Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4960 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

HECE ve ARUZUN ?ST?NL??
Nihat Kaçoğlu

  Sayı: 59 - Ocak / Mart 2008

Serbest vezni küçümsemem ama Sefa Koyuncu'nun sözlerine katılıyorum. Sefa Koyuncu, “serbest vezin şiir değildir, şairane nesirdir”' demişti. Edebiyat-ı Cedide ve Servet-i Fünun şairlerinin şiiri mevzun ve mukaffa söz diye tarif ettiğini belirtmişti. Bana ölçüsüz, kafiyesiz şiirin şiir olmayacağını söylemişti.

Gerçekten de serbest vezinle ölçülü vezni yani hece ve aruz vezinlerini karşılaştırdığımızda ölçülü veznin üstünlüğü gün gibi aşikârdır. Bir defa şiirin şiir olabilmesi için ahenk lâzımdır, iç musiki lâzımdır. Bu ahenk ve iç musiki nasıl sağlanacak? Elbette ki heceyle, aruzla ve kafiye ile. Şiir rakseden, oynak bir güzel olmalıdır. Bu güzele ahenk vermek için bazı kurallar şarttır.

Aruz vezni devenin yürüyüşünden veya çamaşır yıkayan kadınların tokmak seslerinden geldi denir. İbn Halil adlı bir dilci tarafından sistematikleştirildiği söylenir. Açık hece ve kapalı hece esaslarına dayanan bu vezin Araplar'dan İranlılar'a, İranlılar'dan da bize geçmiş, Osmanlı şairleri İran şairlerini bile gölgede bırakmıştır. Ziya Paşa terkib-i bendinin 13. kısmında Bağdatlı Ruhî'ye seslenerek:

''meydân-ı suhânda yoğ iken sen gibi bir er
bir şâir-i rûm oldu sana şimdi beraber''

Demiş, kendini onunla mukayese ederek, ''ey Bağdatlı Ruhî şairler meydanında senin gibi yiğit yoktu ama bir Anadolu şairi şimdi sana yetişti''demiştir.

Osmanlı şairleri gerçekten de İran şairlerini zaman zaman geçmişlerdir. Gazelde bir Fuzulî, bir Nedim, bir Bakî; kasidede bir Nef'î, Hafız Şirazî'yle, Muhteşem Kaşanî ile yarışır hale gelmişlerdir. Divan şiiri yabancı edebiyatçıların bile hayranlığını cezbetmiştir. Gibbs, divan şiirlerini İngilizceye çevirmiş ve bir antoloji yazmıştır. Yıllar önce Prof. Dr. İskender Pala'nın “Şairlerin Dilinden” adlı kitabını okurken tanıdığım Verne adlı Fransız'ın bile divan şiirimize âşık olduğunu, 14 yaşında gazeller yazdığını öğrendim ve hayret ettim. Dante'nin, Goethe'nin bile klâsik şiirimizden etkilendiği söylenir. Divan şiiri halktan kopuk diyenler Nedim'i, Vasıf'ı, Keçecizade İzzet Molla'yı okumamıştır sanırım. Nedim'den başlayarak gelişen bir mahallileşme cereyanı vardır ve gazellerde, kasidelerde yer yer halkın yaşayışına ait figürler bulunur. Bazen mizahî bir üslûpta yazılan hicviyeler olmuştur. Şehirleri ve şehrin güzellerini anlatan şehrengizler halktan kopuk bir şiirin mahsulü olur mu? Bir de ebced hesabıyla tarih düşürme sanatı vardır ki divan şiirinde başlı başına bir ekoldür. Divan şairlerine burjuva edebiyatçıları, yüksek zümre şairleri denmesi hep normal karşılanır ama Nef'i'nin Bayram Paşa'yı hicvettiği için boğdurtularak Yedikule zindanından atıldığı nedense hiç anımsanmaz.

Divan şiiri gerçekten yazılması zor, emek isteyen bir şiirdir. Divan şairleri önce Arapça'yı, Farsça'yı, Yunan felsefesini, İslâmî ilimleri, tarih bilgisini öğrenir ve daha sonra şair olurlardı. Kısacası herkes serbest vezinle şiir yazabilir ama herkes aruzla yazamaz.  Anlaşılması ağır bir dille yazılsa da Edirneli Nazmî gibi şairler öz Türkçe ile gazeller yazmışlardır.

Hece vezni aruz veznine göre nisbeten daha kolay, parmak esası ve kafiye örgüsüne dayanan bir vezindir. Halk şairleri arasında tutunmuş, Nedim ve İzzet molla gibi şairlerin bile mahallileşme cereyanları ile koşmalar yazdığı görülmüştür. Aslında halk şairlerinin divan şairlerince küçümsendikleri bir gerçektir. Halk şairleri kaba, köylü, cahil olarak görülmüşlerdir. Hattâ Muallim Naci merhumun bir yazısında kalem şairlerinin takıldığı bir kıraathaneye gelen bir çöğür şairinin nasıl küçümsendiği anlatılır. Ozan saz çalacakken, “burası tavuk pazarı değildir, saz şairleri burada ötemez, git başka yerde öt” diyen bir kalem şuarası erbabı o yazıda beni hayli güldürmüştü. Daha sonra Millî Edebiyatçılar, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler tarafından da daha çağdaş bir formda hece vezinli şiirler kaleme alınmıştır. Bu geleneği şimdi Sefa Koyuncu öncülüğünde yola çıkan Üçüncü Yeni hareketi, şiirde öze dönüş olarak devam ettirmektedir.

Şimdi hecenin ve aruzun serbest şiirden üstün olduğunu size bir örnekle ispatlamaya çalışacağım. Aşağıdaki iki söyleyişe dikkat edin:

Hece vezni:
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Serbest vezin:
Bahçede dutken sazı bilmezdin
Acaba bazen dalına bülbül konar mıydı?

Görüldüğü gibi merhum Âşık Veysel'in bu mısraları ilk örnekte daha başarılı, daha derli toplu ve kulağa daha hoş gelen, ahenkli bir tınıdadır. İkinci örnekte şiir nerdeyse allak bullak olmuştur.

Sefa Koyuncu'nun deyişi ile “şairane nesir”de de başarılı çalışmalar yok değildir. Orhan Veli, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Cahit Zarifoğlu gerçekten başarılı sanatçılardır ama bu hece ve aruzun serbest vezne üstün olduğu gerçeğini değiştirmez.

Ahmet Mithat Efendi ve taraftarları ile Servet-i Fünun şairleri arasındaki tartışma bilinir. Ahmet Mithat, Servet-i Fünuncuları dekadanlıkla, Fransız şiirini taklitle suçlamıştı. Özellikle Cenab Şahabeddin'in “Terane-i Mehtap” adlı şiirinde geçen “saat-i semenfam” yani yasemin renkli saatler tamlaması çok tepki çekmiş, çeşitli hücumlara vesile olmuştu. Ama nihayetinde Ahmet Mithat işi tatlıya bağlamış, Tarih gazetesinde “Teslim-i Hakikat” adlı yazısıyla dekadanları beğendiğini söylemişti.

Şu an Üçüncü Yeni şairleri ile serbest vezinciler arasında az da olsa yaşanan ve daha da şiddetlenmesi muhtemel olan kalem kavgasının da bitmesi ve ortak bir gerçekte karar kılınması temennisi ile…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Nihat KAÇOĞLU    04.08.2010
Yorum : Zeynep, olumlu yazı şeklinde yazmışsın da ne oluyor?Biraz açar mısın?




Ekleyen : zeynep    25.09.2009
Yorum : bence bu yazıları olumlu yazı seklınde yazmıssın ve bu yazılar cok güzel yazınılmış.





 
Serçelerin sesi... - Sayı 122
Anneannemin Saçları... - Sayı 114
Yıldızlar uyusun... - Sayı 84
Şiire ilişkin nâçizane bi... - Sayı 75
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


*Eskiden Allah için verilen selam, artık “rüşvet deyü” veriliyor.
*İnsanlığın ölçüsü olan selamlaşmak, kaybolalı beri, çevrede insan görmek zorlaştı.
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
İranın neye ihtiyacı var?
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14509509
 Bugün : 443
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 629111
 Bugün : 22
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 168
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim