Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2549 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Durun kalabalıklar
Kadir Bayrak

  Sayı: 92 -

Ali Erdal Hocamızla çocuk denecek yaşta, ortaokul sıralarındayken tanıştık. Ancak dâvâsına aşinalığımız üniversite yıllarına denk gelir.

Hayata dâvâsının penceresinden bakan, fikreden, eser kaleme alan, dâvâsı için yazan, dâvâsı için susan, emsallerinden farklı bir insandı muhatabımız…

“Dâvâ ve dâvâsına sahip çıkan adam, öyle hâkim bir renk, öyle hâkim bir ses, öyle hâkim bir koku ki onu ve dâvâsını bir kez, bir anlığına görmek, duymak, hissetmek bile hayatınızın bir an’ında sizi kendisine çekmeye ve iç muhasebesi yaptırmaya yetiyor... Aslında dâvâ adamının şahsında kader, sizi hesaba çekiyor. Onu bilene, duyana, görene kadar ne yaptığınız ve yapmadığınız sizin meseleniz ama mademki artık onu bildiniz, gördünüz, duydunuz bundan sonraki hayatınızı yeniden ona göre şekillendirmek mecburiyetindesiniz. Görüşlerini kabul et veya etme ama kabul ederken de itiraz ederken de dâvâ adamı, hayatınızın merkezine yerleşmiştir artık.” (Kardelen, 80. Sayı, Sohbet)

Beşinci ve son eseri “Durun Kalabalıklar” yayınlandı. Ömrünü vakfettiği Büyük Doğu dâvâsına yakışan bir kitap çıktı ortaya.

“Necip Fazıl hakkında bir eser kaleme almak…

İçimden bir ses, uzun zamandır, bir saniye bile durma, diyor… Diğer ses: Haddini bil, yazılanları okumak neyine yetmiyor?.. Bu baş döndürücü tahterevalliyi, bir kararla durdurmalıyım…”

Eser, kaleme alınmasaydı inandığı değerler bütünü sebebiyle bir şeyler eksik kalacaktı. Emir kipiyle söylenmiş “Kitap yazın, kitap!” hitabına kendini muhatap kabul etmenin tabii neticesi olarak Durun Kalabalıklar’ın yazılması gerekiyordu.

“Onun hakkında kitap yazmakta tereddüt edenler, “damla ummanı anlatamaz” diyor. Evet, ama bir kanaat sahibi olunur, bir hükme varılır. Bunu söylersiniz! Siz anlamamış ve anlatamamış olsanız bile, onun ve eserlerinin anlaşılması için yeni bir bakış açısına, yeni bir usule vesile olmuş, yeni bir ufuk açmış olabilirsiniz. Çorbada tuzunuz olur ve bir hayra vesile olabilirsiniz.”

Rahmetli Üstad’ı merkeze aldı eserinde, Üstad’a ilişkin fikirlerini, hatıralarını paylaştı bizimle.

“Bir gün, bu memlekette, her şeyi yeniden nizamlamak mecburiyeti anlaşılacak ve o gün, -ademe mahkûmiyetin tam tersi olarak- onu hakikatiyle anlamak şart olacak.”

Eserinin giriş kısmına aldığı bu iddialı cümle; Üstad’dan bahsetmenin, ondan bir iki mısra okumanın “moda” olduğu ve onun izinden gittiklerini söyleyenlerin hayli çoğaldığı günümüzde ne ifade eder, onu okuyucu takdir edecektir ama sahibinin, bu cümlenin içinde barındırdığı mânâya şiddetle inandığına, dâvâsına muttali olduğum 1994 yılından beri tam 23 yıldır şahidim. Ve öyle zannediyorum ki o buna, eserinde anlattığı şekilde, Büyük Doğu’yu bulduğu anda inanmıştı:

“… Bir gün, benim için yeni olan bir dergi gösterdi:

–Bunu da alır mısın?

Dosya kâğıdı ebadında bir dergi… Kapakta iki arslan resmi… Alttaki uyuyor. Üstte, cami önündeki gayet heybetli!.. Yeleleri kabarmış, gözlerinden şimşekler çakıyor… Ve iki resmin arasında bir not: “Arslan uyanırken!”…

O an… Öyle geldi ki bana… Uyanan arslan Büyük Doğu’ydu ama bu kapağı her gören, bu kompozisyonun, kendi içindeki arslanın uyanışını temsil ettiğini de hisseder. Hiç tereddüt etmedim:

–Alırım!

Derginin adını bilmeden, kapak kompozisyonunu gördüm aldım...

Baktım, en üstte derginin adı… Sınıf arkadaşımın “çok kötü bir şeymiş” dediği dergi:

“Büyük Doğu… Necip Fazıl Kısakürek… Yirmibirinci yıl, 30 Eylül 1964. Sayı: 1”

“Birincilik şartlarıyla doğruluş ve doğuş.”

Benim için de öyle... (…)”

Bir insan sevdiğini nasıl anlatsın? Hele sevilen Üstad ise… Onun koyduğu ölçülere riayet ederek, sınırları aşmadan, gerçekleri de sınırlara feda etmeden… Zor iş… Durun Kalabalıklar’da bu zor işin de üstesinden gelinmiş. Üstad’ın edebiyatımızdaki, fikir dünyamızdaki, hayatımızdaki yeri matematik bir gerçeklikle tespit edilmiş, delillendirilmiş.

Şiirin, insan olmanın alâmet-i farikası; şairin de düşünen adamlar orkestrasının şefi olarak tarif edildiği bölümü takip eden “Büyük şair kriterleri” kimsenin itiraz edemeyeceği ölçüleri ortaya koyuyor. Büyük şair kriterlerinin tek tek ele alındığı ve Yunus Emre ile Üstad arasındaki benzerliklerin öne çıkarıldığı bölümler ise hayli dikkat çekici…

“Allah Türk milletini seviyor ki, “hanesinin” yıkılacağı iki buhranlı dönemde, dertlerine derman olacak iki şair ihsan etti. İki yâr… İkisi de milletlerini ruh kökünde tutan, ruh köküne yapıştıran, ruh köküyle kaynaştıran ruh ikizleri…” 

Kitabın “Takdim” bölümünde Muzaffer Doğan Ağabeyimizin çok doğru bir tespitle, Üstad’ın “sadece lafına değil çilesine de dost” olduğuna şahitlik ettiği Hocamız, son eseriyle sadece Necip Fazıl hakkında bir eser kaleme almadı, eseriyle esaslı bir şeye de imza attı: Yarının gündemini teşkil edecek Büyük Doğu davasında kendi yerini de enlem ve boylam verircesine tayin etti, gösterdi…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
İranın neye ihtiyacı var?
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14509412
 Bugün : 346
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 629099
 Bugün : 10
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 168
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim