Vecd Kürsü Vecd Sayı:
72 - Nisan / Haziran 2012
(İman ve İslâm Atlası’ndan alınmaktadır.)
(Bu bölümün sonu)
Dünyada hiçbir akıl, İmam-ı Gazali'nin şu idrak inceliğine ulaşamaz:
-Size bir kâhin, filân gün falan renkteki elbiseni giyersen ölürsün, dese, siz bu lâfa inanmaz, fakat o gün o elbiseyi de giymezsiniz. Buna karşılık bir peygamber günde şu kadar rekât namaz kılın dediği zaman ona inanıyor, sonra da “niçin?” diye soruyorsunuz!
Hiçbir şey için değil, Allah böyle emrettiği için… Şeriat, mutlak ve ulvî sebeplere bağlı bütün bir esrar âleminin dış ölçülerinden ibarettir; onu böyle bil ve ona böyle bağlan!
Akıl, o “ufacık fıçıcık, içi dolu turşucuk” maskarasının, inanmadığı şeye ayırdığı “belki” payı ile, inandığına da tahsis buyurduğu “ama niçin, ne sebeple” istifhamı arasındaki uçurumu gör!
Allahım, nasıl da insanlardan kendi korkunç tezatlarını gizliyor ve tüneksiz kuşlar gibi bir duman halkasıyla bir su kıvrımı arasında onları, o teselliden bu teselliye gezdiriyorsun!.. Ey kudret sahibim!..
ŞÜPHE
Her şeyden şüphe ediyorduk; her şeyden…
Gördüğümüz eşyadan, duyduğumuz sesten, aldığımız kokudan, tuttuğumuz maddeden, her şeyden… Hattâ şüphe eden akıldan!.. O kadar ki, nihayet şüphesizi bulduk… Ey şüphe eden ahmak, şüpheyi bilseydin imanı anlardın!..
*
Eğer şüphe çölünü aşacak kadar kuvvetli olduğunuza inansaydım, size, Allah'ı bulmanız için şüphe edin derdim.
*
Allah, varlığını ispat yolunda hiçbir delil gayretine düşülmediği vakit büsbütün belirir.
*
Şüphenin de Hâlikinden şüphe etmek, delilin de Hâlikini delile bağlamaya kalkışmak?.. Olur iş mi?..
İSPAT
Sadece ölçü, kıvam ve ahenkten ibaret olan İslâm dininin büyüklüğüne bakın ki, hakkı iltizamda bile inadı çirkin buluyor… İmanın tam olduğu yerde ispat yoktur.
*
Kâinatta maddî ve manevî tek hâdise ve fiil tanımıyorum ki, Allah'tan haber veren büyük telgraf şebekesine bağlı olmasın… Bütün istikametler Allah'ın, nereye sapsan ona dönmüş olursun…
*
İnanmayan için korku:
–Ya varsa?..
Şüphesidir.
İnanan için şüpheye yer olsaydı, felâketli korku:
Ya yoksa?
Suali olurdu.
*
Allahsız adamın fikrine, Allahsız cemiyetin mefkûresine, Allahsız idarenin başarısına ve Allahsız ordunun silâhına inanmıyorum!..
KAHRAMAN
Her filozof gibi hakikati boşlukta arayan, fakat onun yakıcılığı karşısında kavrulan bir filozof:
-Haydi diyelim ki, ben dilediğimi istemekte serbestim; ama dilediğimi dilemekte acaba serbest miyim?
Kalplerimizin, Allah'ın iki parmağı arasında olduğunu ve onları istediği yere çevirdiğini bildiren Allah'a ve onun kader sırrına yaklaşıp da yine nasipsiz kalmanın misali…
*
Âlemde her fikrin, her görünüşün, her buluşun bir yanlışı var… Yanlışı olmayan yalnız iki kelime: Allah ve Resulü…
Allah bilinmez, düşünülür, bulunmaz aranır. Ancak Kâinatın Efendisi vasıtasıyla bilenler, düşünenler ve bulanlardır ki, “zalüm” ve “cehûl” insanı, yüklendiği emanete müstehak kılmışlardır. Kahraman onlar ve kahramanlık bu işte…
KELİME
Bu âlemde söylemeye değer tek kelime var: Allah… Allah ve onun cezp ettiği başka kelimeler… Gerisini işaretle anlatmak mümkün olsaydı daha iyi olurdu.
HİÇ
Bize 10 dakika sonra öleceğimizi söyleseler ne yaparız?..
Dünya ile en küçük alâkamız kalabilir mi?.. Susuzluktan dilimiz kurumuş olsa böyle bir ihtiyacı düşünebilir miyiz?... Dünya o anda bütün nimetleriyle başımıza yağsa dönüp bakabilir miyiz?..
Peki; 10 dakika yerine 10 veya 1000 yıl olmuş, farkı ne?.. Hiç'in milyon veya milyara darbı, hiç'i büyütmekten başka neye yarar?..
BİLMECE
Her birinin kolunda elli kiloluk ağırlık kaldıracak kuvvet bulunan 50 milyon insan… 3 milyarlık bir güce yakın tâkat…
Bu kuvvet üst üste binemedikçe ve 50 milyona bölünmüş olarak ayrı ayrı fertlerde kaldıkça bileşik 100 kişi 5 bin kilosuyla 3 milyara hâkim değil midir?
İşte halimiz ve işte uykusuz insanın, uyku kaçıran bilmecesi…
HÂL
Ah!.. Dağ başında bir kulübe… Bir de keçi…
Sütüyle yaşıyorum. Ona baktığım kadar süt alıyor ve aldığım sütün kuvvetiyle ona bakıyorum. Ve bu “devr-i dâim” makinesi, böylece son nefesime kadar işliyor. Ve ben, dünyada başka insan, hayat, hâdise var mı bilmiyorum, yalnız dilimde: “Allah!”…
Allah'ım; sen beni dağa çıkmadan bu hale getir..
VECD
Allah de ve sus! Başka hiçbir şey söylemeye değmez… Vecd hali budur ve aşk onun sürükleyicisi… Kendini bilmek, kendini unutmakta… Unuttuğunu bile bilmemekte…
*
Aşk atom bombası… Atom bombasıyla çukur açmak dururken iğneyle kuyu kazılır mı? Bomba aşk ve akıl iğne.
*
Olan yalnız Allah… Ölçü yalnız O'nun getirdikleri…
*
Evet “yok” da Allah'ın mahlûku… Bunu bilselerdi, bugün “var”ların onunla var olduğunu ve Yaradan'dan başka “var” olmadığını anlarlardı.
Gece bile güneş olmayınca olan bir şey değil, ayrıca yaratılmış olması gereken bir oluş… Yalnız O var ve bu iş bu kadar…
*
Aklı kopuncaya kadar geremedikçe, bunu yapamadıkça, ya taklitçi mümin, yahut sersem kâfir olmaya mecbursun!
*
Aşk, aşk… Aşk selâhiyettir, aşk mülkiyettir, aşk hâkimiyettir. Onun içindir ki, gerçek aşık ne cehennem korkusuyla titrer, ne cennet iştiyakıyla yırtınır. O yalnız Allah likasına (yüsüne) ve rızasına bakar.
|