Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4003 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

ELYNE SA?LIK
Fatma Pekşen

  Sayı: 64 - Nisan / Haziran 2009

Kadın orta yaş görüntüsüne uymayacak bir tarzda cafcaflı renklerde bir etek ceket takımı giymiş, ışıl ışıl takılarıyla ocağın üstüne eğilmiş, elindeki tahta kaşıkla tavada bir şeyler karıştırıyor, bir yandan da yaptıklarının tarifini veriyordu.

Az sonra dünyanın parasına bir arkadaşına yaptırdığı her tarafı işlenmiş beyaz iş yuvarlak masa örtüsünün üzerine yaptığı bir yemeği buharı tüte tüte yabancı marka bir tabakla oturtturacak, bildiği bütün süslemeleri kullanacak, televizyon izleyicilerini kendine hayran bıraktıracaktı.

Dikkatli tavırlarla ocaktakini karıştıran kadın, “ben gidiyorum” diyen kocasının sesiyle irkildi. Adeti olduğu üzere, her sabah 11'de evden çıkıp, emeklilerin mekanı olan bir kahvehanede akşama kadar tavla oynayıp duran, hayli kilolu adamı yolculadıktan sonra, kadın tekrar mutfağa kameraların yanına koştu. Kimsecikler yoktu, silkindi.

Zaman zaman kendini böyle hayallere kaptırır, kaptırmakla da kalmaz, üç-beş yemeği bir arada yapardı. Sadece iki kişi oldukları için, yaptıklarını günlerce bitiremezlerdi bile...

İçinden “gelecekler, benim ne iyi aşçı olduğumu çekecek, memlekete duyuracaklar” diyordu. Dört sene önce bir yağ firması tarafından düzenlenen gezici kameralar tarafından çekimi yapılıp, televizyonlarda gösterilen programda “en iyi aşçı” ödülünü almamış mıydı? Gene geleceklerdi işte. Öyle ayaküstü yaptığını ödüle lâyık görenler, bin bir emekli ocak yemeğine neler verirlerdi kim bilir?

Konu komşu, hısım akraba herkes yaptığı yemeği beğenir, övgüler yağdırırdı. Bir tek O'ndan yani, kocasından ses çıkmazdı. Gezici kameralar tarafından çekim yapılıp, onca kişi arasından birinci gelip ekranlarda gösterildiğinde, hiç umursamamıştı. Tebrike gelen komşulara, açılan telefonlara tepki vermemiş, oturduğu koltukta o hiçbir zaman tam açılamayan göz kapakları ve onları örten kırçıl gür kaşlarıyla izlediği filme devam etmiş, izlediği sahneden kopmamıştı bile...

Kadın “otuzbeş sene oldu, dile kolay; senelerdir didiniyorum bir kere olsun 'eline sağlık ne güzel olmuş' demedi. Ben sana gösteririm. O, davet ettiğim programcılar bir gelsinler, bütün dünyaya tanıtsınlar bakalım o zaman kabul edecek misin, etmeyecek misin?” diye düşünüyordu. Üstünü başını değiştirdi, içindeki hayallerle yeni bir tarife geçti.

Tane tane anlatıyor, görünmez kameraya karşı titizlik gösteriyordu. Dördüncü çeşit yemeği, değiştirdiği dördüncü elbiseyle tanıtırken “bu bana yurt çapında birincilik getirir. Hadi bakalım efendi, gene öyle ruh gibi dur bakalım. Ülkem kabullendikten sonra belki dilin çözülür de, 'yıllardır şahane yemekler yapıyorsun yiyorum, ellerine sağlık' der, emeklerimin hakkını verirsin” diye düşünüyordu. Bunca emeğin neticesinde “altın” dan bir kaşık ödülü alır, salonunun en güzel köşesine asardı artık...

Bildiği tarifler bir yana, ha bire yemek programları izliyor, yeni çıkan yemek kitaplarını dergilerini alıyor lezzete lezzet ekleyen tecrübesiyle uğraşırken, hayali kameralara ocak başında, fırın başında pozlar veriyordu mütemadiyen.
Tırnağını kamera için kesip, terliğini kamera için seçen, günlük yaptığı yemek çeşidini sekize-ona çıkaran kadının mutfağına nihayet bir gün kameralar geldi çekimlerini yaptı gittiler...

*

Akşam haberlerinde “kocasına kurbağa yediren kadının mutfağından sesleniyoruz” diyordu sarışın kız. Tabağın çanağın alt üst olduğu, o kar gibi beyaz iş örtünün yerlerde süründüğü mutfaktan iki polis refakatinde çıkarılan kadına, muhabir kız “kurbağa yedirdiğin yetmiyormuş gibi bir de adamcağızın saçını başını yolmuşsun. Acımadın mı hiç?” diye soruyordu.

Kameralar için yaptırttığı saçları didik didik kuş yuvasına dönmüş kadın, büyümüş gözleriyle, “acıdım acıdım. Zavallı kurbağayı keserken vıyaklamasına acıdım. Daha O'na fare de yedireceğim akrep de... Nasıl olsa anlamıyor! Ot gibi, ruh gibi, robot gibi adam! Bir kere olsun eline sağlık demedi!...” diye bağırıyordu.

Her tarafı bantlarla sarılmış, o tam açamadığı göz kapaklarını örten kırçıl kaşlarının birisi yolunmuş yüz ise, ifadesizce koltuğunda oturuyordu.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Fatma Pek?en    15.05.2009
Yorum : Sağolun Ayşe Sena Hanım, gözden kaçırdığımız o kadar çok şey var ki hayatta. Üç beş tatlı kelamı esirgiyoruz sevdiklerimizden. Bırakın insanı, kedi köpek tavuk balık, hatta ağaçlar çiçekler bile insanoğlunun sevgi sözüne muhtaç. Fıtratımızda varolan şefkati, sevgiyi dilimize yerleştirsek ne kaybederiz ki? Ama, ah şu amalar olmasa... Teşekkürler




Ekleyen : Ay?e Sena ?nsal    12.05.2009
Yorum : Yine kaleminizi konuşturmuşsunuz. Muhteşem bir son. Özellikle de içindeki ince noktaları yakalayabilenler için. Sizin de elinize sağlık.





 
Mustafa... - Sayı 123
Pehlivan dayının elmaları... - Sayı 120
Armudun Son Çiçeği... - Sayı 115
Cılga... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Analar baş tacımızdır
Hayatın merkezi anneler
Şaşırmadık
En sıcak sözcüktür anne!


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15430907
 Bugün : 4507
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 652364
 Bugün : 402
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 329
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim