15 TEMMUZ’DAN DERS ALACAK MIYIZ? Site Editörü Sayı:
93 - Temmuz / Eylül 2017
Risâletpenâh Efendimiz’e Medine’ye hicret etme izni verildiğinde yol arkadaşı olarak Hz. Ebubekir’i yanına almıştı. Ancak yolcular Efendimiz ve Hz. Ebubekir ile sınırlı değildi. Hz. Ebubekir’in azatlı kölesi Amir bin Füheyre Hazretleri ve kılavuz Abdullah bin Üreykıt da yolcular arasındaydı.
Efendimiz, mübarek canlarının söz konusu olduğu bir yolculukta Abdullah bin Üreykıt’ı yani müşrik birini kılavuz olarak seçerek ümmetine büyük bir ders vermişti. Bu ders, Kur’ân-ı Kerîm ayeti ile de sabit bir emir olan emaneti ehline vermekti. Efendimiz bu emri, hâl dili ile, âyet henüz nazil olmadan yaşayarak, ümmetine “güzel bir örnek” olmuştu. Ne de olsa O (sav) yürüyen Kur’ân’dı.
Bu burada dursun. Üzerinden bir sene geçen 15 Temmuz darbe girişimi kelimelere gelmez bir alçaklık girişimidir. O gece yaşananları daha önce birisi anlatsa herhalde ona deli gözü ile bakardık. Bayrağını taşıyan savaş uçaklarından atılan bombalarla, göğüslerinde ay yıldızı taşıyan özel harekât polislerinin şehit edileceğini söyleseler kim inanırdı? Ordusunun tankından atılan top mermileri ile köprü üzerinde onlarca vatandaşın şehit edileceğini söyleseler kim inanırdı? Ama akla gelmeyen başa geldi. Olayın yıldönümünde, o geceye dair detayları tekrar izlediğimizde ne kadar ağır bir saldırı ile karşı karşıya kaldığımızı bir kez daha net olarak görüyoruz. Bu sadece bir darbe girişimi değil, işgâl girişimiydi.
15 Temmuz darbe girişimine karşı halkın verdiği tepki gerçek bir kahramanlık örneğiydi. Allah o günlerde milleti için şehit olan vatandaşlarımızın derecâtlarını âli etsin inşallah, gazilerimize acilinden şifalar versin.
Türk Milleti’nin 15 Temmuz kahramanlığını yâd ederken, altı çizilmesi gereken çok önemli bir noktanın daha olduğunu düşünüyorum. O nokta, 15 Temmuz’a nasıl geldiğimizdir.
Medyayı takip ettiğimiz kadarı ile bu konu üzerinde yeteri kadar durulmuyor. 15 Temmuz’a geliş nedenlerimiz nelerdir? Bu nedenler halen geçerli midir, önlemleri alınmış mıdır? İlerisi için böyle bir tehlike devam etmekte midir?
Türk Milleti’ni 15 Temmuz imtihanına getiren en büyük neden şahsî kanaatime göre emanetin ehline verilmemesidir. Milletimizin dinî duygularını sömürüp, nesilleri kendi amacına göre yetiştiren malûm örgüt, devlet veya özel, her sektörde, her kurumda kendine yakın kişilerin makam sahibi olmasını sağlamış, ne yazık ki bu sahtekâr gücü kendi arkasında hissetmek isteyen siyaset de bu haksızlığa çanak tutmuştur. Sivil veya askerî devlet kurumlarında, hattâ ülkenin önde gelen özel kurumlarında kendi adamlarını ehil olmamalarına rağmen hangi makamlara getirdikleri herkesin malûmudur. Sadece sınav sorularının çalınması hadisesi başlı başına bu durumu ispat eden çok büyük bir olaydır.
Bu saatten sonra aynı imtihan ile karşılaşmak istemiyorsak emaneti ehline vermemiz gerekiyor. Emaneti, din kardeşimize, aynı tarikatta veya cematte olduğumuz arkadaşımıza, partilimize, köylümüze, dâvâ arkadaşımıza, hemşehrimize, dayımızın oğluna değil ehline verirsek böyle bir olayı tekrar yaşamayız inşallah.
|