Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     7100 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.

Hile-i ?er'iyye
Necip Fazıl Kısakürek

  Sayı: 52 - Nisan / Haziran 2006

(Bu bölümdeki imzasız yazılar, İman ve İslâm Atlası'ndan alınmaktadır.)
(Muamele bölümünden devam ediyoruz)


“Hile-i Şer’iyye” tabirini icat eden yobaz kafasına lânet…


Şeraite karşı hile ne demektir? Kerhen kabul ettiği İlâhi emirlere karşı kaçamak noktalarını aramak ve bu suretle inanmış göründüğü işlerde samimi olmadığını ilân edercesine Allah’ı aldatmaya kalkışmak değil de nedir?
Şeriat kâmil müessisedir; “kâmil” eksiklik ve fazlalık kabul etmez mânâsınadır ve “Hile-i Şer’iyye” tabiri dine en büyük hakarettir.


İslâm’da “Hile-i Şer’iyye” yok, sadece, yine Allah’ın lûtfu halinde rahmet yolları vardır.


İlâhî şan, affa kadar kapıları açık tuttuğuna göre, sonunu idrak ve affını istemekten gayrı vazife ve kurtuluş nasibi olmayan insanın, kendisini mutlak kudrete karşı müdafaaya kalkışması şeklinde tefsir edilmeye lâyık, şeraiti kandırmaya yeltenmek fiili, hangi ihlâs, vicdan ve hakikat duygusiyle barıştırılabilir?..


Günahı, günah bilmek, ondan kaçınılamasa bile ıstırabını çekmek ve affa kucak açmak yerine “Hile-i Şer’iyye” yoluna sapmada, din emirlerini topyekûn sır ve hikmetlerinden sıyırıcı ve işi dama oyunu maddeciliğine dökücü bir mânâ… Ne fikrin, ne ahlâkın kabul edebileceği bu mânâ etrafında, aşk ve ihlâs devrimizden sonra gelen kaba softa ve ham yobaz çığırında ne cinayetler işlendiği saymakla bitmez.


Bir tanesini “Zekât” bahsinde gösterdiğimiz “Hile-i Şer’iyye” esnafının habîs marifetlerinden biri de, Şiiler’deki “nikâh-ı Müt’a” işi… Nikâhı 1 geceliğine, 10 günlüğüne, 1 aylığına, şu veya bu zaman ölçüsüne göre kıymak… Böyle bir nikâh boşama kararını peşinen vermiş olmak noktasından hakiki nikâhı temsil edemez; ve zinayı, ne yaptığını bilerek, utanarak ve üzülerek işleyenin suçundan daha ağır basar. Her biriyle ömür boyu beraberlik nisbetiyle evlenip gün başına kadın değiştiren bir adamın nikâhı sağlamdır da “Nikâh-ı Müt’a” evlisininki çürük… Her iş niyete göredir ve Allah’tan gizlenebilecek bir niyet muhaldir… Öyleyse en büyük günah, günahı sevaplaştırmaya yeltenmenin ve bu işe “Hile-i Şer’iyye” adını koymanın vebali… Bilinerek ve doğrulanarak işlenen günahtır ki, affa mazhardır; böylelerinki değil…

YEMİN


Allah’ın ismini şahit göstererek ve Hak huzurunda teahhüt altına girerek doğruyu dile getirme, yahut öz nefsine karşı herhangi bir ahde girişme teminatı, yemin…


Yalanın ne büyük günah olduğunu bilenler, üstelik yalan yere yeminin ne olduğunu kestirirler. Her yerde ve her zaman doğruyu söylemeye memur olduğumuz halde, mecbur olmadıkça doğruya bile yemin etmekten yasaklanmış bulunuyoruz. Düşünün, yemin ne ağır yük…


Ağzı yemin fıçısı haline getirmiş insanlardan ürkmek lâzım…


Yemin, edenin değil, ettirenin niyeti üzerinedir. Fatih Sultan Mehmed’e sadakat yemini eden Karamanoğlu’nun, kalbi üstüne gizlice bir güvercin yerleştirip “bu can burada kaldıkça sana sadakat göstereceğim…” diye yemin etmesi ve Sultan’ın yanından ayrılır ayrılmaz güvercini boğazlaması ve yeminden kurtulduğunu sanması “Hile-i Şer’iyye” faslına girer ve en büyük denaet olmakla kalır.


Namus, şeref gibi lâflar, yeminin hakikatine uzaktır. Hele “ölünü öpeyim, akşama çıkmak nasip olmasın!” tarzında kötülük davetini karşılık gösterici yeminler, ahmak ve cahil işi… Hele eşya üzerine yemin, küfre kadar yol açıcı… Yemin müeyyidesinin kötü kullanılışında en ağır suç yeminli yalan şahitlikte…


Allah’ın Kur’ân’da mahlûkları üzerine yemini, kendi yaratış şanını remzlendiren bir mecaz mahiyetinde ve kullarına örnek olmaktan ayrı keyfiyet…


Yemin, bir şeyi yapmaya, yahut yapmamaya veya doğruyu söylemeye mahsus türlü şekiller gösterir ve Allah adından başka hiçbir şey üzerine bina edilemez.

KEFFARET

Kulun kötü hareketlerine karşı cereme mahiyetinde ödeme mükellefiyeti… “Muamele” mevzuunda, her birini bahis bahis gösterdiğimiz tazmin fiillerini, başa yemin kefaretini alarak toplu şekilde çerçevelemeliyiz. Yemini bozan kişi, ya 1 fakiri 10 gün, ya 10 fakiri 1 gün doyurmakla mükelleftir. İktidarı yoksa 3 gün kesintisiz oruç tutar. Doyurma ölçüsü, miktarını oruç faslında gösterdiğimiz 1 Fıtır sadakası… Kefaretler, oruç, yemin, haccta önceden saç kestirme, zihar ve kaza neticesi adam öldürme tazminleri olarak 5 nevidir…


Haccta önceden saç kestirmenin kefareti 3 gün, adam öldürmenin de devamlı 60 gün oruç ve ayrıca diyet... Zevcesinin bir uzvunu anasına benzetmek mânâsına zihar cinayeti de aynı kasıtla oruç bozma veya kazaen adam öldürme cezalarına eşit…


DÂRÜLHARP


Müslümanlığın dışında her ülke, mümine göre “Dârülharp-savaş sahası”dır. Bu sahalarda mümin, kendi din ülkesinin şartlarına nispetle daha serbest imkânlara malik… Meselâ kendi dünyasında kökünden yasak olan bazı menfaatlenme şekilleri, o sahalarda mübah olabilir. Meselâ kumar, fiiliyle haramlığını muhafaza ederek kazanciyle mübah… Meselâ o sahalarda bir gayrimüslimden gelen faiz, haram değil… Bu durum iş şekillerine göre değişir ve her halde müslüman “Dârülharp”lerde kendi öz şiarından uzak kalamaz. Ancak savaş belirten noktalarda iman ve İslâm menfaatlerini şahsına devşirebilir. Bu meselenin gayet ince sınırları vardır; ve imanı, ahlâkı, her şeyi mazbut ve mahfuz müslüman “Dârülharp"de sahanın verdiği imkâna göre ne devşirebilirse alır. Her şeyden önce İslâm’ın şan ve şerefini her haliyle temsil ve telkin etmek ve savaşır tarzda yürütmek vazifesi, müslümanı düşmana zarar vermekte izinli kılarken, bu müsaadenin küfürden faydalanmak şeklinde istismar edilemeyeceğini bilmek icap eder. Nerede olursa olsun, bütün haramlar yerinde ve yalnız belli noktalarda bazı müsaadeler ortadadır. Bu izin, demek değildir ki, müslüman “Dârülharp”e sürmek için domuz ticareti yapar, kâfirin malını çalar, ona karşı her sahtekârlığı mübah sayar…

“Dârülharp” müsaadeleri, mümine, ancak nefsini müdafaada alacağı tedbirler derece- sindedir. Mümin “Dârülharp”de “Harp hud’adır” düsturunca hareket eder ve müsaade hadleri içinde, gerekeni ve gerekmeyeni iman vicdanına havale eder.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : tugce    13.04.2007
Yorum : gzl olmus basarılar dılerım





 
Necip Fazıl’dan çocuk hak... - Sayı 125
Doğuda buhran... - Sayı 123
Devletleşen şiilik... - Sayı 122
Kıraat kitabı... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Filistindeki çocuklar
Çocuk olmak
Zaman diriyken kıymetli
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15822762
 Bugün : 894
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 664946
 Bugün : 78
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 94
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 2
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim