Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2073 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Veliler ordusundan
Kadir Bayrak

  Sayı: 99 -

“Yok”tuk… Bizi, “var” etti…

Yazıyı burada, şu ilki tek, diğeri üç kelimeden ibaret iki kısa cümleyi kaleme aldıktan sonra bitirsem diye düşünmedim değil. Meramımı anlattım nasılsa, daha ne yazılır, ne yazılabilir, ne söylenebilir ki… Haydi, şimdi gücün yetiyorsa tefekkür et; yokluğu, varlığı, yaratılışı ve O’nu… İçimizden birini rehber olarak göndermese, O’na (sav) kitap indirmese, O’nun yol arkadaşları (ra) ve dostlarıyla yolumuzu aydınlatmasa nice olurdu halimiz…

Veliler Ordusundan… “Bu Eser” başlıklı giriş bölümünde, Üstad’ın, “Bu eser, dünyaya, muhtaç olduğu kâinat görüşünü, bir altın yağmuru halinde serpiştirmek ve kendini cihan ölçüsünde bir hâdise diye takdim etmek ihtiyacındadır.” cümlesiyle takdim ettiği kitabı. “Aklın patladığı ve hesabın kül olduğu sınırdan ilerideki âlemlerde meclis kuranların hikâyeleri”nin anlatıldığı eseri.

Değil mi ki O’nu tefekkür ediyoruz, bu işi gönül kahramanlarından daha iyi yapacak birini tanımıyorum. Zira biz; “Allah’tan başka her şeyde yanılıyoruz.” Onlar ise “hiçbir şeyde yanılmayan ve tekte her şeyi bulanlardır.”

İşte hikâyelerinden bir kısmı…

Zünnun… Anlatıyor: Dağlarda bir zenci gördüm. Yanında Allah denildiği zaman yüzü bembeyaz olur, sonra tekrar eski haline dönerdi. Canevinden kopunca, karayı beyaza çeviren isim…

Yolculukta genç bir adama rastladı. Gence sordu: Nerelisin, ey gurbetteki? Genç adam, dalgın gözlerini bu yabancıya çevirdi: Onunla huzuru olan, hiç gurbette olur mu?

Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık;

Anla ki, yok, Allah’tan başkasıyla yakınlık…

(Çile, 1977)

Zünnun dedi ki: Allah’ın zatını düşünmek cehil, işaretlemek şirktir. Marifette tek doğru, sadece hayret…

Ebu Süleyman (Dârânî): İki rekât namazla cennet arasında muhayyer bırakılsam, ilkinde benim, ikincisindeyse Allah’ın rızası olduğu için namazı tercih ederim.

Ebu Hâtem (Attar)… Büyük ve çok zengin bir tüccar. Bir gün kapısı çalındı. İçeriden bağırdı: Kimdir o? Cevap geldi: Bir derviş, Allah diyen bir derviş… Ebu Hâtem, hizmetçilerine bırakmadan kapıyı açtı. Perişan kılıklı bir derviş… Ebu Hâtem dışarıya çıktı, yere eğildi, yüzünü toprağa sürdü ve şaşkın şaşkın bakınan dervişin çıplak ayaklarını öptü. Sonra ayağa kalktı. Doğruldu, yüzünü mesafelere çevirdi: Başka Allah diyen var mı? Gelsin, ayağını öpeceğiz!..

Ellerime uzanan dudakları tepeyim;

Allah diyen, gel, seni ayağından öpeyim! (Çile, 1976)

İbrahim Ethem… Başlangıçta Belh sultanı… Allah’ı bulunca, sarayını, tahtını, memleketini, dostlarını her şeyi bıraktı. Diyar diyar gezdi, helâl ve güzel kazanç için dağlardan toplayıp sırtında taşıdığı çalı çırpıyı pazarlarda sattı, hamamlarda Müslümanların kirlerini yıkayacak kadar nefsini alçalttı. Bir gün yolu, İmam-ı Âzam Hazretlerine uğradı. Büyük İmam’ın etrafındaki talebeleri İbrahim Ethem’e küçümseyen, garipseyen gözlerle baktılar. İmam, bu hali gördü ve İbrahim Ethem’e seslendi: Buyurun, meclisimize şeref verin, efendimiz, büyüğümüz!.. İbrahim Ethem özür edasıyla bir selâm verip geçti. Talebeler şaşırdı, sizin gibi bir zat ona nasıl efendimiz der?  İmam-ı Âzam, sözün varabileceği en üstün cevabı verdi: Şunun için ki, o ara vermeden Allah’la, Allah’ın zatiyle meşgul, bizse işin dedikodusuyla…

Hâtem (Asam)… Biri ondan nasihat istedi ve aldı: İsyan edeceğin zaman öyle bir yerde et ki, Allah onu görmesin!..

Hasan Basrî… Tâbiinin büyüklerinden. Duası: Allah’ım bana nimet verdin, şükredemedim; belâ verdin, sabredemedim. Böyleyken, şükrüm az diye nimetimi kesmedin; sabrım az diye de belânı sürdürmedin… Allah’ım senden lütuf ve keremden gayri ne gelir?

Güzel Allah’ım, senden ne gelecekse gelsin;

Sen ki, rahmetinle de, kahrınla da güzelsin. (Çile, 1977)

Ahmet Buharî hazretleri buyuruyorlar ki: Şeriatte seninki senin, benimki benim… Tarikatte seninki senin, benimki de senin… Hakikatte ne seninki senin, ne de benimki benim… Hepsi Allah’ın!

Ve dedi ki: Şuna buna, karşı durmaktan ve lâf yetiştirmekten uzak kal! Allah’ın kulluğuna kabul ettiği her ferdi sen de kardeşliğe kabul et!

Eklense de başıma dünyada kaç baş varsa

Başım, onların hepsi için secdeye varsa... (Çile, 1974)

Muhammed (Belhî)… Dalga dalga Hacc’a gidenlere baktı ve mırıldandı: Şu dalga dalga insanın hali ne tuhaf? Hayranım onlara!.. Dereler, denizler, çöller ve dağlar aşıp geliyorlar. Allah’ın evini ve orada nebîlerin izlerini görmek için… Hâlbuki kendi nefs sahralarını aşabilselerdi, orada doğrudan doğruya Allah’ın izini göreceklerdi.

Ebulhasan (Verrak) söyledi: Allah’a sevgi, yalnız O’nun Sevgilisine sevgi ile olur. Allah başka türlü sevilemez.

O, Allah’ın emriyle Kâinat Efendisi;

Varlığın Tacı, varlık nurunun ta kendisi… (Çile, 1974)

Şiblî… Bir mescid… Avluda Şiblî ve onun halkası… Bir dilenci geçmekte… Dudaklarında şöyle bir hitap: Yâ hak, yâ lütuf ve kerem sahibi!.. Şiblî ağladı ve dedi: Her şeyi icad eden sensin!.. Veren, alan, aratan, bulduran, isteyenleri sana minnet yoluna çeken, istemeyenleri de ellerindekine güvendirip tek başlarına bırakan, hep sen!.. İkram ve ihsan edicilerin hepsi,  verdikleri her şeyde, hadler ve sınırlarla çevrili… Yalnız senin ikramların ve ihsanlarındır ki,  ne hadde sığar, ne sıfata… Sen o lütfedicisin ki, her lütfediciye galipsin!.. Vericilerin vericiliği, senin vericiliğinledir.

Verirler, “ben acizim, kudret senin” dedikçe,

Verenin şanı büyük, sen iste istedikçe. (Çile, 1980)

Muhammed Hakîm (Tîrmezî)… Ona sordular; kulluk ve Yaradan? Cevap verdi: Bir kimse ubudiyet (kulluk) sıfatlarının cahili olsa rübubiyet (İlâhlık) sıfatlarının da bilgisizi olur. Kendini anlamayan, O’nu nasıl anlasın?.. Yine sordular; Allah’ın fiillerine ait sıfatlarla; zatına ait sıfatlar arasındaki fark? Dedi: Eksiği veya fazlası mümkün olan her şey, O’nun fiillerine ait sıfatlardan, eksiği veya fazlası muhal her şey de zatına ait olanlardan…

Ali (Benderoğlu)… Dedi ki; Zavallı insanlar! Allah’ı kolaylıkla bulmak dilerler. Kolaylıkla mı bulmak? İki cihanı gözden çıkarmadan, Allah’ı bulmak yoktur.

Anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var;

Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var.. (Çile, 1983)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : ...    07.02.2019
Yorum : Allah...





 
Mukaddes beldelere-2... - Sayı 126
Çocuk toprak gibidir... - Sayı 125
Anneme...... - Sayı 124
Nerelisin... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16324900
 Bugün : 6085
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694351
 Bugün : 262
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 165
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim