Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3783 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

ELYNE SA?LIK
Fatma Pekşen

  Sayı: 64 - Nisan / Haziran 2009

Kadın orta yaş görüntüsüne uymayacak bir tarzda cafcaflı renklerde bir etek ceket takımı giymiş, ışıl ışıl takılarıyla ocağın üstüne eğilmiş, elindeki tahta kaşıkla tavada bir şeyler karıştırıyor, bir yandan da yaptıklarının tarifini veriyordu.

Az sonra dünyanın parasına bir arkadaşına yaptırdığı her tarafı işlenmiş beyaz iş yuvarlak masa örtüsünün üzerine yaptığı bir yemeği buharı tüte tüte yabancı marka bir tabakla oturtturacak, bildiği bütün süslemeleri kullanacak, televizyon izleyicilerini kendine hayran bıraktıracaktı.

Dikkatli tavırlarla ocaktakini karıştıran kadın, “ben gidiyorum” diyen kocasının sesiyle irkildi. Adeti olduğu üzere, her sabah 11'de evden çıkıp, emeklilerin mekanı olan bir kahvehanede akşama kadar tavla oynayıp duran, hayli kilolu adamı yolculadıktan sonra, kadın tekrar mutfağa kameraların yanına koştu. Kimsecikler yoktu, silkindi.

Zaman zaman kendini böyle hayallere kaptırır, kaptırmakla da kalmaz, üç-beş yemeği bir arada yapardı. Sadece iki kişi oldukları için, yaptıklarını günlerce bitiremezlerdi bile...

İçinden “gelecekler, benim ne iyi aşçı olduğumu çekecek, memlekete duyuracaklar” diyordu. Dört sene önce bir yağ firması tarafından düzenlenen gezici kameralar tarafından çekimi yapılıp, televizyonlarda gösterilen programda “en iyi aşçı” ödülünü almamış mıydı? Gene geleceklerdi işte. Öyle ayaküstü yaptığını ödüle lâyık görenler, bin bir emekli ocak yemeğine neler verirlerdi kim bilir?

Konu komşu, hısım akraba herkes yaptığı yemeği beğenir, övgüler yağdırırdı. Bir tek O'ndan yani, kocasından ses çıkmazdı. Gezici kameralar tarafından çekim yapılıp, onca kişi arasından birinci gelip ekranlarda gösterildiğinde, hiç umursamamıştı. Tebrike gelen komşulara, açılan telefonlara tepki vermemiş, oturduğu koltukta o hiçbir zaman tam açılamayan göz kapakları ve onları örten kırçıl gür kaşlarıyla izlediği filme devam etmiş, izlediği sahneden kopmamıştı bile...

Kadın “otuzbeş sene oldu, dile kolay; senelerdir didiniyorum bir kere olsun 'eline sağlık ne güzel olmuş' demedi. Ben sana gösteririm. O, davet ettiğim programcılar bir gelsinler, bütün dünyaya tanıtsınlar bakalım o zaman kabul edecek misin, etmeyecek misin?” diye düşünüyordu. Üstünü başını değiştirdi, içindeki hayallerle yeni bir tarife geçti.

Tane tane anlatıyor, görünmez kameraya karşı titizlik gösteriyordu. Dördüncü çeşit yemeği, değiştirdiği dördüncü elbiseyle tanıtırken “bu bana yurt çapında birincilik getirir. Hadi bakalım efendi, gene öyle ruh gibi dur bakalım. Ülkem kabullendikten sonra belki dilin çözülür de, 'yıllardır şahane yemekler yapıyorsun yiyorum, ellerine sağlık' der, emeklerimin hakkını verirsin” diye düşünüyordu. Bunca emeğin neticesinde “altın” dan bir kaşık ödülü alır, salonunun en güzel köşesine asardı artık...

Bildiği tarifler bir yana, ha bire yemek programları izliyor, yeni çıkan yemek kitaplarını dergilerini alıyor lezzete lezzet ekleyen tecrübesiyle uğraşırken, hayali kameralara ocak başında, fırın başında pozlar veriyordu mütemadiyen.
Tırnağını kamera için kesip, terliğini kamera için seçen, günlük yaptığı yemek çeşidini sekize-ona çıkaran kadının mutfağına nihayet bir gün kameralar geldi çekimlerini yaptı gittiler...

*

Akşam haberlerinde “kocasına kurbağa yediren kadının mutfağından sesleniyoruz” diyordu sarışın kız. Tabağın çanağın alt üst olduğu, o kar gibi beyaz iş örtünün yerlerde süründüğü mutfaktan iki polis refakatinde çıkarılan kadına, muhabir kız “kurbağa yedirdiğin yetmiyormuş gibi bir de adamcağızın saçını başını yolmuşsun. Acımadın mı hiç?” diye soruyordu.

Kameralar için yaptırttığı saçları didik didik kuş yuvasına dönmüş kadın, büyümüş gözleriyle, “acıdım acıdım. Zavallı kurbağayı keserken vıyaklamasına acıdım. Daha O'na fare de yedireceğim akrep de... Nasıl olsa anlamıyor! Ot gibi, ruh gibi, robot gibi adam! Bir kere olsun eline sağlık demedi!...” diye bağırıyordu.

Her tarafı bantlarla sarılmış, o tam açamadığı göz kapaklarını örten kırçıl kaşlarının birisi yolunmuş yüz ise, ifadesizce koltuğunda oturuyordu.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Fatma Pek?en    15.05.2009
Yorum : Sağolun Ayşe Sena Hanım, gözden kaçırdığımız o kadar çok şey var ki hayatta. Üç beş tatlı kelamı esirgiyoruz sevdiklerimizden. Bırakın insanı, kedi köpek tavuk balık, hatta ağaçlar çiçekler bile insanoğlunun sevgi sözüne muhtaç. Fıtratımızda varolan şefkati, sevgiyi dilimize yerleştirsek ne kaybederiz ki? Ama, ah şu amalar olmasa... Teşekkürler




Ekleyen : Ay?e Sena ?nsal    12.05.2009
Yorum : Yine kaleminizi konuşturmuşsunuz. Muhteşem bir son. Özellikle de içindeki ince noktaları yakalayabilenler için. Sizin de elinize sağlık.





 
Armudun Son Çiçeği... - Sayı 115
Cılga... - Sayı 112
Gönül hanım... - Sayı 110
Hastalığın adı ne?... - Sayı 108
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Bir özel TV kanalı “yılın politikacısı”nı seçtirdi.
Seçilemeyenler üzülmesinler. Çünkü hepsi ayrı ayrı yılın politik acısı olduklarını ispatladılar.
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13195630
 Bugün : 561
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606329
 Bugün : 14
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 134
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim