Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1170 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Sonsuz Sır
Bayraktar

  Sayı: 38 -

Miraç Gecesi… Burak üstünde mesafeler kateden Allah Resûlü’nü. “Sidre-tül Münteha’ya; aklın münteha, nihayet noktasına getiren en büyük melek, bu noktada bir adım daha ileri gitmeyi mümkün kılmayacak bir haşyet edâsıyla durur ve der ki:

- Ben buradan ileriye gidemem!.. Bir adım daha atarsam kanatlarım yanar!

Allah Resûlü sorar:

- Ya nasıl gidilir, buradan ileriye?

- Aşkla…

Ve O olmasaydı oluşun olmayacağı peygamber bir püskürüş gibi, nur püskürüşü gibi tecelli içinde bırakır kendisini…

Meleğe verilmeyip insana verilen “Sonsuz Sır”…

İnsan… Sevgilisinin dilinden bizzat yaratıcısının “Ben insanın en büyük sırrıyım ve insan benim en büyük sırrım” dediği muhteşem varlık. Yine onu yoktan var edenin, kelamın ulaşabileceği son nokta kitabındaki vasıflandırmasıyla “eşref-i mahlukat”…

Maddesi, bedeni değil bu yazımızın konusu ama şunu da söylemeden edemiyorum. Şifa köşemizin yazarı Doç. Dr. Mesut Başak’ın bir tespiti var insanın maddesi, bedeni üzerine. İnsan hasta olduğunda şaşırırız diyor yazarımız, oysa şaşırılması gereken sağlıklı olarak ayakta durması. Bu kadar komplike, birbirinden bu kadar farklı organların birbirleriyle bu denli uyumlu çalışmasına niye şaşırmıyoruz… Ne kadar doğru bir tespit.

Tam olarak anlamadık ya, hadi diyelim ki maddesindeki sırları, yıllar hatta yüzyıllardan beri inceleye inceleye anlar gibi olduk, peki ruhunu ne yapacağız? Ruhunun derinliklerini, sırlarını meydan yerine çıkaracak bir mikroskop veya röntgen cihazı icat edildiğini duyanınız var mı? Nedir ruh, redededir?

Üstad Necip Fazıl’ın aklı gere gere kopma noktasına getirdiği bir tespiti vardır, malum. İnsanı duyunca şimşek gibi çarpan ve olduğu yere mıhlayan: “Benim elim, benim ayağım, başım, gözüm, kalbim vs… Vücudumuzu terkip eden her şeyi benim diye sayıp tüketebileceğimize göre ya ben nerede? O kimin?”

Günümüz insanı da aynı soruların cevabını arıyor (!) olmalı. Yoksa gündeme bir anda düşüveren İsrail kaynaklı, sözde kişilik geliştirme ve ansandaki sırları açığa dökme iddiasındaki organizasyonların, önünde secde edilen ayaklarını yıkadığı su içilen Budist rahiplerin bu kadar ilgi görmesini nasıl izah edeceğiz? Güneşi ceketlerinin astarında kaybedenlerin hali.

Güneşi kaybedenler, onu yanlış yerlerde aramanın sıkıntısını çekiyorlar, bugün. Oysa sır kavramının teslimiyetle bağını idrak etmiş olsalar, olsak bütün nasıllar, niçinler sona erecek.

Miraç gecesinin ertesi günü. Peygamberlerden sonra, gelmiş ve gelecek insanların en büyüğüne, Ebubekir Hazretlerine geliyorlar ve diyorlar ki:

-Peygamberin dün gece şuralara, şuralara gittiğini söylüyor. Sen ne dersin?

-Bunu O mu söylüyor?, diyor İkinin İkincisi. “Evet” cevabını alınca, teslimiyetin kıyamete kadar sürecek muazzam ölçüsünü dillendiriyor, en büyük sahabi: O söylüyorsa, doğrudur.

 

Başka söze gerek yok, işte hayat iksiri ölçü: O söylüyorsa, doğrudur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Demokrasilerde ?ARE T?ken... - Sayı 58
KADERİN CİLVESİ... - Sayı 44
KRAL ÇIPLAK... - Sayı 40
“BENDENSİN” d... - Sayı 39
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Bayramlar da insan ilişkilerinin koparılması için bir vesile haline getirildi. Yakında bayramlar da “bayram tatili”ne çıkarsa hiç şaşmayın!...
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592307
 Bugün : 2848
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630977
 Bugün : 623
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim