Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4241 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

G?M?? BASTON ve G?M?? TELLER
Fatma Pekşen

  Sayı: 59 - Ocak / Mart 2008

Tabiri caizse kutu gibi odaydı.

Pencere önünü boydan boya kaplayan peykeyi, mavi, yeşil ve kırmızının hâkim olduğu, kilim desenli sedir halısı ile aynı renkleri okşayan halı yastıklar süslüyordu.

Peykenin karşılıklı iki köşesinde kabarıkça, içi muhtemelen yün dolu, siyah kadifeden, kenarları sim kordonlu, iki iri minder yer alıyordu.

Peykenin bir tarafında boyaları atmış, cilâsı yıllar önce yok olmuş, üzerindeki teneke bölümde, bir vazo içindeki gülleri tasvir eden yeşil bir sandık, tam karşısında ise oldukça abartılı kulpları ve oymalı kapağıyla, kıpkızıl, kocaman bir mangal bulunuyordu.

Sandık ve mangalın tam karşısına isabet eden duvarın dibinde ise eski zaman işi, açılıp kapanan iki sandalye ile ortada, ayakları ahenkli bir bükülüşle içe doğru kıvrılan, nadide bir sehpa yer almaktaydı.

Sehpanın ve sandığın üzerindeki beyaz iş örtüler ile penceredekiler birbirinin aynısı modeldendi. Sehpanın üzerindeki örtüyü, kehribar-gümüş karışımı zarif bir ağızlık ile üzeri kabartma desenli, gümüş tabaka-kül tablası takımı süslüyordu.

Sandık örtüsüne ise içine kuru çiçekler doldurulmuş kömür ütüsü ile üzeri kalemişi nakışlı bakır bir semaver eşlik etmekteydi.

Duvarların birinde mavinin iki tonuyla elde edilmiş, battal ebru üzerine “Edep yâ hû” yazılmış, kıymetli olduğu bir bakışta anlaşılan ebru bir tablo asılı olup, tam karşısına düşen duvarda ise sedef kakmalı bir muhafaza içinde, belki de yarım asırdır çalışmayan gümüş bir duvar saati asılıydı.

Yerde, belik belik örülmüş, Ayşelerin, Fatmaların saçları gibi, sarılı kahverengili büklümler içinde, elindeki kavalını yemyeşil çimenler üstündeki koyunlarına, kınalı kuzularına üflemekte olduğu hissini veren, ince renk uyumunun var olduğu, çoban türküsü gibi hüzünlü, çoban türküsü gibi sevdalı bir “Yağcıbedir” seriliydi.

Odadan çok antikacı dükkânını andıran, insanın içine derin bir sükûnet, sonsuz bir huzur veren bu mekânda, peykenin üstündeki kadife minderde, güvercingöğsü tonunda yünlü elbise giymiş, alın kısmı iğne oyalı beyaz tülbentli, burnunun üstüne yerleştirdiği gözlükleriyle, eski bir fotoğraf albümünün, artık çok gerilerde kalmış hatıralarına bakan yaşlı bir kadın oturuyordu.

Güz güneşinin ısrarla içeri girip, sevdalısı olduğu bu odada dolaşma arzusunda olduğu hissini veren bir akşamüstüydü.

Üzerinde dar, siyah bir pantolon ve kırmızı bol bir kazak bulunan, sarı kıvırcık saçlı, otuz-otuzbeş yaşlarında güzel bir kadın sertçe kapıyı açtı; tiz bir sesle konuştu:

Bana bak hanımefendi! Eğer bu odadan uluorta çıkıp gezecek olursan, kapıyı üzerinden kilitleyeceğim haberin olsun! Evin neresine gitsem senin saçının telleri çıkıyor karşıma!.. Buzdolabındaki yemekten bile senin saçın çıkacak neredeyse be!

Sonra, yeni bir şey keşfetmişçesine durakladı, eğildi ve “Yağcıbedir”in üzerinden uzun, gümüş bir teli alarak doğruldu:
Bak bak! Burada da var. Elime bir daha geçsin, yemin ediyorum makasla dibinden keseceğim o saçlarını! Dünyanın parasını verdik biz bu halıya. Güzelce serip oturalım dedik. Hanımefendinin saçlarının çöplüğü haline geldi!

*

Evlerinin o odasını hem şark odası hem de yemek odası olarak kullanan ailede o akşam şöyle bir konuşma geçiyordu:

Mübeccel; bugün Ferruh'un orada sapı gümüş işlemeli bir baston gördüm. Alsam mı acaba? Mangalın yanına dayar, nakışlarının zarafetini seyrederiz. Belki bir gün anneme de lazım olur. Ne dersin anne, alayım mı?

Sağ ol oğlum. Allah razı olsun. Mübeccel istiyorsa al. Bana lâzım olmasa bile başkasına lâzım olur...

Sarı saçlı baş kızgınlıkla çevrildi sağa sola. “senden başka kime lâzım olacak?” diye geçirdi içinden.

Birkaç gün sonra sapı gümüş işlemeli baston mangalın yanındaki yerini aldı ama itina etmesine rağmen bir türlü saçlarının dökülmesine mani olamayan yaşlı kadının, o ömür boyu hiç makas değmemiş gümüşî ipek telleri de çöp tenekesini boyladı.


*

Yıllar sonraydı. Gene aynı evde, antikaları biraz daha çoğalmış aynı odada, dokuma özelliğinden dolayı “Yağcıbedir” diye anılan halının üstünde bir sürü saç teli vardı. Ama bu saç telleri uzun, ipek gibi gümüşî olanlardan değildi; envai türü denedikten sonra kızılda karar kılan, kıvırcık, kısa saç telleriydi.

Geçirdikleri bir kaza neticesinde, hem eşini, hem de sağlığını kaybeden, gümüş işlemeli baston ile yakın dost olmak zorunda kalan gelinin saç telleri olup, onları halının üstünden toplayacak, -hatta bağırarak- can şenliği olacak kimsecikler yoktu.

Gene güz mevsimiydi; güneş antikalarla dolu odanın duvarlarında hüzünle dolanıyordu.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : F.Pek?en    06.02.2009
Yorum : Sağolun sevgili Ayşe Sena hanım. Sıkı bir okur-edipsiniz. Sizin hikayelerinizde de o lezzeti bulmak mümkün. Etrafımızda öyle çok şey var ki yazılası. Elbette gününü, vaktini, anını yakalarsak... Allah sizin de kaleminize kuvvet versin. Sevgiler




Ekleyen : A. Sena    05.02.2009
Yorum : Yüzlerce yıl önce yazılmış ve hüzünle yoğrulmuş bir hikaye tadında. Edebistan ve sanat alemi sitelerindeki hikayeleriniz de bir o kadar güzel ve etkileyici. Hepsinde farklı bir ruh var sanki. Teşekkürler...





 
Mustafa... - Sayı 123
Pehlivan dayının elmaları... - Sayı 120
Armudun Son Çiçeği... - Sayı 115
Cılga... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Filistindeki çocuklar
Çocuk olmak
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15897197
 Bugün : 122
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 669379
 Bugün : 5
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 121
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim