Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     8853 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Öğrencime mektup
Ziya Paşa Akyürek

  Sayı: 68 - Nisan / Haziran 2011

Bir has odadan sevgimi sunduğum Sevgili Öğrencim,

Penceresi kadar düşermiş bir eve ayın ışığı. Zamanın önünde yıkılmayan can seti sevgi imiş yalnızca.

Bilir misin ayaz gecelerde beni ısıtanın ne olduğunu? Ya özlemim, haberdar mısın bilmem? İsmini sayıkladığındır sana sabahı bekleten değil mi?

Senin adına attığım adımların hiç birinden pişman olmadım. Sana dair ne varsa yapmaya çalıştığım veya yaptığım bende bir tohum gibiydi; bugün atılan, yarın olarak yeşerecek tohumlar… Tohum ekmek ne demek bilir misin?

Evvelâ mevsimlerden iyi anlayacaksın. Yazı ayırt edeceksin kıştan, ilkbaharı karıştırmayacaksın sonbaharla. Tohumların toprağa düşme zamanı, güneşle toprağın arasının en iyi olduğu zamandır.  Tohum sıcaklık ister, zaman ister can olması için. Her çınarın bir tohumu toprağa salarken unutmadığı, kendisinin de bir zamanlar bir tohum olduğudur. Bunu bilen çınarların gölgesinde yetişir en güzel fidanlar. İşte senin için ne kadar ince bir yoldan geçtiğimi ve tüm mevsimleri içimde nasıl beklettiğimi anlıyor musun?

Bir bahçıvanı, toprağı, mevsimleri en güzel anlatan fidandır sevgili öğrencim. Senin yüzündeki aydınlık bizi anlatacak yarınlara, gözlerindeki ışık söyleyecek bu milletin hayallerini ve değerlerini, attığın adımlardaki emin oluşun haykıracak tarihimizin enginliğini. Sen çok şeysin bizim için.

Yağmurların toprağına düştüğü anı, filiz verecek olan dalların kutlayacak ilkin. Her dalında ayrı neşve olacak. Her biri apayrı salınacak. Yağmurların damlasını zayi etmemek için uzatacaksın tüm varlığınla dallarını, gövdenden zerre kopmayarak. Her dalına düşen ayrı damlalar olacak ve her dalın aslından uzaklaşmadığın sürece uzandıkça uzanacak uzanması gereken yerlere. Seni besleyen toprağın değerlerin, gövden ise öğretmenindir; unutmayacaksın.

Ne kadar demek isterdim sana olan sevgimi her zaman her an… Benim her an senin yanında olmam mümkün değil;  ama sen, sana öğretilende göreceksin benim sana olan sevgimi. Uykusuz gecelerimi, dildeki hecelerimi… Odamdaki masamda yazılı kâğıdı okuyacaksın, zifir gecelerde sabah özlemiyle derdini nazma döken adamın halini.

Uykular unuturmuş bazı gözleri

Dillerinde türküsü karasevdalılar varmış

Öylesine severlermiş ki sevdiklerini

Sadece yaşatmak için yaşarlarmış

Bu mısralarda sevgimi, özlemimi, beklentimi, hayatımı hayatın kılmakla neler demeye çalıştığımı sen anlamışsındır zaten. Şiirlerle dost oldum sevdamı söyleye söyleye. Hâl meclisidir okulumuz bilirsin. Her lahza ayrı bir fasıldır. Nedeni karşılıksız sevgilerin çağladığı bir pınar olmasındandır. Hani hep derdin: “Hocam sizi çok seviyorum.” Ben de sana, “Ben de.” derdim. Şimdi sadece sevmiyorum; hem seviyor hem de okuldan çıkar çıkmaz özlüyorum.

Sizde bir gün yemek yeme fırsatım olmuştu. Hani az önce dedim ya; bizi sen anlatacaksın halinle diye. İşte o gün kalinle yani sözünle anlatmıştın sevgimizi. Demiştin ki ben sofraya oturunca: “İşte bugün ailecek bir yemek yiyelim.” Beni de aileden birisi olarak saymıştın. İşte yarım kalan sözüm kafiyesini bulmuş oldu. Bir fidanda bir çınarı görmek ne demek bilir misin? Benim tarif edemediğim mutluluğu sen nasıl anlayacaksın ki?

Sevgili öğrencim, kimsenin yakasında gözyaşı olamayan bu öğretmenin hayatta dimdik durur her zaman. Onun duruşu sizin varlığınıza bağlıdır. Eserlerini gören alkış ister elbet. Benim alkışım sizin yüzünüzdeki sonsuz gülücüklerdir. Tebessümünüze zemheri ayazı değmezse işte o zaman benim gönlümü serinleten poyrazlar esmeye başlayacaktır.

Bir gün anne ya da baba olursan hissettiklerini binlerle çarp ve demek istediğimi az buçuk anlamaya çalış. Yaşatmak için yaşamak yolunda adım attığın ilk gün yürek terlemesi neymiş öğreneceksin. İşte o an ufuklara doğru bakarsan kısık gözlerle ve bir güneşi gurubunda yakalarsan, bir nazlı tebessüm çak kaderden yana. Yüzündeki al olmuş ışıklar bir öğretmenin rüyasıdır, hülyasıdır.

Ey canımdan aziz bildiğim cennetim,

Durulduğu zamanları olur insanın, yorulduğu zamanları olduğu gibi. Ama ömür götüren kırıldığı zamanlarıdır. Mendilinde yaşlarını, gecelerde düşlerini sakladıklarından vefa beklersin. Onların bir hatırlamaları dünyalara bedeldir. Mendili ıslak kalmış hocanı unutmaman dileğiyle… Bu arada sana şiirin devamını da yazayım:

Herkese hep güzeli sunmak adına

Mehlika sultanın köyüne gitmişler

Yaşatmak demişler hayatın adına

Dağılmışlar her yana ve yemin etmişler

Hüzün denizinin dibinde yatan sevgiyi

Çıkarmak için her gün dalacaklarmış

Vurgun dahi yeseler bu yolda yine

Bir ömür ant içip kalacaklarmış…

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : gökhan     22.01.2014
Yorum : çok harika, samimi ve içten. anlatım çok güzel ve edebi olmuş. sözcükler yüreğin izdüşümleri gibi. Emeğinize ve yüreğinize sağlık. :)




Ekleyen : yahya    08.05.2011
Yorum : Abim ve Hocam Senin Hissiyatını daim anlayıp yaşatma duasıyla dilinize sağlık Abim





 
Darfur'da ne var ne yok..... - Sayı 75
Darbe'ye... - Sayı 74
Bir Adam Arıyorum... - Sayı 68
Öğrencime mektup... - Sayı 68
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Devekuşunun kafasını kuma gömmesi misali kafasını toprağa gömen Avrupa bilmez mi ki, nefesi kesilince kafasını (soktuğu yerden) çıkarmak zorunda kalacak ve pişman olacaktır(pişmanlık duyacaktır).
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15276779
 Bugün : 6866
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647441
 Bugün : 878
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim