Bedir'de kuyular şahit Ahmet Çelebi Sayı:
78 - Ekim / Aralık 2013
Aşk diye rüzgârlar eserdi bir zaman önce.
Değişmiş mi iklimler kararmış sabah.
Duysa ya, hadi duysa ya öldü mü gezenler.
Ufolar mı bastı gölgedeki karıncayı.
Bedirde kuyular şahit, hilale vurgunluğumuza.
Şahit, menbaından kan fışkıran sarhoşluğumuz.
Şahit, döktüğümüz ve yere serdiğimiz kılıç parçaları.
Meydanlar tanır ayak seslerini korkularımızın.
Korkularımız ki ölmekten değildir.
Öldürmektendir, öfkemize yenik düştüğümüz zaman.
Ömer olmaktır caddede şeytanlara karşı.
Gece yarılarında yaşlı kadından utanmaktır.
Korkularımız, bizim korkularımız.
Tanır meydanlar korkularımızı.
Sizin korkunuza benzemez.
Gökdelenlerde başımız döner.
Düşersek diye korkarız, intihar olursa diye.
Gölgesi kaybolur korkularımızın, onun gölgesinde.
Rengimiz aynı olur tenimiz aynı olur, onun gözlerinde
Dilimiz bile benzer okyanus dalgalarına.
Fırtınamız aynı olur, onunla aynı iklimde.
Sabahımız aynı olur iklim kış olsa bile.
Yazımızı aynı yaşarız kuzeyli yada güneyli.
Aynamız rengimizi nur kılar, zenci yada avrupalı.
Kilitli kapılar utanır sesimizin hayasından.
Çatlar ortasından yolumuzda duran taş.
İblis bile hayran hayran, bakar meydanlarda.
Ruhunu satanları anlamaz; ne tarih ne şuur
Yiğitler ki, dünden satmışlar ten denen hastayı.
Yiğitler ki, içlerinde hasretin ateşi cehenneme eştir.
Bedirde kuyular, Uhut'ta okçular tepesi şahit.
Konstantin'de kalyonlar şahit meleklere.
Fatihler, Yavuzlar şahit Sina Çölü şahit.
Vav ve Kef şahit Elif olan bu kutsal aşka.
Gitmeyen fil, uçan ebabil, Mekke'de Kâbe.
Nemrut, Firavun ve İbrahim'e acıyan ateş.
Kuyularda kardeş bekleyen Yusuf.
Şahit geceler, teheccütler şahit, Yasin ve Amme.
Elif Lâm Mim, şahit oldular bu kutsal aşka.
Yere düşmeyen kan damlası şahit.
Bedirde kuyular seni bekliyor
Ay ve Güneş şahit.
|