Aile Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
83 - Ocak / Mart 2015
İslâm İnkılâbında aile, "zat-ül-hareke"liğini kazanıncaya kadar, yeni bastan maya tutturulacak ve her unsuruyla yeniden teşkil ve tesis edilecek bir mevzudur.
İslâm İnkılâbında aile, tıpkı bir makinenin iyi işleyip işlemediğini muayene eden bir mühendis gibi, uzaktan ve devlet gözüyle murakabe edilmesinden ibaret, "zat-ül-hareke"liğine kadar her ferdi ve her unsuruyla sımsıkı bir müdahale hedefidir.
Büyük Doğu idealinin fideliğini teşkil edecek olan aileye maya tutturuncaya kadar ona musallat olmakta devam...
Bu müdahalenin esaslarında, cemiyetin protoplazması olan muazzez aile mefhumunu korumak; babayı, anneyi, evlâdı, zevci, zevceyi ve bütün yakınlık kademelerini birbirine karsı her türlü ahlâkî emirler ve yasaklarla vazifelendirmek ve bu hususların yerine gelmesi için gereken aile ruhunu elifbesinden başlayarak fasıl fasıl tedvin etmek işi vardır.
Mukaddes gayenin eşya ve hadiseler nakşı içinde devlet dışarıdan ve aile içeriden yetiştirici olacaktır.
İslâm inkılâbında, devlet tesisi olarak, müstakil bir aile zabıtası ve mecburî aile kursları, tohumun ağacı ve ağacın yemişi elde edilinceye kadar muvakkat teşkilatın esas şubelerinden olacaktır.
Çocuğun yetiştirilme metodu üzerinde devlet, anne ve babayla el ele, nihaî salâhiyet merkezi rolünü oynayacak; anneyle babayı, âdetâ mesul memurları gibi kullanacaktır.
Teferruata girmeden sadece umumî prensiplerini çerçevelediğimiz bu noktalar, âdetâ aileye istiklâl ve manevî tasarruf hakkı bırakmaz bir cendere mahiyetinde görünebilirse de, bütün cemiyet ve milletin ana çekirdeği olan ve her kötülük onun bozulmasından doğan aile mayasının kurtulabilmesi ve artık her şeyi kurtarıp koruyabilmesi için başka hiçbir çare yoktur.
İzdivaç müessesesi, en genç yaslarda âdetâ mecburiyet belirtecek şekilde devlet tarafından himaye edilecektir.
İslâm inkılâbında, mektep vesair telkin ve terbiye vasıtalarından her biri, rnefkürevî nizamına göre ayarlanacak ve yine cemiyette aileyi zaafa uğratan her faaliyet mutlak olarak kökünden kazınacaktır.
Cemiyetle aile arasında karşılıklı öyle bir ahenk doğacaktır ki, ferdin vazife ve iş zeminini yalnız cemiyet, zevk ve saadet bucağını da yalnız aile yuvası temsil edecektir. Bütün aileler için müşterek ve meşru zevk ve saadet müesseseleri cemiyeti taşıracak derecede bol olacaktır. Fakat buna mukabil cemiyetin, fertleri aile kadrosu dışına cezbeden ve aileyi örseleyen her nevî fuhuş ve hafiflik müesseseleri kezzapla ve tâ köklerinden kurutulacaktır.
İslâm İnkılabının, mimarîsini yerine getireceği cemiyette, aileye müteveccih suikastçı ve zıt vücutlardan, umumhane, meyhane, kumarhane, balo, bar ve hattâ kahvehaneye bile yer yoktur. Buna karşılık o türlü ve tamamıyle ulvî müşterek zevk ve şevk müesseseleri vardır ki, cihanın nazarında örnek buluşlar ifade edecektir.
Netice itibariyle, her ferdi devlet tarafından, maddî ve manevî devlet tezgâhlarında yetiştirilecek olan bir cemiyette, aile ocağı büyük ye resmî devlet içinde küçük ve hususî birer devlet rüşeymi halinde, yumurtayla tavuk gibi her biri öbüründen doğma ve her biri her haliyle öbürünü besleyici ve koruyucu bir mânâ belirtecek; bu mânânın bütün gerekli iç ve tedbir unsurlarına ve lâzimelerine malik olacak; ve bu mânâ çerçevesi içinde nihaî masuniyet ve muhafaza müeyyideleriyle tahkim edilmiş bulunacaktır.
|