Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3148 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

AY I?I?I
Ayşe Sena Ünsal

  Sayı: 64 - Nisan / Haziran 2009

Güneş bugün yine karanlık... Sanki ay ışığı renginde. Bulutlar huzursuz ve telâşlı, titrek bir ışık hâkim gökyüzüne...
Serpil’in yüreği de böyle bir huzursuzluk içinde; aldığı haberin hüznüyle solmuş, paramparça bir halde idi. Bu ölüm sessizliği sanki hiç bitmeyecek ve renkler yerine hiçbir zaman gelmeyecekti. Işıklar bir bir yer değiştiriyor, her zaman yüreğinde yer alan gökkuşağı parçalanıyordu. Parlak renklerin yerini artık koyu ve sisli renkler almıştı.
Toprak yolda hızlı adımlarla yürüyordu. Ayak bileklerini örten eteği yürüyüşünün verdiği hızla bir sağa, bir sola savruluyor; yolun üzerine serpilmiş çakıl taşları ayakkabılarına çarpıp, bacaklarına sıçrıyordu. Beynindeki ölüm sessizliğini kalbinin çarpıntısı bozuyor, adımlarını hızlandırmak zorunda bırakıyordu. Her şey bir kâbus gibiydi. Sanki gözlerini açtığında bitecek korkunç bir kâbus...
Eve ulaştığında kapının ardına kadar açık olduğunu fark etti. Kalabalık kapının önüne kadar taşmıştı. Bir tane dayısı vardı bu hayatta. Neşeli canlı ve her daim mutlu bir insandı. Nasıl olur da ölürdü. Bu gencecik yaşında, daha yarım asırı tamamlayamadan bir kalp krizi onu ellerinden almıştı. Telaştan ayakkabılarını nasıl çıkardığını bilmiyordu. Kapının sağ yanındaki odada bembeyaz kefeni ile yatıyordu dayısı. Sağ yanı kıbleye çevrilmiş ve karnına büyükçe bir bıçak konmuş olarak. Gözlerinden akan yaşları silerken ne kadar renkli bir hayat geçirdiğini düşündü. Altı kızın ardından gelen yıllarca yolu gözlenmiş bir çocuk. Anneannesi zayıf doğduğu için pamuklara sararak büyütmüş onu. Her şeyin en iyisi yedirilmiş, bir dediği iki edilmemiş. Tek oğlan, tek güvence dedikleri... Kasabanın en büyük fabrikasında ustabaşı olmuştu. Sözü dinlenir ve güvenilir bir kişi olarak nam salmıştı tüm çevrede.
Yıllarca verilen emeklerden sonra sıra evlendirmeye gelmiş de; kapı kapı gezmiş anneannesi; en güzel, en becerikli kızı bulmak niyetiyle. Biricik oğluna elinde olsa Cennetteki hurilerden seçecek kadar titiz ve heyecanlı. Yandaki köyün güzel kızı Zeliha'yı beğenmişti. Kahvesini içtiği bütün kızlardan daha güzel, daha endamlıydı Zeliha. Oğluna da yakışırdı. Zeliha tek şey istemişti kasabada oturmak. Hakkıydı güzel gözlü Zeliha'nın. Oğlu zaten kasabada çalışıyordu ve olması gereken de oydu. Tarlalar satıldı düğün için görkemli bir düğün hazırlığı yapıldı. Bir tane oğlu vardı anneannesinin. Gözünün nuru, evinin direği, biricik yetimi... Küçük yaşta kaybetmişti babasını Ali Dayı. O yüzden evin her işinde ona danışılırdı. Düğün için ev arandı kasabadan. Zeliha kira istemem diye tutturdu. Haklıydı kız, burada ev boş dururken kira mı verilirdi. Köydeki ev ve kalan tarlalar da satıldı kasabadan Ali Dayı'nın üzerine büyükçe bir ev alındı. Kızlar zaten hak istemezdi. İsteseler de verilmezdi. Tüm mal oğlanın hakkıydı. O koskoca evden bir oda verirlerdi anneannesine yeterdi. Düğün yapıldı, davullar çaldı, düğün boyunca kazanlar kaynadı, sofraların biri kalktı diğeri kuruldu... Şenlik üç gün sürdü. At üzerinde getirildi Zeliha... Gelin ve damat masallardaki gibi yakışmışlardı birbirlerine. Kara yağız oğlu Ali ile mavi gözlü, sırma saçlı gelini. Dilden dile dolaştı düğünün ve yemeklerin güzelliği. Düğünden sonra evde üç gün kalabildi Ali Dayının annesi. “Eee sen ne zaman döneceksin” diye sormaya başladı Ali Dayı ve güzel Zeliha. Nereye, nasıl gideceğini hiç düşünmeden... Yıllarını verdiği, ömrünü uğruna tükettiği, tüm malını tek kalemde oğluna feda eden yaşlı kadından haber alınamadı yıllarca. Malını ve kendini feda ettiği oğlunun yanına sığamayan yaşlı kadın damatlarına da gitmemişti şüphesiz. Yıllar sonra bir cami avlusunda soğuktan donmuş cesedi bulundu. Kimsesizler mezarlığında yapayalnız defnedildi.
Şimdi Ali Dayı da annesinin yanına gidiyor. Eminim ki anne yüreği biricik oğlunu orada da sarıp sarmalamak ister. Ama ilâhî adalet ne der bilinmez...

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Yüreğimiz kan ağlıyor!... - Sayı 73
Eğitimde çıkış noktası... - Sayı 72
ESMA’ÜL HÜSNA İLMİ ... - Sayı 66
ESKİ BİR FOTOĞRAF KARESİ... - Sayı 65
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Eline, canına, yüreğine sağlık olsun hocam. Allah razı olsun Bu güzel için teşekkürler.... osman eroğlu

 Şiirin bestesini firdevs altındaş yaptı ve kendisi okuyor. Sevgiler...... Dilara

 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Ah
Eşek ve deve


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14638823
 Bugün : 1399
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 632668
 Bugün : 110
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 87
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 2
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim