Bayram, bu bayramdır Turgay Ertem Sayı:
46 - Ekim / Aralık 2005
Kültürümüzün temel taşlarından biri de bayramlardır. Bunlardan bir kısmı millî ve tarihî öneme sahiptir. Cumhuriyet bayramı, hıdrellez bunlardandır. Bir kısmının da dinî değeri daha ağır basar. Ramazan orucunu tutan Müslüman, bunun sevincini bayramla yaşar. Hac ve kurban ibadeti ise kendini Allah'a adamanın şükrünü ve sevincini ifade eder. Eğer bir toplum, sevincini birlikte yaşayabiliyorsa millet olmuş demektir. Üzüntülerini, endişelerini paylaşabiliyorsa milet şuuruna sahip demektir. Çok şükür ki her türlü gayrete rağmen milletimizi, millî ve manevî değerlerinden koparıp "sürü" haline getiremediler. Milletimizi dininden kültüründen, örf adet ve geleneklerinden koparmak için, Türkü, müslümanı ve İslâmiyet'i öcü gibi gösterdiler. Dilimizi, yaşayış tarzımızı, alışkanlıklarımızı, değerlerimizi, hor gördüler. Müslümanlığını yaşamak isteyene "irticacı" dediler. Kendilerini bile bu irtica yaygarasına inandıramadılar. Gerçi bozulmalar olmadı değil. Ama başka bir millet bizim uğradığımız tahribata uğrasa idi, çoktan parçalanmıştı. Türkiye'yi de bir Yugoslavya, bir Irak, bir Afganistan yapabilirlerdi.
Hac ise İslâm âleminin önemli bir ibadetidir. Hac ibadetine benzer ibadetler başka dinlerde de var. Ama hiç biri, hac ibadeti ile boy ölçüşemez. Arefe gününün ihtişamı, o beyazlar içindeki Müslümanlar, Mina'ya sel misali, orduların hareketine benzeyen yürüyüş, gerçekten yaşanmaya değer. Arafat'a ertesi gün gidenler, bir gün önce milyonlarca insanın tekbirlerle, lebbeyklerle orada beklediğine inanmakta zorluk çekerler. Çünkü artık orada kimseler yoktur…
Televizyonda Türkistan'da kılınan bayram namazını ve sonrasında çalınan davul zurna eşliğinde hep birden oynayan ve bayramı bu şekilde anlamlandıran soydaşlarımızı görmüştüm. Gerçekten de bayram, bayram gibi kutlanıyordu…
Her bayramda söylenen, hatırlatılan en önemli husus; dargınların barışması, yaşlıların ziyaret edilmesi, bayramlarımızın asıl görevini vurgular gibidir. Sıla-yı rahim denilen anne ve babanın, akrabaların bulunduğu yerin ziyareti hadislerle teşvik edilmiştir.
Günümüzde bayramları sadece tatil imkânı olarak gören insanlar da var elbette. Ancak bu düşünceye sahip olanların hayatın koşuşturmaları içinde âdeta boğulduklarını görüyoruz. Bence dünyanın hiçbir nimeti insanın kendisini bu kadar hırpalamasına değmez. Bayramları bayram gibi kutlamak, sevinçle yardımlaşmayla süslemek, bu vesileyle dostlukları pekiştirmek ne güzeldir.
En büyük bayramı ise; Rabbimize, O'nun rahmeti sayesinde, hesabımızı en güzel şekilde verdiğimiz zaman yaşayacağız inşallah. EN GÜZEL BAYRAM, BU BAYRAMDIR.
|