Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2010 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

İKİZ KULELER’den çıktım da Halilim aman başım selâmet!
Hasan Batmaz

  Sayı: 44 - Nisan / Haziran 2004

Alet işler el övünür; teknik çalışır, birileri anlam üretir.

Bir silâh fabrikasında işlerini severek yapan, işlerinin uzmanı insanlar vardır. Kalitelidirler ve kaliteli ürünler çıkarırlar ancak ürünlerinin anlamı çok farklıdır. Kaliteli birileri, kaliteli çalışır, kaliteli ürünler meydana getirirler ama bu süreçte bambaşka anlamlara sahip sonuçlar çıkar.

İnsan burnunun dibindeki tehlikeyi göremeyebilir, yanı başındaki bir güzelliği fark edemeyebilir. Derya içindeki balıkların ondan habersiz oldukları gibi; tehlikenin içinde olup gülebilen insan gibi. “Yerimde olsanız çok ağlar az gülerdiniz” hadisinde olduğu gibi.

En yakınımızda bir derya vardır ama sıradan gelir bize; değerini bilmeyiz. Yine en yakınımızda bir canavar vardı, kedi zanneder oynamaya kalkarız onunla. İçimizdeki canavar gibi. Oysa yakınımızda bile değil; doğrudan içimizdedir canavar. Artık bizi yönetecek, bizi canavarlaştıracak noktadadır, biz yine güler, boş gere, ağzımı açarız.

Boşnaklar artık devlet olduk; biz barışçıyız, elimizde bulunan silâhlara ihtiyacımız yok derlerken; yıllardır türlü şekillerde hazırlanan, hile ve entrika içinde plânlar kuran, hesaplar yapan (üstelik) içlerindeki Sırplar tarafından gafil avlandılar.

Teknoloji sadece bilgisayarlarda, cep telefonlarında görüyor olmak, dünyanın bütünü hakkında eksik kanaatler sağlıyor. Meselâ, silâh sanayi. Umulmadık noktalara gelen bu yarışta, savaş uçakları insanı hayret içinde bırakacak seviyelere geldi. Avrupa’nın Euro-Fighter uçağı, Amerika’nın kullanımda olan F-15’lerinden daha üstün teknolojiye sahip. Ancak ABD, F-22’leri ile yeniden önde; bu uçaklarda uçmak sıradan bir olay. Pilot uçmak işini tamamen uçağa devrediyor ve kendisi sadece hedeflerle, görevleri ile ilgileniyor. Pilotun üzerindeki yüklerin en aza indirildiği bu yeni nesil uçakların rakibi, geliştirilmekte olan geleceğin uçakları. Bir Alman, ABD ortak çalışması olan X-31’ler bunlardan biri.

Ses hızına çıkmak ve uzun bir süre gidebilmek. Yüksek hızda ani manevra yapabilmek; aniden dikine yükselme hareketinde pilota binecek yüksek –j- kuvvetini en aza indirerek pilotun iptal olmamasını sağlamak, it dalaşlarında, geriden sizi yok etmeye hazırlanan uçağın arkasına geçebilmek önemli üstünlükler. 10 tonluk bir uçağın saatte 240 km hızla aniden, mümkün olan en dar açı ile sağa-sola dönebilmesi veya dönememesi… İt dalaşında bütün mesele bu!..

İt dalaşı, gökyüzünde ölümüne güreşmek, birbirine kılıç çekmek. Altınızda 76 Hacı Murat varken, bir F-22 ile karşılaşmak ister misiniz?

Yeni nesil uçaklarda, mümkün olan en düşük hızda yapılan yüksek açılı uçuş, en dar açı ile arkaya geçmeyi sağlıyor. En dar açı ile manevra yapmak, hemen arkaya geçivermek demek. En düşük yüksek açı uçuş hızına sahip Amerika F-22’lerde bu hız saatte 240 km. Uçak bu konumda burnu havada, ardı aşağıda uçuyor. Eğer bu hızın altına inilirse, savrulma başlıyor ve artık kontrol imkânı kalmıyor.

Geliştirme aşamasında olan X-31’lerde bu hız 160 km’ye indirilmiş. Yani havada bir karşılaşma anında (it dalaşında) eğer önde ve hedefte bir X-31 varsa; arkadaki (F-22 bile olsa) pilot X-31’in dikiz aynasında alay edercesine bir yüz görür. Elini kırmızı düğmeye atamadan aynı yüz kendi yan aynasında görür. Biraz mizahî bir yaklaşım oldu ama gerçekler bazen mizahta daha çarpıcı hale geliyor.

Üstünlükler sadece bunlar değil elbet. Amerika’nın 8 yıl sakladığı radar kaçkını bir uçağı var. Artık deşifre oldu ama olana kadar ne canlar yaktı kim bilir. Deşifre oldu da işi bitti mi? Hayır, Irak saldırısında aktif olarak kullanıldı. Radarlar tarafından tespit edilememesi ve aynı zamanda ses izolasyonunun da olması onu oldukça tehlikeli kılıyor. Siz savunma yaparken bir şey sessizce geliyor. Onun sesini ancak, işini bitirip geri dönerken duyabiliyorsunuz. Elbette ki, bombardımandan sonra sağ kaldıysanız.

Isıya güdümlü füzelere muhatap olmamak için geliştirilen yenilikler de ayrı bir üstünlük. Ses hızına çıkmak için ekstra ard ateşleme sistemi kullanılıyor. Uçağa daha fazla güç sağlayan bu sistem arkada çok fazla ısı bırakıyor. Bu da ısıya güdümlü füzelere, gel beni bul ve vur deme. Yeni nesil avcı savaş uçaklarında bu sistem terk edilmiş. Yerine konulan sistem arkada yüksek ısı bırakmıyor ve ses hızında daha uzun süre uçabilmeyi sağlıyor.

İlerde insansız uçan savaş uçaklarının olacağı söyleniyor. Hattâ en son avcı savaş uçağı pilotu belki de az önce doğdu deniyor. Radarların tespit edemediği hayalet savaş uçaklarının sekiz yıl dünyadan gizlendiği şimdilerde rahatlıkla söyleniyorsa, insansız uçabilen, programlanan görevleri yapabilen hattâ uzaktan kumanda edilebilen uçakların olmadığına kim inanır.

Türkiye’de efsane Hacı Murat’lar iki milyar lira ediyor. Halil’im halen çökertmede, bir türlü çıkamadı. Allah’a emanet olun.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Fransız Kaldık... - Sayı 46
İKİZ KULELER’den çı... - Sayı 44
Teknoloji Başımızdaki İca... - Sayı 38
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Emanet gazete isteyen, “bakabilir miyim?” diyor; “okuyabilir miyim” değil… Demek okunması gereken gazeteler, bakılır duruma düşmüş; yani albüm olmuş… Hem de (görmeyen gözlere yazıklar olsun) “fuhş albümü”…
Ortada bir basın olmadığına göre, neyin krizinden söz ediyorlar?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592620
 Bugün : 3161
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631028
 Bugün : 674
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim