Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2371 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hangi Türkçe?
Kadir Bayrak

  Sayı: 94 - Ekim / Aralık 2017

Oğlum Ahmet, 9 yaşında… İlkokul dördüncü sınıf öğrencisi…

Onun yaşındayken oynadığım oyunların hiçbiri ilgisini çekmiyor. Futbol dâhil… Misket, gazoz kapağı, kibrit kutusu kartonunun bizim çocukluğumuzda ne ifade ettiğinin onun için bir önemi yok. Keza pul, eski para, sakızlardan çıkan araba resimleri koleksiyonlarımın da…

Futbol da ilgisini çekmiyor dedim ya onu özellikle izah etmem gerek. Televizyonda izlediğimiz Beşiktaş maçlarında, nadiren de olsa benim heyecanıma ortak olmak adına “baba, hangisi bizim takım?” sorusuna ne kadar içerlediğimin bile farkında değil. Oturduğumuz sitenin bahçesine beraber çıktığımız bir akşamüstü, arkadaşlarıyla maç yapmaya başlamıştı. Pekiyi oynamasa bile topun peşinden koşturması hoşuma gitmişti. Gel gör ki maçın ortasında karşı takımın oyuncusuyla bir bilgisayar oyunu sohbetine dalıp maçı bırakınca artık kesin olarak kanaat getirdim; oğlumunkiyle benim çocukluğum arasında çok fark var. Kanaatimi pekiştiren başka bir hadise de Kardelen’in elinizdeki sayı konusu tespit edildikten sonra yaşandı. Şehrin diğer ucundaki havuza, yüzme kursuna götürdüğüm oğluma bir gün arkadaşı da eşlik etti. Arabanın arka koltuğunda birbirlerine neredeyse kendilerinden geçerek anlattıkları bilgisayar oyunu mevzuundan emin olun hiçbir şey anlamadım. Ön tarafta dikkat kesilerek dinledim, anlamak için gayret sarf ettim. Yok, anlamıyorum, konuşmalarında geçen yabancı terimlere o kadar uzağım ki… Anadolu Lisesi mezunu olmak sebebiyle hatırı sayılır İngilizce bilmem ve yirmi yıla yakın bilgisayar kullanma tecrübem bile cahilliğime çare olamadı.

Tek ilgi alanları -yenileri çıkana kadar- tablet, bilgisayar, cep telefonu olan, oyun deyince bu sayılanlar üzerinden sunulanları oynayan, tabiî bir netice olarak da sadece bu sayılanların getirdiği kavramlarla konuşan, Türkçesi farklı bir nesille karşı karşıyayız.

Ahmet’le benim yaşadıklarım “evlât yetiştirme” kaygısını taşıyan bütün anne babaların da ortak derdi aslında. Mevzu derin, bir o kadar da uzmanlık gerektiriyor. Çocuklarımızla aramızda, onun da ötesinde nesiller arasında her geçen gün artan bir kopukluk söz konusu. Aynı evde yaşayan, aynı yemeği yiyen, birlikte sevinip beraber üzülen hane halkı -ki bu topluluğa nineyi ve dedeyi de dâhil etmeliyiz- gönül dili dışında aynı lisanı konuşmuyor artık.

Müşahhas bir örnek verirsem meramımı daha iyi izah etmiş olacağım…

Küçük kızınız, youtube isimli internet sitesinde izlediği, ünlü bir youtuberın çektiği “nasıl slaym yapılır” isimli bir videoyu anneannesine ve dedesine anlatsa… Ninemiz ve dedemiz de teknolojiyle olan alâkalarını en son köylerinden bildikleri “lâmbalı radyo”dan sonra kesmiş olsalar ortaya nasıl bir trajikomik sahne çıkar düşünsenize… Bilgisayar ne, internet ne, youtube ne, youtuber ne, slaym ne? Sorular, sorular… Karşılarında bıcır bıcır konuşan ama kendi dünyalarından ve lisanlarından hiçbir şey söylemeyen torunlarından, nine ve dedemiz, gönül dilinden yansıyan dışında ne anlayabilir ki…

İnternet, cep telefonları aracılığıyla bir dil peydahlandı, benim anlamakta zorlandığım, babamın, dedemin hiç anlamadığı... İlkokul sıralarında kullanılan cep telefonlarına bile hâkim bir dil, bu. Bu dili kullanan çocuklar tarhana çorbası içmiyor, henüz onun ayakta içileni icat edilmedi, zira. Damak zevkleri bizimkinden farklı... Giyimi, kuşamı, eğlence anlayışı ha keza... Lâfı uzatmaya gerek yok, bugün sokağa, sosyal medyaya, cemiyete hâkim olan dil, bizim dilimiz değil. Türkçe, bu değil. Aynı dili konuşmayınca aramızdaki mesafeler uzuyor, artıyor, Allah korusun kapanmayacak hale geliyor. Ne yapacağız o zaman, bugüne kadar ne yapmalıydık, bundan sonra yapılması gerekenler ne…

İnterneti yok sayabilir miyiz şimdi? Cep telefonlarını bir gecede hayatımızdan silip atabilir miyiz? Hayır. Ama bir şeyler de yapmamız gerekiyor. Evet, gençliğe bir şeyler oluyor; kapitalist dünya, paranın, maddenin dünyası kendi fikrine göre gençliği yoğuruyor. Sen eşyaya hâkim değilsen, hâkim olan bu hakkını sonuna kadar kullanır. Kullanıyor zaten.

Eşyanın hakikatini anlamadık. “Allahım, eşyanın hakikatini bana olduğu gibi göster.” hadisinin bütün zaman ve mekâna hitap edici yönünü göremedik. Eşyaya, yani her şeye hâkim olmak için önce bu inceliği anlamak gerekirdi ya, biz onu da anlayamadık.

Televizyon, sinema, internet, cep telefonları, gazete ne kadar bizimse, gençlik de, onun kullandığı dil de o kadar bizimdir.

İşe buradan başlamak gerekiyor, bence…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Günümüzde kitaba nazaran paraya rağbeti; mide gurultusunu beyin sancısı zannederek, Tanzimat’tan bu yana, hiçbir şeyin çilesini çekmeden, her şeyi, Avrupa’dan monte eden(alan) yazarlarımıza borçluyuz.
Borcumuzu ödemesek de olur.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
İranın neye ihtiyacı var?
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14509351
 Bugün : 285
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 629096
 Bugün : 7
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 168
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim