Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4029 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

?iirin Ger?ek Sultanlary
Ayşe Sena Ünsal

  Sayı: 61 - Ekim / Aralık 2009

Müzik ve ritmini şairlerin düzenlediği sözcüklerin dansıdır şiir. Duygu ve düşüncelerin ifade gücü ve kalem yardımıyla kâğıda izdüşümüdür. Şairin mânâsına gelince o da; sözcükleri duygu ile yoğurup, kalemiyle açıp, yüreğinde pişirerek şiiri olgunlaştıran kişi olarak yer bulur benim lügatimde. Yani oldukça zor bir iştir şair olmak.

Zihnine ekilmiş tohumları kalbinin sesiyle sulayıp, duasıyla harmanlayıp dile getirebilen ve hatta kâğıda döken kişi olmak. Hele bir de erkek egemenliğinin hâkim olduğu bir dönemde; bundan yüzyıllarca öncesinde kadın kimliği ile şair olmak...

Şiir yazmak incelik ve sevgi ister, duygu ister, yürek ister. Gönülden kaleme, kalemden kâğıda yol ister.

Şairliği neden duygu yüklü kadınlardan çok erkekler sahiplenmiştir bilinmez fakat o dönemlerde kadınların büyük çabalar göstererek verdikleri varolma mücadelesi izlenmeye değer.

Amacım sizlere dünden bu güne kadın şairlerin profili çıkarmak değil elbette. Çünkü yerimiz buna müsaade etmiyor. M. Uraz, Prof. Nazan Bekiroğlu, Serhan Aklan İspirli kadın şairlerimizi araştıran üç beş kişiden birileri. Bir elin parmaklarını dahi geçmeyecek bu kişilerin çalışmalarından da ya da Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi'nden de aradığınız bilgilere sınırlı olsa dahi ulaşabilirsiniz.

Benim amacım; Zeynep Hatun ve Mihri ile başlayan kadın şairlerin o günün Türkiye'sinde nasıl yetiştirildiğinin eğitimciler tarafından araştırılması.

Zeynep Hatun ve Mihri'nin kendilerini kabul ettirmelerinde elbette ki zamanın padişahı Fatih Sultan Mehmet'in sanata ve sanatçıya verdiği değerin de unutulmaması gerek. Hep kapalı kapılar ardında kaldığı ifade edilen bu kadınlar kendilerini nasıl ifade etmişler? Ne zorluklarla karşılaşmışlar? Hangi amaçlarla bu şiirleri kaleme almışlar?

Yüzyıllar öncesinde bazı kendini bilmezlerin "Kadının Adı Yok" dediği bir çağda; fikirlerini dile getirme çabası içerisinde olan; divanları ve hattâ adları tozlu raflara sıkışmış olan; birkaç kişi dışında hatırlanmayan bu kadınların varlığını bilmek gurur veriyor insana.

O dönemlerde kız çocuklarının nasıl eğitildiğini ve yetiştirildiğini görmek insanın ufkunu açıyor. Bir kız çocuğu nasıl yetiştirilir, hiç okula gitmeden 3 dil ana dili gibi nasıl öğretilir onlardan öğrenmek ve kendi evlâtlarınıza uygulamak istiyorsunuz. Bu şiirlerin hiç birisi de asla basit şiirler değil. Tüm edebiyat kurallarını bilerek kaidelerine uygun yazıyorlar şiirlerini. Aruz vezni dâhil olmak kaydıyla hiçbir ayrıntıdan kaçmadan tam anlamıyla dile getiriyorlar düşüncelerini.

Elbette ki zoru seçmişler. Evde kitapların tozunu almak yerine divanlar oluşturmayı ve biz de varız demeyi seçmişler. Her ne kadar hak ettikleri yerlere gelemeseler de; Baki'yi hepimiz bildiği halde eşini Tuti'nin de şair olduğunu bilmesek de; Baki'den sayfalarca bahseden Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi Tuti'den bir satır bile bahsetmese de; bizlere o günün eğitim anlayışını göstermeleri bakımından yaptıkları oldukça büyük bir adım atmak olmuş. Fuzuli gibi bir kadın şair de yetişmemiş dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ve soruyorum sizlere yurtdışında Shakspeare gibi bir kadın şair var mı? Her ne olursa olsun bence şiirin gerçek sultanları kadın şairler ve tabiî ki onları yetiştiren aileler.

Gördüğümüz kadarıyla ya sultan kızı bunlar, ya saraya mensup bir vezir kızı, ya şair, ya şeyh kızı veya eşleri. Yani sanatkâr ya sanata değer veren bir aileye mensuplar.

O dönemde kadının sesinin çıktığını görmemiz açısından; yüreğinin söylediği yere kalemleriyle giden bu kadın şairleri bir kez daha anmak istedim. İnşallah önümüzdeki zaman içerisinde de isimleri ve hayat hikâyeleriyle birer birer en ince ayrıntılarıyla araştırma, irdeleme ve paylaşma fırsatımız olur.


 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Atalay Ya?mur    14.02.2010
Yorum : Bir siyasi parti il kongresi, liste hazırlanıyor, birileri ısrarla bir kaç da kadın yazalım vitrin olur diyor. Veya dernek kongresi yada spor kulübü hepsinde aynı endişe aynı tasa, bayan aday yazalım vitrin olur, şuur altından da bize medeni derler. Kimse demezki, iyide yazalımda hak eden bayan varsa yazalım, kadın aday yazarken hak eden erkeğin hakkını yemeyelim. İşin ehlini göz ardı etmeyelim. İşte Ayşe Sena Ünsal hanımefendinin yazısı bana bu çağrışımı yaptı. Ne yapalım ben biraz eski kafalıyım. Günümüz müslümanlarından değilim. Güçlüye alkış tutmasını bilmem. Şayet Ayşe hanım erkek egemen falan laflarını ortaya atmadan sadece hanım şairleri yazsaydı, yani yazısına feminist kokular sürmeseydi gerçekten zevkle okunan bir yazı çıkabilirdi ortaya.




Ekleyen : F.Pek?en    17.11.2009
Yorum : Amin diyelim bu güzel temenniniz için. Kaleminiz dert görmesin.





 
Yüreğimiz kan ağlıyor!... - Sayı 73
Eğitimde çıkış noktası... - Sayı 72
ESMA’ÜL HÜSNA İLMİ ... - Sayı 66
ESKİ BİR FOTOĞRAF KARESİ... - Sayı 65
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Kalem, İlahi Kelam’ın yazılmasına ve yayılmasına, yani insanın iki dünyasının da saadetle olmasına vasıta oluyor.
Kalem, insanın iki dünyasını da mahveden bâtıl fikirlerin yazılmasına ve yayılmasına alet edilebiliyor…
Kalemle kazığın şekil olarak birbirine benzemesini bir inceliğe işaret olarak göremez misiniz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14593170
 Bugün : 3711
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631091
 Bugün : 737
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim