Tanrılarla insan Ahmet Çelebi Sayı:
89 - Temmuz / Eylül 2016
Kul olmuş insanlar tanıdık kendi gölgesine
Zifiri karanlığın hikâyesinden zehir içmiş
Yangınlarda uçan pervaneye uymuşluğun
Ve korkusuzluğun ve ahmaklığın…
Tanrı olmuşları gördük, dil uzatmışları,
Boy uzatmışları semaya, semaya
Venüs’ün kullarını mitolojik deryalarda,
Ölenlerden ölümsüz kullar doğuşunu
Ve ölümlü tanrıları,
Öldürürken kul, kul
Kubbesi yarılır tanrılar çağının
Ve yankı, yankı o ses; TEK VE EBED
Nisan sabahlarından ışık tutar ve
Haykırır kullar çağının yetim çocuğu
Tanrılar çağına, ölümsüz kulluğu…
2
Ey kullar çağına geç kalmayan genç!
Henüz yolun başındasın, biraz iğrenç
Biraz ağzı bozuk, kuralcılar bozarak yasaları
Kulsuz tanrıları öldürüp, tanrısız kullar diriltecekler
Zor olacak kurallar kolayken sana…
Irmakların akacak cennetin ortasından
Meğer ateş yüklenmiş afroditin kızları
Meğer rüyalardan tecavüze uğramış hayatın
Doğumundan korktuğun merhamet
Ölümünden korktuğun aşka karşı
Sana seçmek düştü kutsalını
Ve yaşatmak
Genç adam,
Kulları öldürüp kanlarından tanrılar
Dikildi, asra meydan okuyan şeytan dağına
Zeus da öldü tarihin-kutsal ruh- meydanında
Meryem’i anlatacaklar utanacaksın,
Kul olduğundan
Çanlar çalacak dalgalı denizlerinde
Kaptanları da tanrı yapacaklar Kızıldeniz yarığında
Boğulmuşların tanrılar, doğanların
Tanrılar olduğunu anla genç adam.
Ölen tanrıları, öldüren kullar doğduğunda
Güvercinler indirir müjde baharlarını,
Asrın dimağına resim çizer örümcek
Geç kalmadan gel kullar çağına
Yıkarak tanrılar dünyasını…
|