Fransız Kaldık Hasan Batmaz Sayı:
46 - Ekim / Aralık 2005
"Kişiler tembel değildir. Sadece, kendilerine esin kaynağı oluşturacak kadar, güçlü amaçları yoktur.
Anthony Robbins
Fransa'da olanlara Amerikan Time dergisinin farklı bir bakış açısı var. Dergi, Fransa'daki isyan neden Almanya'da çıkmıyor? Sorusuna şu cevabı vermiş: Almanya'daki Türkler istihdam meydana getiriyor, gençler isyanı değil hayatını iyileştirmeyi düşünüyor.
Avrupa'daki göçmen politikaları sorgulanıyor, Almanya'nın bu konuda göreceli bir başarısı olduğu kabul ediliyor ve başarının en büyük sebebinin Almanya'dan değil çoğunluğu meydana getiren Türkler'den kaynaklandığını söylüyor.
"Alamancılarımız" vakti gelince Türkiye'ye dönmenin özlemiyle yaşadılar hep. Çalıştılar, kazandılar, biriktirdiler, evler, işyerleri, araziler aldılar memleketlerinden. Birikimlerini değerlendirecek yerler aradılar. Çocuklarımız bizim çektiklerimizi çekmesin, gurbet ellerde kalmasın dediler. Özlemle, sevinç gözyaşlarıyla kesin dönüşler yaptılar. Derin derin düşündüler ve değiştiler, değiştirdiler...
Bir zamanlar Bulgaristan… Can havliyle Türkiye'ye sığınanlar… Yeni Bulgaristan'a dönmek için geldikleri gibi gittiler.
Batı Trakya, Makedonya… En büyük özlemleri Türkiye'de bulunmak, üniversite okumak, iyi Türkçe öğrenmek olan Türk gençleri… Geldiler, gördüler, düşündüler ve döndüler…
Bu zamana kadar adını bile duymadığımız ülke şehirlerine giderek, öğrencilik, ticaret, sanat yapan insanlarımız var. Nasıl da gönderiyor ana-babaları onları binlerce kilometrelik yerlere?
Dağların avucunda bir yerde eğleşirken, yüreği ve gözleri dolu bir insanla konuştum:
-Oğlum var yirmi beş yaşında, sanat okulu mezunu, yıllardır bir iş bulamadık, boş duran çürür diye bir okulun temizlik işlerini yapıyor asgari ücretle… Her bakışımda soracaklarımı bilir gibi devam etti: Geçen yaz evlendirdim, bir de bebesi var, beraber kalıyoruz aha şu yerde… İki yıl kaldı emekliliğime, taşı sıksa suyunu çıkarır ama işte her yer dağ taş, su çıkar mı haydi söyle…
Pek bir şey söylemedim, ben baktım o cevapladı: neslimiz tükendi, enerjimiz tükendi. Sen şu şehirde gezenlere bakma, ölü onlar, tükenmiş onlar… Yediğimiz, içtiğimiz, aldığımız nefes hep sahte… Tükendik evlât tükendik… Artık umutlarımız da sahte, onları da tüketiyoruz…
Time dergisi "Türkiye'deki Türklere" de bir el atıverse...
|