını sevmek bir de Kur'ân okumak. Çünkü Kur'ân okuyup (Onu göğsünde) taşıyanlar Allah'ın gölgesinden başka gölgenin bulunmadığı günde Allah'ın arşının gölgesinde olurlar." (Hadis-i Şerif/Taberanî).

Bu hadis-i şeriflerden de çocuğun eğitimine ne kadar önem verilmesi gerektiği anlaşılıyor.

Gelelim 4 yaşındaki çocuğa... 4 yaş, hayallerinin güçlenmeye başladığı çağdır. Bu dönemde çocuklar gerçek ile hayalleri birbirine karıştırırlar. Bundan dolayı da hayallerini gerçek gibi anlatmaya çalışırlar. Bazen bu çocuklar yalancılıkla itham edilir. Modern psikolojiye göre 4 yaş öğrenmenin en hızlı ve aktif olduğu dönemdir. Antoine Vergote'a göre ise 4 yaş dinî dünyaya ilginin altın yaşıdır. (Din Psikolojisi/Çocuk ve Din) Fakat soyut düşünceye daha geçememiştir ve her şeyi somut bir şeyle özdeşleştirir. Meselâ annesi lâmbayı yakar, Allah ise yıldızları... Somut düşünce daha etkindir. Meselâ çocuk sorar; "Öğretmenim Allah o kadar büyük, o kadar büyüktür ki ayağı bu sınıf kadar vardır değil mi?" Allah'ı bazen büyük bir adam, bazen de bulutların üzerinde oturan ak sakallı dede olarak tanımlar. Bu tehlikeli bir durum değildir. Zaman içinde somut düşünce yerini soyut düşünceye bırakacaktır. Bu düşünceler olağan ve geçicidir. İyi bir eğitimle çocuk Allah(cc)'ın görülmeyen, resmi çizilemeyen ve her yerde olan bir varlık olduğunu anlayacaktır.

4 yaşında eğitimin İslâm Dininde ve Osmanlılar'da da yeri vardır. Âmin Alayı ve Bedii Besmele diye bir şey duydunuz mu? Osmanlılarda çocuk sünnet olduğu inancıyla 4 yaş 4 ay 4 günü doldurduğunda özel kıyafetler giydirilir, türbeler eş dost ve akraba eşliğinde ziyaret edilir ve törenle çocuk hocasının karşısındaki minderine oturtulurmuş. İlk besmelesini atması sağlanır ve hocaya emanet edilirmiş. Bu olaya da "ÂMİN ALAYI" veya "BEDİİ BESMELE" denirmiş. Yani; İLK BESMELE...

45 yaş aralığındaki çocuklar, sebep sonuç ilişkisini kavrayabilirler.

56 yaş aralığındaki çocuklar ise; farklı bardaklardaki aynı su miktarını kavrayamazlar. Onlar için uzun olan dar olsa dahi büyüktür. Kurabiyelerde dahi tombul ve büyüğü değil de uzunu seçerler ve sınıflandırma yapamazlar.

Bu yaş çocukları tüm kelimeleri kavrayamasalar da büyüklerinden duyduğu gibi tekrarlayabilirler. Çocuklar; "Allahu Teâlâ, Cennet, Cehennem, Bismillah, Elhamdülillah" sözlerini olduğu gibi öğrenebilirler. Anlamasalar da bu onların aşinalık kazanmalarını sağlar. Duaları telkin yoluyla öğrenebilirler.

Çocukları eğitirken hiçbir noktayı gözden kaçırmamalı. Bir ağaç fidesi gibi kollayıp gözetmeliyiz. Onlara ehemmiyet göstermeliyiz. Onlara Peygamber Efendimiz'i (sav) ve ailesini tanıtmalıyız ki sevgisi artsın. İlgi çekici olmak için Efendimiz'den (sav), sahabelerden, gül devrinin gül çocuklarından hikâyeler anlatmalıyız. Biz sevmeliyiz ki onlara da sevdirebilelim.

İslâm âlimlerine göre "Lâilahe illallah" sözü ile başlayan eğitim Kur'ân ile devam etmelidir. Bir çok İslâm âlimi çocuklara ilk önce Kur'ân öğretilmesinde fikir birliği etmişlerdir. Çünkü Kur'ân yüce kitabımızdır, dinimizin kitabı. Kur'ân okumak ise dinin gereklerindendir. Kur'ân okumak inancı yerleştirip pekiştirir, kök salmasını sağlar. Çocuk Kur'ân kelimelerine alışır, ruhu şereflenir yücelir, kalbinde şüpheye yer kalmaz. İbn-i Sina: "Çocuğa bedenî, aklî yeteneği elverdiği takdirde henüz küçük yaşta iken Kur'ân-ı Kerîm öğretin, okumasını sağlayın. Hem dinde en esaslı sözlük sayılan Kur'ân kelimelerine aşinalık sağlanır, hem de iman belirtileri ruhunda kök salıp derinleşir." Bütün İslâm âlimleri bu konuda söz birliği etmişlerdir. İbn-i Haldun MUKADDİMESİ'nde; İmam-ı Gazalî ise İHYA adlı eserinde çocuklara Kur'ân-ı Kerîm, hadisler, iyi ve yararlı kişilerin hayatlarını sonra da dinî bazı hükümleri öğretmeyi tavsiye etmektedir.

Osmanlı Devletinde hafızlık yapan öğrencilere her gün 21 kuru üzüm tanesi yedirilirmiş. Zekâyı açsın diye... Çocuklar bu minval üzere eğitilirse; iman veren, güven sağlayan bir eğitim ve öğretime sokulursa şüphesiz çok köklü bir iman üzere yetişirler. Fazilet ve ahlâk sahibi olurlar. Ona daha sonra helâl ve haram hükümleri öğretilmelidir ki; çocuk gözlerini ilâhî buyruklar üzerine açsın onlara uyup amel etmeyi gönül bahçesine işlesin.

İman Esaslarına Gelince:

1-Çocuğa önce Allah'a iman öğretilmeli, O'nun mucizevî kudreti, bitki ve hayvanların, tabiat olaylarının (rüzgâr, yağmur vs), güneşin ve yıldızların direksiz duruşları, bizim odamızı bile bir gün temizlemesek kirleneceği oysa Allah'ın yeryüzünü nasıl temiz tuttuğundan bahsedilerek anlatılır. Meselâ; rüzgâr temizler, yağmur yıkar, güneş kurutur. Hiçbir fırsat kaçırılmaz. Allah'ın varlığı ve birliği güzel bir şekilde verilir.

2-Çocuklara Allah'ın bizi her zaman ve her yerde gördüğü kavratılır. Biz O'nu görmesek de O bizi görmektedir. Peygamber Efendimiz(sav) buyurdu ki; "İhsan Allah'ı görür gibi ibadet etmendir. Eğer sen O'nu görmüyorsan da şüphesiz ki sen O'nu görmesen de O seni görüyordur."

Ahlak Kurallarında ise; Üç kötü huy belirtilmiştir:

1-Açıktan yalan söylemek: Aile bireyleri ve eğitimciler asla yalan söylemezlerse çocuk da yalanı öğrenmez. Mutlaka çevresinde söyleniyordur. Veya hayal ile gerçeği karıştırıyordur. Abdülkâdir Geylânî Hz.leri'nin hikâyesi anlatılmalıdır.

2-Açıktan hırsızlık yapmak... Hırsızlıkta da ailenin dikkatsizliğinin önemli bir payı vardır. Çocuğun getirdiği şeylerin kaynağı sorulmazsa daha kötü durumlar meydana gelebilir. Hz. Ömer devrinde "Süte su katan kadın" hikâyesi etkili olabilir.

3-Kötü sözler söylemek... Bu ise ya büyüklerden ya da arkadaş çevresinden geçer. Kendi konuşmamıza her an dikkat etmeli ve arkadaş çevresini kontrol etmeliyiz. Çocuk güzel sözler söylediği zaman ödüllendirmeliyiz.

Çocukta dinî düşüncenin geliştirilmesi için yararlanılan metotlar

1.İyi örnek olmalı:

Bu konuda ilk örnek anne baba ve ailedir. Çocuklar bazen arkadaşlarından da çok şey kaparlar. O yüzden örnek arkadaşlıklar kurmasına çalışılmalıdır. Çocuk gördüklerini taklit etmek isteyecektir... Kur'ân-ı Kerim okumak, abdest almak, namaz kılmak, oruç tutmak, iftar sofrası, sahur yemeği, bayram günleri, yemek duası... Dinine bağlı bir ailede yetişen bir çocuk diğer çocuklara oranla daha şanslıdır ve birçok kavramı zorlanmadan çözer. Akabe b. Ebi Süfyan'dan bir örnek: Akabe çocuğunu hocaya verdiği zaman demiştir ki; "Çocuğumu ıslaha başlarken önce kendini ıslah et, kendini örnek duruma getir. Çünkü çocukların gözleri senin gözlerine bağlı sayılır. Ona göre iyi ve güzel şey senin iyi ve güzel kabul ettiğin şeydir. Onlara göre çirkin ve kötü senin çirkin ve fena kabul ettiğin şeylerdir." Sorumluluk aileyle birlikte eğitimciye de aittir.

2.Sorularından yararlanılmalı:

4 yaşındaki çocuklar nereden geldikleri ve Allah ile ilgili soru sorarlar. Fakat cevaplarıyla ilgilenmezler. Meselâ sorar; "Anne, dedemin dedesi varmış, dedesinin de dedesi varmış. Bu böyle nereye kadar gidiyor?" Anne cevaplar; "Anneannenin de anneannesi var, anneannesinin de anneannesi varmış." Çocuk durur ve "Ben bunu düşünmemiştim" der oyuna devam eder. O cevabı merak etmez sadece paylaşmak ister.

56 yaşındaki çocuklar ise sorularıyla herkesi bunaltırlar. Bazen soruların cevaplarını bilmediklerinden, bazen ise nasıl yanıtlayacaklarını bilmediklerinden başlarından savarlar. Fakat bu yaş çocuğu cevapları merak eder. Eğitimciler her türlü soruya karşı hazırlıklı olmalı ve çocuğun bütün sorularını cevaplandırmalıdır. Burada dikkat edilecek bir diğer husus ise onların anlayacağı dilden ve kısa ve öz cümlelerle açıklamaktır. Çocuk cevapta kendisini bulsun. Yine Efendimiz (sav) dediler ki; "İnsanlara akıllarının alacağı dilden konuşunuz." (Aclunî). Unutmamalısınız ki bilgi de gıda gibidir. Çocuk aç bırakırsanız bakımsızlaşırken, gereğinden çok verirseniz de hazımsızlık yapar. Dengeli ve özenli olacaksınız. Peygamberimiz buyurmuştur: "Kolaylaştırınız güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz." (Buharî)

Cevap verirken;

?Neyi sorarsa ona cevap verin.

?Çocuğun tecrübe ve anlayışına göre ayarlayın.

?Cevapta samimi olun.

Yine hikmet erbabından birisi demiştir ki; "Çocukları bir ilimde sağlam bilgi sahibi olmadan diğer bir ilime çıkarmayın."

3.Uygun zaman ve ortam gözetilmeli:

Yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması gerektiği,

Yemekten önce besmele çekilmesi, bitince elhamdülillah demesi gerektiği,

Konuya uygun hadisler ve sünnetler çocuğu sıkmadan verilmelidir.

4.Sevgi ile yaklaşılmalı:

Korkunun yerini güven, merhametsizliğin yerini ise sevgi almalıdır. İslâmî terbiye metodu budur. Namazda aksıran sahabeye Peygamberimiz (sav) ne kadar güzel ifade etmiştir. En başarılı eğitimci O'dur (sav).

Bazen büyükler çocukları cehennemle korkutmaya çalışırlar. Bu ise çocuğun benliğinde büyük yaralar açar. Çünkü çocuklarda doğuştan Allah korkusu yoktur. Zaman içerisinde öğretilir. Bir çocuk muayenehanede devamlı oyuncak silâhıyla gökyüzüne ateş ediyor. Sonradan anlaşılıyor ki; büyükanne devamlı şöyle yaparsan Allah seni cezalandırır diyormuş. Salzmann Yengeç Kitabında der ki; "Eğer onları Allah'tan soğutmak istiyorsan devamlı O'nunla korkut amacına ulaşırsın." Hikâyede gök gürlediği zaman annenin bakın çocuklar Allah kızdı demesi yıllar sonra çocukta dinsizliğe sebep oluyor.

5.Alternatifler getirilmeli:

Yaramaz Rafi'ye Peygamberimiz (sav) demiştir ki; "Ağaçları taşlama, altına dökülenleri ye.". Asla günahtan bahsetmemiştir. Bir şeyi yasaklarken de başka bir alternatif sunun. Meselâ bir çizgi filmi seyretmesini istemiyorsunuz; o zaman siz İslâmî olanını bulun ve onu izlettirin. Asla boşluk bırakmayın. Çünkü boşluklar mutlaka doldurulur. Sen yapamazsın edemezsin demek yerine nasıl yapabileceğini öğretin. Önünü açın.

6.Hikâye ve masallardan yararlanılmalı:

Çocuklar hikâye ve masal kahramanlarıyla özdeşleşeceklerinden konular iyi seçilmeli. Baştan sona iyice okunmalı, verilmek istenen tespit edilmeli. Amacımıza yönelik bir materyal seçilmeli. Kültürümüzü ve dinimizi örnek gösteren hikâyeler seçilmeli. Peygamber kıssaları gibi... Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den faydalanılmalı. Bitkiler, hayvanlar dini bayramlar gibi... Meselâ Robinson Cruso'yu herkes bilirken Hay b. Yekzan'ı kimse bilmemektedir. İbn- Tufeyl'in yazdığı ilk ıssız ada romanıdır.

Çocukların dikkati dağınıktır. İlgilerini canlı tutmak için katılımlarını sağlamak, bitince onlara da anlattırmak, yarım bırakıp tamamlatmak, hikâye hakkında sorular sormak gerekmektedir ki onun için anlamlı hale gelsin ve tecrübelerini geliştirsin. Gerekirse hikâyeyi onların seviyesine uyarlayıp; OKUL ÖNCESİ ANLATILARI haline getirilmelidir.

7.Kutsal yerlere, camilere götürülmeli:

Mesela Mevlevileri yakından tanıtmak, o havayı solutmak için Karabaşî Tekkesi Mevlevî Dergâhı hoş bir gezidir. Yalnız ve anlaşmalı gidilmek kaydıyla.

8. Hastalık ve ölüm olaylarından yararlanılmalı:

Allah(cc) herkesi yaratmış. Her canlı doğar, büyür ve ölür. Sonra Cennete gider. Biz de gideceğiz ve orada onlarla buluşacağız. İnşallah GÜL DEVRİ'nin GÜL ÇOCUKLARI gibi tertemiz bir nesil yetiştirelim.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : sibel     07.03.2013
Yorum : Allah razı olsun sizden. 3 çocuğum var ve ben onların imani ve ahlaki yönden yetiştirmek gayesindeyim. Allah onlara bu zor dünya şartlarında ahiretlerini kazanmayı nasip etsin.




Ekleyen : insan    14.12.2012
Yorum : ne kadar bÜyÜk bir tesadÜftÜr ki her cocuk kendi ailesinin dinine sahiptir.. Ve bu onlar icin en dogru dindir...! Her zaman en dogru din unsuru ailede var olmustur. Oyle ki ,biz eski yunan'da doĞsaydik ve yetistirilseydik zeus ve apollo ya ibadet edecektik vikinglerde doĞsaydik woton ve thor' a inancaktik bu nasil gerÇekleŞİyor ? Tabiki cocukken beynimizİn aİleler tarafindan İŞlenmesİ (yikanmasi) İle...




Ekleyen : muazzez    20.01.2012
Yorum : ALLAH RAZI OLSUN BENDE ÇOCUĞUM İÇİN DİNİ ŞEYLERİ NASIL ANLATABİRİM DİYE DÜŞÜNÜYORDUM. ARAŞTIRIRKEN TESADÜF YAZINIZI BULDUM.BİR ÇOK DİNİ KONUYU ANLATIRKEN YANLIŞ ŞEY ANLATTIĞIMI GÖRDÜM.OĞLUM 3 YAŞINI GEÇTİ DİNİ ÖYKÜLER LAZIM BUNLARDA ZORLANIYORUM NASIL DİNİ HİKAYE KİTAPLARI ÖNERİRSİNİZ BUNLARI ÖNERİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM SİZDEN ALLAH RAZI OLSUN ALLAHA EMANET OLUN




Ekleyen : nilay    02.12.2011
Yorum : 4-6 yaşa uygun öykü örnekleri çok lazım lütfen




Ekleyen : DUYGU    10.10.2011
Yorum : ALLAH RAZI OLSUN PEK ÇOK KONUDA AYDINLANDIM İNŞALLAH BİZLER DE GÜL DEVRİ GÖLGESİNDE BÜYÜYEN ÇOCUKLAR YETİŞTİRİRİZ




Ekleyen : leyla    15.11.2008
Yorum : Ben sızın duzenlı okuyucularınızdandım sanırım bır ara bıraz ara verdınız bende merak etmıstım. Ama yenıden yazdıgınızı gorunce sevındım ve sankı benım ıcımı okurcasına 4-6 yas arası cocuklarla ılgılı bılgıler vermeye basladınız. Benımde 3.5 yaslarında bır kızım var bende onun egıtımının her anne gıbı cok ıyı olmasını ıstıyorum. her anne cocuklarının ruh ve bedensel gelısımının tam olmasını ıster. bende o annelerden bırıyım. Sanırım bu konularda bır egıtım aldınız yazınız egıtımınızı kanıtlıyor. Lutfen bır daha yazılarınıza ara vermeyın. Bızı yararlı bılgılerden mahrum etmeyın. yenı sayıyı ve sızın yenı yazınızı sabırsızlıkla beklıyorum. saygılarımla....




Ekleyen : handan ?elikay    14.11.2008
Yorum : Sevgili Sena,bu yazıyı okudukdan sonra çocuklarla iletişminin hakikaten çok güzel olacağını düşündüm ve bu sene inşaallah başlar diyorum. 4_6 yaş çocuk eğitimi için en önemli yaşlar ve hepimizin bildiği gibi öğrenmenin en hızlı olduğu zaman dilimi.Gelelim yazına çok güzel. İlk olarak çok okuduğunu ve bunları hakikaten özümsediğini görüyorum.Araştırdığın yada okuduğun yazarlar seni yetiştirmekte. Dediğim gibi hem yazına ,akıcılığına baktım hem de konuyu irdelemene. Gerçekten güzel devam devam diyor,önümüzdeki sene okulda öğrencilerle birlikte görmek istiyorum..





 
Yüreğimiz kan ağlıyor!... - Sayı 73
Eğitimde çıkış noktası... - Sayı 72
ESMA’ÜL HÜSNA İLMİ ... - Sayı 66
ESKİ BİR FOTOĞRAF KARESİ... - Sayı 65
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Kim demiş okumuyoruz diye?
*Sevmediklerimizin, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında canına okuyoruz!
*Trafik kazalarında ölenler ve PKK canilerinin katlettikleri için rahmet okuyoruz!
*Törenlerde nutuk okuyoruz!
*Kim ne derse desin, bildiğimizi okuyoruz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592290
 Bugün : 2831
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630972
 Bugün : 618
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim